Şu Çılgın Türkler! Sınır Tanımadığımızı ve Görgü Kurallarına Asla Uymadığımızı Gösteren 13 Rahatsız Edici Davranış

Türk insanı olarak çoğu zaman samimiyetin dozunu abartıyor ve çevremizdeki insanları bazen bilerek, bazen de fark etmeden rahatsız ediyoruz. Hepimizin iyiliği için bir an önce vazgeçmemiz gereken davranışları sizler için derledik.

1. Bankada, yemekhanede, kasa önlerinde, otobüs durağında sıra beklerken önümüzdekini sürekli rahatsız ediyoruz.

Elbette bilerek yapmıyoruz ama samimiyetin dozunu da çoğu zaman abartıyoruz. Sıra beklerken önümüzdekinin dibine kadar giriyoruz, farkında olmasak da aşırı rahatsızlık veriyoruz. Öne geçmeye çalışanları burada es geçiyoruz tabii, onlar bambaşka bir içeriğin kanıtı...

2. Metroda, otobüste, bankta, parkta, bahçede, iş yerinde, her yerde başkalarının ne yaptığını gözlüyoruz; kitap ya da dergi okuyorsa hemen göz atıyoruz, telefonuna bakıyorsa ne yaptığını görmeye çalışıyoruz.

Bizi hiç ama hiç ilgilendirmeyen bir şey için yanımızdakini rahatsız ediyoruz. Ne okuyor, neye bakıyor diye meraktan çatladığımız için çaktırmadan yandan yandan bakıyoruz. Bir de bunun ayakta olup oturanı sürekli darlayanı var tabii...

3. Bankamatikten para çekerken tedirgin olacağını bile bile önümüzdekinin ne yaptığını kontrol ediyoruz; para mı çekiyor, borç mu ödüyor, para mı yatırıyor meraktan çatlıyoruz.

Bankamatikte beklerken önümüzdekinin işlemine sürekli bakıyoruz. Çok büyük bir kısmımızın kötü bir amacı yok, işlemi ne zaman bitecek diye sabırsızlanıyoruz ama bu ne acele, di mi?

4. Başkalarına ağzımızın içini göstere göstere sakız çiğniyoruz, sakızı balon yapıp patlatıyoruz, hatta bazen sonradan yeniden çiğnemek üzere görünen bir yere koyuyoruz.

Sakızın üzerindeki diş ya da tükürük izlerinin herhangi birini rahatsız edeceğini düşünmüyoruz. İçimizden geldiği gibi davrandığımız için bir türlü sınırları çizemiyoruz.

5. Üstümüze hiç vazife olmadığı halde sokak ortasında başkalarının çocuklarını sıkıştırıyoruz, sevmek için dokunuyoruz, annesi ya da babası bize uymayan bir şey yapıyorsa azarlıyoruz.

Aaaaay çok soğuk, üşüyecek yavrucuk, bu kadar minik bebek dışarı çıkarılır mı? Emiyor mu? Biz de büyüttük canıııııım...

Karşımızdakinin hiç ilgilenmediğini bile bile sürekli konuşuyoruz. Bebeğe dokunarak, onu öperek mikroplarımızı geçiriyoruz, anne ya da baba karşı çıkarsa da azarlıyoruz.

6. Zaman ve mekan tanımadan her yerde bacaklarımızı yaya yaya, ayaklarımızı insanların gözüne soka soka oturuyoruz; nasıl göründüğümüze bakmadan sürekli tekrar ediyoruz.

İnsanların kendi içine çekilerek oturmak zorunda kaldığını fark etmeden, bacaklarımızı açarak rahat rahat oturuyoruz. Başkalarının sınırlarına saygı göstermediğimiz gibi, her şeyin bize hizmet ettiğini düşünüyoruz.

