Suçlamadan Önce Bir Düşünün: Toplumun Kadınlarla İlgili Ne Kadar İkiyüzlü Olduğunun Farkında mıyız?

Toplumsal cinsiyet eşitliği, radikal feminizm, kadınlar annedir, çiçektir sloganları...Dünya Kadınlar Günü'nde yine tanımlara, sloganlara sıkışıp kalıyoruz. Oysa en basite indirgeyip, toplumda kadın hakkında en çok şikayet edilen durumlara bir bakınca, sorunun temelinin orada açıkça durduğunu görebiliyoruz. İnsanların görmek istemediği, etrafında dolaştığı kadınlarla ilgili düşüncelerin ardındaki ikiyüzlülüğü masaya yatırıyoruz.

1. "Kadınlar evlenmeyi, buna dair ritüelleri çok abartıyor."

Pek çok toplumda evlilik teklifi, nişan, düğün gibi organizasyonlar neredeyse sadece kadının kutlama yapması üzerine. Bunu gereksiz ve görgüsüz bulanlar çok.

Oysa doğduğundan beri değersiz hissettirilen kadının çoğu zaman ilk kez "değerli ve önemli" olduğu dönem bu.

Bebeğin cinsiyetinin kız olduğu öğrenildiği andan itibaren değersizleştirme başlıyor diyebiliriz. Bu çağda kalmadı diye düşünmek en güzeli, yine de ne yazık ki kadın erkek eşitsizliği evin içinde, küçük bebekler arasında başlatılıyor. Çocuklar bu durumun farkında olmadan, durumu normalleştirerek büyüme eğiliminde, büyüyüp değer gören kadın için bu durum elbette önemli.

2. "Kadınlar yanlış erkeklerle birlikte olup, kaderlerini bir anlamda kendileri seçiyor."

Bu pek çok şiddet gören, öldürülen kadının arkasından söylenen bir şey. Problemli erkekleri seçen kadınların kaderlerine bir şekilde mahkum olduğu iması içeriyor.

Yine doğduğundan itibaren değersiz hissettirilen, baskı altında olan tecrübesiz bir insanın seçimleri doğru olmayabilir.

Evden kaçan, erken yaşta evlenen pek çok kadın evlerinde dayanılmaz sıkıntılarla boğuşuyor. Problemli bir insan çoğu zaman başlarda bu yönünü göstermez. Küçük de olsa bir sevgi, ilgi gören genç yaşta insanların kafasının karışması kadar doğal bir şey yok.

3. "Kadınlar yalancı, güvenilmez."

Kadınların erkeklere oranla daha komplike düşünebildiği bilimsel araştırmalarla sürekli ortaya konulsa da, kadınların asıl yalan söyleme sebebi doğruyu duymak istemeyen insanlar.

Bu aslında kadınların yalan söylemesini teşvik eden bir sistem kurup sonra buna isyan etmek oluyor.

Cem Yılmaz'ın ünlü skecinde de bahsettiği gibi kadınlar baskıyla ve yalan söylemeye teşvik edilerek yetiştiriliyor. Yetişkin olduklarında da bundan şikayet ediliyor.

4. "Kadınlar eğitimsiz, cahil. Kendilerini geliştirmiyorlar."

Toplumda kadınların en çok eleştirildiği konulardan biri belki de kendilerini geliştirmemeleri. Peki buna ne ölçüde izin verildiği konuşuluyor mu?

Nesillerdir süren eğitim engelinin suçu da kadınların üstüne yıkılmak isteniyor.

'Kız çocuğu okumaz' kafasıyla başlayıp, okula giden kızları türlü engellerle okuldan uzaklaştıran, erkenden evlenmeye ve kişisel gelişimini tamamlamadan çocuk yetiştirmeye yönlendiren sistemin suçu yokmuş gibi davranmak gözleri gerçeklere kapatmak oluyor.

