Polisiye romanların büyüsü, okuru hikayenin içine çekip her sayfada daha fazla merak uyandırmasında saklıdır. Cinayetlerin ardındaki sırlar, dedektiflerin zekası ve yazarların ustalıklı kurguları, bu türü eşsiz kılar. İşte edebiyat dünyasında iz bırakmış 10 efsane polisiye roman ve onların gizem dolu dünyaları...
Agatha Christie'nin ünlü dedektifi Hercule Poirot, lüks bir trende işlenen esrarengiz bir cinayeti çözmek için harekete geçer. Her yolcu şüphelidir ve ipuçları labirent gibidir. Christie'nin ustaca kurguladığı bu hikaye, sürpriz finaliyle okurları şok edecek.
Başkomiser Sedat, tutkulu bir aşk yaşadığı Mine’nin ortadan kaybolmasıyla hayatının en karmaşık soruşturmasına sürüklenir. İstanbul'un sisli sokaklarında iz sürerken, bir yandan devletin derin bağlantılarıyla yüzleşir, bir yandan da kendi iç dünyasındaki çatışmalarla boğuşur.
Paris’in karanlık ve sisli sokaklarında korkunç bir cinayet işlenir. Bir anne ve kızının vahşice öldürüldüğü bu olay, şehrin en büyük sırlarından birine dönüşür. Dedektif Auguste Dupin, olay yerine dair en ince ayrıntıları bile gözden kaçırmadan, mantık ve gözlem gücünü kullanarak bu esrarengiz cinayeti çözmeye çalışır.
Genç kahramanımız Jack Glenarm, büyükbabasından miras kalan eski ve kasvetli malikaneye yerleşir. Ancak malikanede işler göründüğü gibi değildir. Her köşede sırlar, her odada gizli geçitler ve gece yarısı yankılanan ayak sesleri vardır. Glenarm, hem mirasını korumak hem de malikanede dönen gizemli olayları çözmek için tehlikeli bir oyunun içine çekilir.
Genç kızların birer birer ortadan kaybolduğu bir şehirde, dedektif Jane Rizzoli ve tıp uzmanı Maura Isles, kayıpların ardındaki korkunç gerçeği ortaya çıkarmak için mücadele eder. Her ipucu onları daha karanlık bir sırrın içine çekerken, zamanla yarışmaları gerekecektir.
Avrupa’dan Afrika’ya uzanan korkutucu bir seri katil hikayesi… Gazeteci Marc Dupeyrat, bir dizi vahşi cinayeti araştırırken, insan psikolojisinin en karanlık köşeleriyle yüzleşir.
Moskova’nın buz gibi soğuğunda, Gorky Park’ta üç ceset bulunur. Yüzleri tanınmaz hale getirilmiş bu cesetler, karmaşık bir cinayetin habercisidir. Soruşturmayı üstlenen Dedektif Arkady Renko, hem cinayeti çözmek hem de Sovyet bürokrasisinin çürümüş sistemini aşmak zorundadır. Ancak Renko'nun karşısında sadece katiller değil, yozlaşmış bir devlet düzeni ve her köşeden çıkan sırlar vardır.
Dedektif Alan Grant, hastanede geçirdiği iyileşme sürecinde tarih kitaplarına dalar ve Kral III. Richard’ın adını kirleten ünlü cinayet davasını incelemeye başlar. Tarih kitapları, III. Richard’ı yeğenlerini öldüren zalim bir kral olarak anlatır. Ancak Grant, tarih kitaplarında yer alan bilgilerin doğruluğundan şüphe duyar ve kendi soruşturmasını başlatır.
Harvardlı simgebilim uzmanı Robert Langdon, CERN’de işlenen esrarengiz bir cinayeti araştırmak üzere Vatikan’a çağrılır. Ancak bu sadece bir cinayet vakası değildir; Katolik Kilisesi'ne karşı yüzyıllardır süregelen bir intikam planının ilk adımıdır. Illuminati adı verilen gizli bir örgüt, Vatikan’ı yerle bir edecek bir planı devreye sokmuştur.
İsveçli gazeteci Mikael Blomkvist, zengin sanayici Henrik Vanger tarafından 40 yıl önce ortadan kaybolan yeğeni Harriet’in gizemli hikayesini araştırmakla görevlendirilir. Ancak bu soruşturma, Vanger ailesinin karanlık sırlarını ortaya çıkaracak karmaşık ve tehlikeli bir yolculuğa dönüşür.
Ahmet Ümit - İstanbul Hatırası 🩶 Grange - Sisle Gelen Yolcu ❤️ Sir Arthur - Sherlock/Dörtlerin İmzası 🤍
Agatha Christe 10 kişiydiler
Aklımdan Bir Sayı Tut.