20 yaşını geçmişsen ve üniversite okumuyorsan hele ki görüştüğün flört ettiğin birisi varsa evlilikten kaçış yok.
Yüzük takalım laf söz olur.
Küçük yerde adın çıkar adını koyalım bu işin.
Nişan yapalım arayı açmadan düğün yapalım.
Düğünü yaptık öyle yurtdışına gidelim birbirimizi daha iyi tanıyalım olmaz el alem kısır zanneder hemen çocuk yapın.
Çocuk yaparsın arayı açmayın birlikte büyüsünler kardeş yapın.
İki kızın olur erkek yapın, iki oğlun olur bir tane de kız yapın.
Biri üniversiteye gider diğeri evlenir gider olmadı evde ses kalmadı bir tane de tekne kazıntısı yapın…
İnsanların hayatlarına neden müdahale etme gereği duyuyoruz? Neden iki yetişkin insanı kendi haline bırakamıyoruz? Aileler genç çiftler hakkında karar veriyorlar gençlerin haberi yok. Yansıtıldığı kadarıyla İsmail Balaban’la Gamze Hanım’ın da nişanın atılmasından kendilerinin haberi olmadığı gibi. Bu İsmail ve Gamze mevzusu değil mi sizce de?
Çoğu ataerkil düzende kadının evlilik yoluyla dâhil olduğu ailede “gelin” olarak kabul görmesi, kayınvalidesine uyumlu davranmasıyla yakından ilişkilidir. Nitekim evlilik yoluyla genişleyen akrabalık sistemi içindeki ilişkilerin en hassas ve sorunlara en açık olanı gelin-kaynana ilişkileri olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz.
Türkiye’nin geleneksel bölgeleriyle Asya ve Orta doğu toplumlarının gelin-kaynana ilişkileri arasında yakın bir benzerlik kurulabilir. Örneğin; Çinli bir kadın, eşine, çocuklarına ve eşinin ailesine hizmet etmenin yanı sıra evliliğin ilk yıllarından itibaren eşinden çok kayınvalidesiyle vakit geçirmek zorundadır. Çin’de yaşlılık önemli bir erdem olarak görüldüğü için yaşlılar gündelik pratiklerle ilgili kuralları belirleme hakkına sahiptir. Bu yüzden evde otorite büyük ölçüde kayınvalide elindedir ve gelin ona hizmet etmek zorundadır.
Çok önemli bir konuya değinmişsiniz👏👏👏