'Çalışma şiddeti'
İş cinayetlerine ilişkin Evrensel Gazetesi'ne konuşan İSİG Üyesi Akademisyen Aslı Odman, yaşananlara sadece iş cinayeti değil, ‘çalışma şiddeti’ demek gerektiğini söyledi. Kayıt dışı kazalara, meslek hastalığı sonucunda ölümlere, işyeri intiharlarına varan psikososyal baskılara dikkat çeken Odman, “Bugün Türkiye’de en az 20 ila 40 kişinin her gün ‘çalışma kaynaklı’ öldüğünü biliyoruz. Bu şekilde çalışmazsa aramızda olacak 40 candan bahsediyoruz. Çalışma şiddetini ise Kalkınma ve Kıyım Rejimi’nin sonucu olarak görüyorum. Nerede bu şekilde kalkınma, büyüme, oradaki bedel insan canı. Üretim aracı olarak muhasebeleştirilen, canını savunamayacak kadar zayıf ve örgütsüz tutulan, iş organizasyonunda yeri bina, hammadde ve siyasi ilişkilere yapılan yatırımlardan sonra gelen” diye konuştu.
AKP döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşanan mevzuat ve yasa bolluğuna değinen Odman, “Bu mevzuatın ruhunu, iş cinayetlerine yol açan çalışma şiddetini oluşturan piyasanın, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanını içerisine iyice alacak şekilde genişletilmesi olarak özetleyebiliriz. Bu büyük can kayıpları, büyük bir piyasa oluşturuyor” dedi. Bir yandan da piyasaları yaratmak için meslek odalarının zayıflatıldığına işaret eden Odman, şöyle devam etti: “Şirketleşerek vasıfsızlaşmayı teşvik ediyor. Diğer yandan da görünürde ‘adalet’ sorumluluğunu yerine getirmek için içi dezenformasyonla doldurulan bir alan yaratıyor.”
İşçi öldüren hapis yatmıyor!
Hükümetin iş cinayetleri karşısındaki cezasızlık politikası, kamuoyunda büyük yankı uyandıran hemen hemen tüm iş cinayetlerine yansıdı. Davalarda tutuklu sanıklar birer birer tahliye edildi.
Torunlar Center’da asansörün düşmesi sonucu 10 işçinin yaşamını yitirdiği davada, patronlar iddianame aşamasında aklanırken, son duruşmada tutuklu 3 sanık da serbest bırakıldı. Müfettişlerin yargılanmasına ise bakanlık izin vermedi.
OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesinde 4 yıl önce art arda yaşanan patlamalarda 20 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetine ilişkin davada da tutuklu sanık kalmadı. Davada patlamada ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılanması konusundaki talepleri dikkate alınmadı.
3 yıl önce Marmara Park AVM inşaatında çalışan işçilerin barınma amaçlı kullandığı çadırlarda meydana gelen ve 11 işçinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili davada da aynı gelişmeler yaşandı. Bilirkişi raporlarıyla işçiler kusurlu gösterilirken, bu davada da tutuklu sanık bırakılmadı.
Samsun’daki Eti Bakır İşletmeleri AŞ’de 300 ton ağırlığındaki amonyak tankının kapağının düşmesi sonucu 7 işçinin öldüğü ve 12 kişinin yaralandığı iş cinayetiyle ilgili davada tek tutuklu sanık da tahliye edildi.
Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessesesi Müdürlüğü maden ocağında 7 Ocak 2013’de 8 madencinin öldüğü iş kazasıyla ilgili davada da tutuklu sanık kalmadı.
Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden katliamına ilişkin iddianamede yapılan değişikliklerle 8 tutuklu 45 sanıktan, tutuklu olmayan 37’sinin bir gün hapis yatmadan kurtulmasının önü açıldı. Kamu görevlileri ve iş müfettişlerinin yargılanmasına ilişkin başvuru Çalışma Bakanlığı tarafından reddedildi. Danıştaya itiraz edilirken, Danıştay ancak 5 ay sonra bakanlıktan savunma istedi.