Ve şimdi bunca karışıklığın belki de en önemli sebebi olan İngiltere'ye geldik.
Öncelikle söyleyelim; İngiltere isminde bir siyasi ve idari yapı yok. Dolayısıyla İngiliz hükumeti ve parlamentosu da yok. İdare yerel yönetimlerden ibaret.
Gelgelelim, basında Ada'yla ilgili haber yapılırken hep İngiliz ifadesi kullanılır. İngiliz başbakan Cameron...İngiliz parlamentosu...vs.
Bunun sebebi İngiltere'nin tüm yönlerden Krallık'ın en büyük ve merkezi parçası olmasıdır. Birleşik Krallık nüfusunun %85'i de İngiltere'de bulunmakta.
İngiltere'den neden siyasi ve ulusal idarenin olmadığını daha kolay anlayabilmek için ülkemizden örnek verelim;
Malumunuz, Türkiye'de büyükşehir olmayan şehirlerde 'merkez ilçe' denilen bir ifade mevcut. Bu ilçeler mevcut olmalarına rağmen belediyeleri yok. Merkez ilçenin idaresi şehrin belediyesi tarafından sağlanıyor. Şehirlerin büyükşehir statüsü kazanınca yeni çıkan kanunla beraber merkez ilçe, yeni bir veya bir kaç belediyeye bölünüyor ve idari yapıya kavuşuyor.
İngiltere'de tam olarak böyle. Krallığın merkezini oluşturuyor. Krallığın başbakanı, hükumeti ve parlamentosu doğrudan İngiltere'nin idaresini oluşturuyor. Dolayısıyla İngiltere ayrıca bir ulusal idari mekanizmaya gerek duymuyor.
Mükemmel bir yazı. Merak ettiğim soruların cevabını aldım. Teşekkürler ellerinize sağlık! :)
ingilteye direk dusman gozuyle yaklasmanizi cok cocukca, ergence buluyorum. ingiltere dusmanim degil, dostumda degil. ama cevrenize dusman olarak bakarsaniz karsinizda sadece dusman bulursunuz. uluslararasi iliskiler dosluk ve dusmanlik uzerine kurulmaz. cikarlar uzerine kurulur. dogru cikar noktasina odakliyabilirseniz en buyuk dusmaninizi bile dostunuz haline getirmek mumkundur. keza tarihde ataturk gibi, bismark gibi buyuk devlet adamlarina bakarsaniz bunu cok iyi yaptiklarini gorursunuz.
Kısaca Dingiltere yani.Hiç sevmiyorum abi şu soğuk pazvantları.Sanki pembe sıçıyorlar bi havalar bi kibirler.