Suçsuz Yere İdam Edildikten Bir Süre Sonra Dirilerek Herkesin Dehşete Düşüren Margaret Dickson'ın Akla Zarar Hikayesi

Şok etkisi yaratan olayla birlikte davanın seyri beklenmedik şekilde değişmiş ve yasalar bile bundan nasibini almış...

1724 yılında İskoçya'nın başkenti Edinburg, Margaret Dickson'ın şaşırtıcı hikayesine ev sahipliği yaptı.

Margaret hayatını balıkçılıkla idame ettiren bir kadındı. Kışın balıkçılık zor olduğu için zengin bir köşkte hizmetçilik yaparken hamile kaldı. İşsiz kalmaktan ve dışlanmaktan korktuğu için tek başına gizlice doğum yaptı. 

Maalesef bebeği ölü doğdu. Bu yüzden bebeğini bir nehir kıyısına atıp kaçmak zorunda kaldı. Olayı fark eden birkaç kişi tarafından bebek bulununca Margaret kendi bebeğini öldürdüğü gerekçesiyle tutuklandı.

Genç kadın yeterince acı çekmemiş gibi bir de her şeyi olduğu haliyle anlatmasına karşın anlattıklarına kimseyi inandıramaz.

Sonrasında İskoç polisi ve mahkemenin elinde yeteri kadar delil olmadığı halde, Margaret kendi çocuğunu öldüren bir cani olarak suçlandı ve idam cezasına çarptırıldı. İnsanlara ibret olması için Grassmarket meydanında, tüm halkın gözü önünde öldürülmesi karar verildi.

Margaret, büyükçe ve ölümü izlemekten keyif aldıkları belli olan kalabalığın önünde asılarak idam edildi.

Zavallı kadın, yasalar gereği asılı bir şekilde meydanda 30 dakika durmak zorundaydı. Bu süre boyunca idam sehpasında asılı kaldı. Ölen kadının cesedi, Musselburg'a defnedilmek üzere yola çıkarıldı. Yolda giderken tabuttan sesler gelince kapağı açan adamlar kadının ölmediğini görünce korkudan şoka girdi.

Olup bitene kimse bir anlam veremezken kadına şimdi ne olacağı tartışma konusu haline geldi.

Kadının ölmemiş olması herkesi dehşete düşürmüştü. Yasaların gereği uygulansa da Margaret sağdı. Sonunda kadının serbest bırakılmasına karar verildi. Bu durum için hemen bir yasa çıkarıldı. Yeni yasada 'asılmasına karar verildi' ibaresi 'ölene dek asılmasına karar verildi' olarak geçti.

Olay halk arasında giderek büyütüldü ve 'Diriliş Efsanesi' olarak anılır hale geldi.

Halk bunu tanrı tarafından Margaret'ın masumiyetini kanıtlamak için gönderilen bir işaret olarak nitelendirdi. Birçok kişi de ölen bebeğin ruhunun, annesini koruduğunu ve kurtardığına inandı. Margaret'a bu olaydan sonra 'Yarım Asılan Maggie' olarak anılmaya başlandı.

Yerel halk tarafından, yüzlerce insanın öldürüldüğü bu meydanın hala bu ruhlara ev sahipliğine inanılmakta.

Grassmarket, yüzlerce idama sahne olmuş bir meydandı. 1937'de Margaret gibi haksız yere idam cezası verilen kişilerin adının yazdığı bir anıt yaptırıldı. Bu anıtta suçsuz yere öldürülen masum insanların adları yazıldı. Bugün hala bir utanç sembolü olarak yerini korur halde.

Margaret'in akıllara durgunluk veren hikayesini Alison L. Butler'ın kitabından daha detaylı olarak okuyabilirsiniz...

Ha olur da yolunuz Grassmarket civarına düşerse de Maggie Dickson Pub'da oturup bir şeyler içmeden dönmeyin!

Margaret Dickson'ın ilginç hikâyesi ve beklenmedik şansını öğrendikten sonra böylesi bir şansa siz de sahip olmak ister miydiniz?

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
YORUMLAR
09.02.2020

DEVUAMKE

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