7. Herkesin sözünü kesiyoruz, lafın ortasındayken aşırı önemli kişisel meselelerimizi anlatıyoruz, dinlemeyi bilmiyoruz.

Bunu sadece saygısızlıktan değil, kendimizi çok önemli gördüğümüz için de yapıyoruz. Herkesin bizim aşırı önemli meselelerimizle ilgilenmesini, sadece bizi dinlemesini, kendilerini unutmasını istiyoruz.

8. Kulaklıklarımızdan etrafımızdaki herkese yayın yapıyoruz; başkalarının bizim müzik zevkimizden hoşlanıp hoşlanmayacağını ya da rahatsızlık verip vermeyeceğimizi düşünmeden hunharca müzik dinliyoruz.

Metroda insanlara dıptıs-dıptıs-dıptıs işkence ediyoruz, rahatsızlıklarını belirttiklerinde de surat asıyoruz. Asla sınır nedir bilmiyoruz.

9. Kokuyoruz! Her gün duş almak kadar basit bir işlemden bile aciz olduğumuz için herkesi kokumuzla rahatsız ediyoruz.

Üstelik koktuğumuzu bile bile o kolu kaldırıyoruz, ayakkabılarımızı çıkarıyoruz, aynı kıyafeti üst üste giyiyoruz. Kimseye olmadığı gibi kendimize de saygı duymuyoruz.

10. Sevgilimizin, eşimizin, annemizin, babamızın, kız kardeşimizin, herkesin ama herkesin telefonunu karıştırıyoruz. WhatsApp mesajlarını kontrol ediyoruz, fotoğraflarına bakıyoruz.

Bize böyle bir şey yapıldığı anda da carlıyoruz elbette...

11. Yemek içmek istememelerine rağmen insanlara sürekli ikramda bulunuyoruz; doymak, diyette olmak, sevmemek ya da alerji gibi durumları asla umursamıyoruz.

Özellikle bayramlarda seyranlarda hiç sormadan bir dolu tabağı ellerine tutuşturuyoruz; bitirmezse küsüyoruz, bitirirse tekrar koyup komaya sokuyoruz.

12. Yürüyen merdivenleri kullanmayı bilmediğimiz gibi, bizi uyaranlara da sert tepki veriyoruz ve haklı olduğumuzu saçma sapan sebeplerle kanıtlamaya çalışıyoruz.

Solda yürümek, sağda ise durmak gerektiğini bilmiyoruz, öğrenemiyoruz, öğrenmeyi de istemiyoruz.

13. Sinemada, tiyatroda, sanat aktivitelerinde nasıl davranacağımızı bilmiyoruz; cep telefonlarımızın ışıklarıyla, patlamış mısırla, çıkardığımız seslerle herkesi rahatsız ediyoruz.

Tiyatroda cep telefonumuzla sevdiğimiz oyuncunun fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz, flaş patlatıyoruz, sinemada hatır hutur mısır yiyoruz, enstelasyonları anlamayıp abuk subuk konuşuyoruz.

Bu içerik de hoşunuza gidebilir!

Çevresine ve Kendisine Saygısı Olan Kişilerin Uyması Gereken 12 Basit Görgü Kuralı

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
15.08.2018

iyi de bunlar sadece turklere ozgu degil ki.

16.08.2018

bunu çılgınlık adı altında masum göstermek bu ayıpları yapmaktan da beter. Çılgın değil, görgüsüz insanlarız teşhisi doğru koyalım

16.08.2018

Bu hareketleri Türklere özgüymüş gibi göstermek çok yanlış, dünyanın her tarafında bunlarla karşılaşabilirsiniz çok rahatlıkla. Bu içeriğin başlığı “Gün içinde mutlaka karşılaştığımız yanlış/görgüsüz hareketler” gibi bir şey olabilirmiş.

16.08.2018

Evet Türklere has hareketler değil tüm dünya da bunları yapan insan var.Fakat Dünya da 15/100 kişi yapıyorsa bu rakam Türkiye^de 70/100 olduğu için genele yaymak mümkünleşiyor.

TÜM YORUMLARI OKU (52)