Şule Arslan Yazio: CİNekolog Kimdir?

Günümüzün cinci hocaları olan eski Türk toplumlarındaki kamlar büyü yapabilen, manevi dünyayla iletişim kurabilen insanlardı. Dolayısıyla da hastalıklara neden olan yaratıklarla iletişime geçerek bu hastalıkları tedavi edebileceğine inanılırdı.  

O dönem elbette (placebo etkisiyle) hastanın iyileşeceğine inanmasının aslında iyileşmenin yolu olduğunu düşünürsek, büyücülerin hekimlikte büyük ölçüde başarılı olduklarını tahmin edebiliriz. Bu yüzden, okuyup üflemek o dönemin en etkili tedavilerinden olmuş olsa gerek. Ne yazık ki günümüzün teknolojisi bu etkiyi kırmaya hala yetmiyor ki bilime inanmak yerine cinci hocalar tarafından kandırılmaya devam edebiliyoruz.

Cinsel problem yaşayan bir kadın cinci hocaya gidiyor. Peki sorun nedir?

Vajinasına cin girmiş. 

Halüsinasyonlar gören birini cinci hocaya götürüyorlar sorun: beynine cin girmiş. 

Alt ıslatan çocuğu cinci hocaya götürüyorlar peki burada sorun nedir? Tabi ki cinler korkutmuş çocuğu. 

Peki bu cinlerin hiç işi gücü yok mu neden bizimle uğraşıp duruyorlar? Acaba biz mi onlarla, onlar mı bizle uğraşıyorlar?

İbadet yapan adamdan zarar gelmez mantığından çıkılmadığı sürece her anlamda soyulmaya devam edilmesi çok muhtemel görülüyor. Daha birkaç yıl önce otizmli çocuğu için şifa dilenen kadının 25 bin TL kaptırması ve defalarca da birlikte olması sanırım bu durumu en iyi anlatan örneklerden bir tanesi…

20 TL’ye kitap almaya eli gitmeyen biri için, nikah tazelemek adına kefaret parası olarak 3 bin 200 TL talep edildiğinde sorgusuz sualsiz parayı ödemesi aslında çok da şaşırtıcı değil. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre (ülke genelinde ve ülke ortalamasında) günde 6 saat televizyon izleyen, 3 saat internete giren Türk insanı, kitap okumaya sadece 1 dakika ayırıyor. Özetle ülkemizde her 100 kişiden sadece 4’ü kitap okuyor.

Şunu da kabul etmeliyiz ki çoğumuz için konfor alanımızı bozmak hiç de kolay değil. İstenilen sonuçlara ulaşmak için en kolay ve en kısa yolu seçiyoruz, ancak bunlar tam da olgunlaşmamızı zorlaştıran unsurlar. Konfor alanımızın dışına çıkmadığımız, araştırmadığımız, okumadığımız, ezberleri bozmadığımız sürece doğru yolda değiliz demektir. Bu yazımı da ulu önder Atatürk’ün bir sözü ile bitirmek istiyorum. 

 'Ben, manevî miras olarak hiçbir âyet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.’’

Instagram

Facebook

Popüler İçerikler

Arzu Sabancı'nın "A" Harfli Ekmeğini Kesen Çalışanın 1 Mayısını Kutlayarak Hepimizi Güldüren Kullanıcı
Münevver Karabulut'u Vahşice Öldüren Cem Garipoğlu'nun İntiharının Öncesindeki Son Görüntüleri Ortaya Çıktı
Çok mu Çok İddialıyız? Brad Pitt'ten Daha İyi Oyuncu Olduğunu Söyleyen İlker Aksum Dillere Fena Düştü!
YORUMLAR
08.10.2020

Uygun fiyata sevgili muskası, büyü bozma, koca bağlama, dilek duası yazılır bademcik ameliyatı yapılır. Garanti çözüm isteyenler bana ulaşsın.

23.09.2020

Ne kadar haklısınız Şule hanım... Ağlanacak halimize gülüyoruz😐

23.09.2020

Cehaletin verdiği inançlar malesef. Körükörüne araştırmadan okumadan dinin alet edilmesi.Bu gibi inaçlarınolan bir çok üniversite mezunu tanıdığım var. Yine cahillik. Başına bir bela gelir kim yapmış; Cinler musallat olmuş. Kendi sorunlarıyla yüzleşemeyen bir çok insanın kaçış noktası. Acabalar vesveseler ve psikolojik sorunlar da sanırım, sorunlu kişilerin kaçış yolu olarak en basiti cinlerin üzerine at gitsin oluyor. Benim düşüncem.

TÜM YORUMLARI OKU (9)