Şimdi bir düşün... İlk aşk acını yaşadığında kim vardı yanında? Ya da en mutlu anında, dans ederken fonda kim çalıyordu? %99 ihtimalle Sezen Aksu'dur! Çünkü bu ülkede Sezen şarkısıyla hüzünlenmemiş, gaza gelmemiş, hayatını sorgulamamış insan yok! Hadi gel, Türkiye'nin Minik Serçesi'ni biraz daha yakından tanıyalım.
13 Temmuz 1954’te Denizli’nin Sarayköy ilçesinde doğdu ama “Denizli kızı” değil, çünkü daha çocuk yaşta İzmir’e taşındılar. Aslında hepimizin onu “İzmir’in kızı” olarak bilmesinin sebebi bu. Zaten İzmir’in o sıcacık, doğal ve biraz da muzip ruhu Sezen’in her yerine işlemiş.
Baleye merak sarmış, resimle ilgilenmiş ama asıl tutkusu hep müzik olmuş. Hatta ailesi bu müzik sevdasından pek hoşnut değilmiş, çünkü 'müzisyenlik meslek mi canım!' kafasında olan bir nesilden geliyorlar.
Ancak kendini geliştirmeyi ve yetiştirmeyi de hiçbir zaman bırakmamış. Kendisi İzmir Radyosu ses sanatçılarının ders verdiği İzmir Radyosu Sanatçılar Derneği'ne girmiş.
O yıllar Türkiye’de bir sanatçı olmak o kadar kolay değil. Hele ki kadınsan, pop müzik yapıyorsan ve sıradanlıktan uzak bir tarzın varsa işler iyice zor.
1975'te ilk 45'liği çıkıyor ancak tutmuyor. O sıraların adı da Sezen Seley'miş tabii.
1976’da “Olmaz Olsun” ve “Kaybolan Yıllar” ile geldi. O şarkılar öyle bir tuttu ki, Sezen bir daha sahneden inmedi.
Atıf Yılmaz'ın filmi olan ‘Minik Serçe’de Bulut Aras’la başrolleri paylaşmışlar.
Hatta 1983 yılında Eurovision Türkiye elemelerine katılmış. O dönem “Heyamola” şarkısını Ali Kocatepe ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirmiş. Şarkı öyle bir beğenilmiş ki finale kadar yükselmiş ama maalesef ülkemizi temsil etme hakkını kazanamamış.
Heyamola yılı boş geçmemiş, ‘Hey Dergisi’ tarafından yılın plağı seçilmiş. Yani o dönemin müzik otoriteleri Sezen’in Eurovision’da yer almasa bile ne kadar büyük bir yetenek olduğunu gayet iyi biliyorlarmış.
1994 yılı, Sezen Aksu’nun sadece bir sanatçı değil, artık müzik piyasasını yönlendiren bir yapımcı olduğunu kanıtladığı bir yıl olmuş. Bu yıl çıkardığı ‘Sen Ağlama’ albümü, hepimizin içini lime lime eden şarkılarıyla efsaneler listesinde yerini almış.
Özellikle bir dönem hepimizin dilinden düşmeyen olaylardan biri, Sezen Aksu – Uzay Heparı – Yıldız Tilbe üçgeni. Şimdi, bilmeyenler için biraz açalım: Uzay Heparı, o dönem genç, yakışıklı ve yetenekli bir müzisyen. Sezen’le hem müzik anlamında çok iyi anlaşıyorlar hem de duygusal bir yakınlıkları var. Ama bu esnada Yıldız Tilbe de Uzay Heparı’ya aşık oluyor.
Yıllarca görüşmeyen bu iki dev isim, barıştıklarını belli eden bir fotoğraf paylaşınca, tüm Türkiye rahat bir nefes almıştı! Çünkü kabul edelim, Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe’nin küs olması, müzikseverler için büyük bir kayıptı.
Bir şarkısıyla bizi yerle bir edip, diğer şarkısıyla ayağa kaldıran kaç sanatçı var? İşte Sezen Aksu’nun farkı burada! Ömrümüz boyunca kalbimizi titreten, hayatımıza fon müziği olan bu kadına ne kadar teşekkür etsek az.
Allah O'ndan razı olsun.