Şu Dünyaya Biraz Katkımız Olsun! Yeşil Yakalı Bir Ofis Çalışanı Olmanın 11 Yolu

Çevre kirliliği ve iklim değişikliğiyle ilgili peş peşe gelen haberleri hepimiz içimiz acıyarak takip ediyoruz. Endüstriyel zorbalık had safhada. Peki hiç değilse beyaz yakalı ofis çalışanları olarak bizlerin yapabileceği, değiştirebileceği bir şeyler yok mu? 

İşte bunu düşündük ve hem çalışanlara, hem de bilhassa yöneticilere böyle bir galeri hazırladık. Yeşile, temiz havaya, temiz şehirlere ve güzelim doğaya selamlarımızla, sizlerin de beğenisine sunuyoruz. 🌿

1. Ortak alanlara yerleştireceğiniz geri dönüşüm kutularıyla, kağıt, cam, plastik ve metal çöplerinizi ayrıştırabilirsiniz.

Bunların yanı sıra boş piller ve printer kartuşlarını da ayrı çöp kutuları içinde biriktirip geri dönüştürebilirsiniz. Ofisinizin bulunduğu belediyle temasa geçerseniz, hem geri dönüşüm kutularını edinebilirsiniz, hem de dolduğunda gelip boşaltmalarını talep edebilirsiniz. Pek çok belediye bu hizmetleri ücretsiz sağlıyor.

2. Printer ve fotokopi ayarlarınızı eco moda alıp, gereksiz yere kaliteli çıktılarla kartuş tüketmekten kurtulabilirsiniz.

Kağıt tüketimini azaltmak için kağıtları çift taraflı kullanmak, gerekmedikçe çıktı almamak gibi alışkanlar da yeşil yakalıların olmazsa olmazı. 

70.000~100.000 adet A4 sayfa elde etmek için bir ağaç kesildiğini hatırlatalım.

3. Koridorlar, tuvaletler ve merdiven gibi ortak alanlardaki lambaları hareket sensörlü yaparak elektrik tasarrufu sağlayabilirsiniz.

Ayrıca akşamları belli bir saatten sonra binadaki tüm aydınlatmaların kapatılmasını sağlayacak basit bir otomasyon sistemi ile sabaha kadar açık kalabilecek lambalardan kurtulabilirsiniz. 

Hiçbiriyle uğraşamam diyorsanız, en azından eski tip ampuller yerine çok daha verimli olan yeni nesil LED ampuller kullanarak aydınlatma için harcanan elektrik tüketimini %90'a kadar azaltabilirsiniz!

4. Ortam sıcaklığının sabit ısıda (örneğin 21°) kalmasını sağlayacak termostatlarla, çalışanların kafalarına göre klima ayarlarıyla oynamalarının önüne geçip klima savaşlarını engelleyebilirsiniz.

Bu sayede ortamın gereksiz yere soğutulmasını engelleyip elektrik tasarrufu sağlamış olursunuz. Ayrıca camlar açıldığında klimaların otomatik olarak kapanmasını sağlayacak sitemi de kurarsanız, enerji kaybını da engelleyebilirsiniz.

5. Tuvaletlerdeki rezervuarları iki kademeli, yani büyük-küçük tuvalet ayrımına uygun olacak şekilde değiştirerek, klozetlerde harcanan su miktarını %50 azaltabilirsiniz.

Bunun yanı sıra lavabolarda fotoselli musluk kullanarak açık kalma riskini ortadan kaldırırken, akış debisinin düşüklüğü sayesinde su tüketimini azaltabilirsiniz.

6. Karton ya da plastik bardak kullanmak yerine, çayınızı ince belli, kahvenizi de havalı bir seramik kupada içerseniz, hem doğaya hem de sağlığınıza zarar vermemiş olursunuz.

Karton bardakların üretimi için çok büyük miktarlarda ağaç kesiliyor. Ayrıca içleri plastik benzeri bir maddeyle kaplı olduğu için doğada yok olması 25 yılı buluyor. Plastik ya da köpük bardakların ise hem kanserojen olduğunu, hem de çevreye çok zarar verdiğini söylememize bile gerek yok.

7. Öğle yemeğinden arta kalanların çöpe atılması yerine, biriktirilip hayvan barınaklarına gönderilmesini sağlayabilirsiniz.

Böylece hem çıkacak organik çöp miktarı azalmış, hem de hayvan dostlarımızın karnı doymuş olur.

Atıkları toplayıp barınaklara ulaştıran bazı ilçe belediyeleri mevcut. Siz de ofisinizin bulunduğu belediyeden bu konuyla ilgili bilgi alabilirsiniz.

8. Ofise bisikletle ya da elektrikli araçla gitmek, benzin tüketimini azaltacak ve dolayısıyla karbon ayak izinizi düşürecektir.

Evet, İstanbul koşullarında, coğrafi ve kültürel sebeplerden dolayı bisikletle ulaşım kolay değil. Ancak yine de elverişli bölgelerde yaşıyor ve çalışıyorsanız, bisiklet hem çevre dostu hem sağlıklı hem de keyifli bir ulaşım yolu. 

Aynı şekilde gitgide yaygınlaşan elektrikli/hibrit araç kullanımı da mümkün. Yurt dışında kimi ofislerin servis-benzin maliyetini ve karbon ayak izini azaltmak için, bisiklet ve elektrikli araç kullanarak işe gidip gelen çalışanlarına prim verdiklerini de belirtelim.