5. "Kadınlar çalışmıyor. Hepsinin amacı evde oturmak."

Kadınların iş gücüne katılım oranının çok düşük olduğu doğru. Bu noktada da kadın yerine üniversite dahi okuyor olsa bir an önce bitirip evlenmesini, ev işlerini üstlenmesini, çocuk yapmasını bekleyen toplum anlayışını sorgulamak lazım.

Eşini çeşitli sebeplerle "çalıştırmayan" erkekler, çalışan kadını suçlayan toplum bu soruna yol açıyor olmasın?

Çalışan herkesin eşini sınırsızca aldattığı bir hayali dünya yaratan kıskanç erkekler, çalışan kadının evde de mesai harcamasını bekleyen ve bunu yapamayınca, çocuğunu bakıcıyla yetiştirince eleştiren aile büyükleri varken pek çok kadının iş hayatı stresi üstüne bir de bunları yaşamak istememesi normal.

6. "Kadınlar çok süsleniyor. Dikkat çekici giyiniyorlar."

Aslında bu ikiyüzlülüğü açıklamaya gerek bile yok. Toplum bakımlı, güzel giyinen kadınları tehlikeli görürken; bu tür şeylerle ilgilenmeyen kadınları da aşağılıyor. Kısacası ne yapılsa olmuyor.

Kadınlar kendileri için giyinip süslendiklerini veya tam tersi bunu umursamadıklarını kimseye anlatamıyor.

Her durumda yargılanacaklarını bildikleri için zaten başkası için bir şey yapılmayacağının farkındalar. Kadın olmak başlı başına bir eleştiri sebebi.

7. "Pek çok kadının amacı gençken zengin bir koca bulup ondan çocuk sahibi olmak."

Kısmen doğru. Her sistem kendi oyuncularını yaratır. Sadece gençliğe, güzelliğe rağbet olan toplumlarda kadınlar kendilerini garantiye almak için genç yaşlarda evlenip çocuk sahibi oluyor. Bunun tek sebebi nafaka da değil.

Doğuştan itibaren değersiz hissettirilen kadınlara sadece ilk gençlik döneminde bir "değer" atfediliyor.

Yaşlanınca değersiz hissedeceğinin farkında olan ve zamanında eğitim ve kariyer gibi yatırımları alamamış kadınların tek sığınağı çocuk oluyor. Çünkü toplum, erkeğin imkanlarını hayat boyu açık tutarken, pek çok yaşlı kadın çocuklarının bakımına muhtaç.

8. "Kadınlar nafaka avcısı, erkek sömüren varlıklar."

Son dönemde boşanma sonrası kadınlara bağlanan yoksulluk nafakası sorun oldu malum. Ünlü isimlerin dudak uçuklatan nafakaları, bazı erkeklerin sosyal medyada isyanı derken bu konu içinden çıkılmaz hale geldi.

Uç örnekler bir yana; eğitiminden, evlilik boyunca çalışma hayatından men edilen kadının boşanma sonrası kariyer sahibi olup kendi ayakları üstünde durması bekleniyor.

En verimli çağı elinden alınan kadın belli bir yaşın üstüne gelip de boşandığında hiçbir kazanımı olmuyor. Birkaç dil bilen, yüksek eğitimli gençlerin bile iş bulamadığı günümüzde ne yazık ki onların iş bulması çok zor ve yoksulluk nafakasının temel mantığı da bu. Yasa ile ilgili bazı düzenlemeler talep ederken, kadınların yaşamlarıyla ilgili de köklü düzenlemeler gerekiyor.

Ekonomik ve sosyal şartlar bir yana; anlayış olarak kız ve erkek çocukları eşit şekilde yetişip eşit şartlara ulaşmadıkça tüm argümanlar boşa çıkacak.

Gerçekleri açıkça dile getirmeden sorunların çözülmesi mümkün değil.

Popüler İçerikler

İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu