Eee, konumuz uzay ve ihtimaller sınırsız dedik. Hal böyle olunca, hele ki karşımızda Bethesda gibi bir stüdyo varken insan daha azını beklemiyor. Bethesda bu konudaki uzmanlığını konuşturarak Starfield'ın içini yıllarca keşfet keşfet bitmeyecek içeriklerle doldurmuş. Şehirde rastgele bir biçimde gezinirken kulak misafiri olduğunuz bir diyalog sizi uzuuun bir görev dizisi içine sokabilir veya gözünüze çarpan alelade bir ilan sayesinde kendinizi bir şirkette işe girmiş halde bulabilirsiniz. Oyunun her bir noktası gerçekten içerik ve görev kaynıyor, bu da ana görev yapmaktan sıkılabilecek oyuncuların imdadına yetişiyor. Starfield'da tıpkı The Elder Scrolls V: Skyrim'de olduğu gibi dolu dolu bir dünya var. Bu dünyanın büyüklüğü karşısında insan evrenin merkezi olduğunu değil, toz zerresi kadar ufak bir parçası olduğunu hissediyor. Oyunda NPC'lerle girdiğiniz diyaloglar da insana yavan hissetmiyor. Elbette yılın bir diğer iddialı oyunu Baldur's Gate 3 derinliğinde diyaloglar görmek çok zor ancak insan kafasındaki yanıtları çoğu kez ekranda görebiliyor.
Oyunun büyüklüğü konusunda değinmemiz gereken bir diğer nokta da görevlere yaklaşım biçimleri. Bethesda sağ olsun neredeyse her görevi birden fazla çözüm yoluyla birlikte bize sunmuş. Diyelim bir mekana girmek ve içeriden bir şey çıkartmanız gereken bir göreve atıldınız. Mekanı iyice inceleyecek olursanız geliştiricilerin sizler için pek çok çözüm yolunu mekana eklediklerini görebilirsiniz. 'Sessizce girip çıkayım, başımız ağrımasın' derseniz buyurun, havalandırmalar ve arka kapılar emrinizde. Yok 'ben çekerim emaneti, dağıtırım adaleti' derseniz yine elinizi bağlayan hiçbir şey yok. Vurun, kırın, parçalayın. 'Uzaydayız kardeşim biraz medeniyet, yıl olmuş 2330' derseniz siz de memnun olacaksınız zira kimi görevlerde silahınızı kınından çıkartmadan, yalnızca tatlı dilinizin kıvraklığıyla dahi mevzuyu çözüme kavuşturmanız mümkün.
Oyunu çıkmadan önce öyle bir şişirdiler ki, şimdi kimse gömmeye cesaret edemeyip övecek bir şeyler bulmaya çalışıyor. :)