9. Ofisteki su sebillerinde plastik damacana yerine cam damacana kullanarak, doğayı ve sağlığınızı koruyabilirsiniz.

Polikarbonat damacanaların güneş altında bekledikçe saldığı kimyasallar, içtiğiniz suya karışıyor. Ayrıca damacanaların yeniden dolum işleminde dezenfekte edilmesi için çok miktarda su harcanmasına rağmen, temizlemek için kullanılan kimyasallar da kalıntı bırakabiliyor. Plastik tüketiminin doğaya verdiği zarar da cabası...

10. Bilgisayar ve diğer elektronik cihazlarınızı kullanmadığınızda kapatmak, elektrik tasarrufu yapmanızı sağlayacaktır.

Öğle yemeğine ya da toplantıya giderken ve akşamları ofisten çıkarken, bilgisayarınızın monitörünü kapattığınızdan emin olun. 2 saatten fazla kullanmayacağınız durumlarda da bilgisayarı tamamen kapatmayı unutmayın.

11. BONUS: En çevreci ofis, hiç var olmayan ofistir!

Sevgili patronlar, haftanın belirli günleri evden çalışma politikası izlemek, hem ofisin işletme giderlerini ve enerji tüketimini azaltacak, hem de çalışanların işe gidip gelirken benzin kullanmalarını önleyecektir. Çalışan mutluluğu da cabası...

Popüler İçerikler

Evde de Yapsak Ucuz Değil: Fatih Altaylı Evde Yaptığı Patlıcan Musakkanın Maliyetini Hesapladı
MHP, TikTok'un Kapatılması İçin Kanun Teklifi Hazırlıyor: "Ahlak Yok Olursa Gelecek Yok Olur"
Araştırma: Türkiye'de En Çok Hangi Yemekler Sipariş Ediliyor?
YORUMLAR
16.06.2016

Kişisel olarak evet hepimiz çevremizi korumakla ve korumayanlarla da mücadele etmekle yükümlüyüz.Ama bizler bir yandan su tüketimini şöyle yapalım, enerji tasarrufunu böyle sağlayalım diye düşünürken ve çabalarken , Dünyada ki gelir dağılımından en büyük payı alan zenginler sadece tek bir hobileri ile bile çevreye çok büyük zararlar verirken bu tip zararlar hep nedense es geçiliyor.Adamların golf sevdasının örneğin, çevreye ne kadar zarar verdiğini ve sadece bir kaç zevkli saat geçirecekler diye binlerce insanın 1 yılda tükettiği suyu sadece bu alanı sulamak adına tükettiği bir Dünya'da kişisel çabalar ne kadar kurtarıcı olacak diye de düşünmeden edemiyor insan.100 hektar bir golf sahası yılda 1 milyon m3'e yakın su tüketimi yapıyormuş, ki tüketilebilir su kaynaklarının kıtlığı ve temiz su kaynağına ulaşmada sorun yaşayan yaklaşık 1 milyar insan olduğu düşünülürse;

16.06.2016

hatta ve hatta önümüzdeki 10-15 yıllık zaman diliminde Dünyanın %47 sinin susuz kalacağı öngörülürken çevrenin korunması evet kişisel başlar ama çok daha ciddi ve büyük önlemlerde alınmalı diye düşünüyorum.Kaldı ki golf sahaları için harcanan tarım ilaçlarının ve kimyasal gübrenin normal bir tarım alanı için harcananlardan kat be kat daha fazla olması sebebi ile yeraltı suları dahil olmak üzere çevreye verdiği zarar,golf sahaları açmak için kesilen ormanlar vs bir araya gelince sadece golf sahaları bile çevre için son derece zararlı keyfi uygulamalar olup kendi kişisel çabalarımızın haricinde bu tip çok daha büyük çapta zarar verici konularla mücadeleyi de eklemeliyiz.Yoksa biz bir taraftan suyu vs böyle koruyalım derken, bu mücadele biz çay kaşığı ile havuzu doldururken bir başkasının diğer yandan gürül gürül musluk açıp boşaltmasına benzer bir mücadele olur

16.06.2016

Bunların kaçta kaçını yapabiliyoruz ki? Türkiyenin en büyük şirketlerinden birinde çalışıyorum; kalan yemeklerin hepsinin çöpe gitme zorunluluğu var. Yemekhanede çalışanlar dahi şunu eve götüreyim diyemiyor ,çünkü kameralarda yakalanıyorlarsa işten atılıyorlar. Şirketle evin mesafesi 1,5 saat. Bisiklet vs unut gitsin. En basit şeyi bile printerdan çıkartıp açıklamak zorundayız.Sonra çöpe gidiyor zaten.Zaten gizli olarak nitelendirildikleri için 100 parçaya yırtıp ,çöpe atma durumundayız. Yapabildiğim en çevreci şey mailerime " Lütfen doğayı düşünün – gerçekten bu iletinin çıktısına ihtiyacınız var mı? Please consider nature – Do you really need to print this message? " mesajını koymak... Üzücü...

16.06.2016

süper paylaşım bilinçlenmek güzel ve önemli ama bu devirde insana saygı yok doğaya nasıl olsun , benim en çok sinir olduğum şeylerden birisi yerlere ortalığa hele denize çöp atmaları nasıl bu kadar geri kafalıyız hala aklım almıyor

TÜM YORUMLARI OKU (14)