Spor Varsa Akademik Başarı da Var!

Spor, çocuklarda akademik başarıyı arttıran önemli bir aktivite. Bu konuda yapılan araştırmalar spor yapan öğrencilerin, yapmayan öğrencilere göre çok daha yüksek not ortalaması olduğunu gösteriyor. Üstelik hareketli aktivitelere katılan çocukların matematik becerilerinin arttırdığı da bilinen bir gerçek. 

Gerçekler böyle olsa da çocuklarımıza spor yapmaları konusunda pek cömert davrandığımız söylenemez. Çoğu zaman spor geleceklerini kurarken çocukları engelleyecek bir unsur olarak gözüküyor.

Peki, bu doğru mu?

Hadi gelin birlikte değerlendirelim…

Obezite gerçeği

Sağlık Bakanlığının obezite raporuna göre (22.11.2020) Türkiye nüfusunun %31.50’si obezite, %34’ü ise obezite ile mücadele ediyor. Ülkemizde obezite ve aşırı kilo ile mücadele eden vatandaşların sayısı, nüfusun %65’i. Rakamlarla örnek vermek gerekirse 83 milyonda 54 milyon kişi. Üstelik bu rakamlarla Avrupa ve dünyada obezitede ilk sıralardayız. Daha tehlikeli olansa Avrupa obezite ilerlemesinin iki katına ulaşmış durumdayız.

Uzmanlar, obezitenin en önemli nedenleri arasında, sağlıksız beslenmenin yanı sıra hareket yetersizliği olduğunu söylüyorlar. Çocuklarımız, apartmanlarda, okullarda, dershanelerde geçen hayatları süresince spor yapmaya, hareket etmeye hatta oyun oynamaya fırsat bulamıyorlar. Bu noktada biz yetişkinlere, özellikle kurum ve kuruluşlara büyük sorumluluklar düşüyor. Mahallelerde yürüyüş parkurları ve çeşitli oyun alanları, okullarda hareket edebilecekleri uygun alanlar oluşturarak ve bunu sağlıklı beslenmeyle destekleyerek çocuklarımıza spor alışkanlığı kazandırmamız gerekiyor.

Biz bu yapılabilecekleri tartışadururken, okullarımızda obeziteye dair gelişmeler nasıl? gelin birlikte değerlendirelim.

Öğrencilerimize yönelik “Sağlıkla ilgili Fiziksel Uygunluk Karnesi” Programı 2016-2017 Eğitim Öğretim Yılı İkinci Döneminde başladı. Ve bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı işbirliğinde, öğrencilerde fiziksel aktivite alışkanlığı kazandırmak, beden eğitimi ve spor dersi müfredatında fiziksel etkinliklere katılım için gerekli fiziksel becerileri geliştirmek, etkin ve sağlıklı bir yaşam tarzı sağlamaya yönelik bireysel farkındalık oluşturmak amacı ile “Sağlıkla İlgili Fiziksel Uygunluk Karne” programı geliştirildi.

2017 Eylül ve Ekim aylarında yapılan 1.531.269 lise öğrencisinden (15-18 yaş) erkek öğrencilerin %16.5’i, kız öğrencilerin %13.5’i fazla kilolu, erkek öğrencilerin %6.08’i, kız öğrencilerin %4.3’ü şişman, Ortaokul kademesindeyse; 3.750.999 ortaokul (10-14 yaş) öğrencisinden erkek öğrencilerin %20.2’si, kız öğrencilerin %19’u fazla kilolu, erkek öğrencilerin %13.0’ü, kız öğrencilerin ise %7.8’i şişman bulunmuştur.

Türkiye okul çağı çocuklarında büyümenin izlenmesi projesi araştırma raporuna göreyse Türkiye genelinde 6-10 yaş grubu çocukların %14.3’ü fazla kilolu, %6.5’inin de obez olduğu saptanmıştır.

Bununla beraber bebeklik döneminde oluşan obezitenin yaş ilerledikçe kendiliğinden düzelmesi mümkünken, çocukluk ve adölesan dönemde oluşan obezitenin erişkin dönemde de sürme olasılığı da yüksek olmaktadır. Ayrıca, çocukluk çağı şişman bireylerin ileride yaklaşık %30’unun şişman yetişkinler olacağı belirtilmektedir.

Sporun akademik başarıya etkileri:

Sosyo-kültürel faaliyetlerin çocukların akademik başarılarını arttırdığı bilinen bir gerçek. Ancak çocuklarda akademik başarıyı attıran önemli bir aktivite daha var: spor. Yapılan bilimsel araştırmalarda spor yapan öğrencilerin, yapmayan öğrencilere göre çok daha yüksek not ortalaması olduğu görülmüş. Öyle ki; çocukların matematik, okuma yazma aktiviteleri yaparken ve hareketli aktiviteler yaparken ki beyin yapıları görüntülendiğinde her iki etkinliği gerçekleştiren çocuklarda beynin aydınlandığı bölgenin aynı olduğu saptanmış. Yani fiziksel aktivite aslında çocuğun akademik başarılarını doğrudan destekliyormuş.

Ayrıca bu çalışmalarda sporun beyin türevli bir proteini arttırdığı da görülmüş. Üstelik bu proteinin sadece düzenli egzersiz ile ortaya çıktığını ve sözel hafızayı desteklediğini belirtmekte fayda var. Yani düzenli spor yapmanın ve fiziksel aktivitelere katılmanın öğrenilen bilgileri kalıcı kılma, düşünsel işlevleri arttırmak gibi mucizevi faydaları var.

Yazımızın başında belirttiğimiz üzere spor yapan çocukların akademik başarılarının arttığı bilinen bir gerçek. Bu konuyu daha somut kılabilmek için gelin birlikte Liseye Geçiş Sınavlarında tam puan alan ve “Teknik Direktör” olmak istiyorum diyen Ömer Arda Aydın’ın açıklamalarına bakalım:

Rahatsızlığına (diyabet) rağmen futsal branşında Türkiye şampiyonu oldukları söyleyen Ömer, yeri geldi haftada 7 gün antrenman yaptığını belirtiyor. Üstelik bu durumun kendisine bir disiplin kattığını ve büyük katkılar gördüğünü ifade ederek ekliyor:

“Bir sonraki sene sınava girecek arkadaşlarıma tavsiyem bu süreci disiplinli bir şekilde, dengede götürmeleri ve sevdikleri şeyleri yapmaları.”

Bir başka başarı hikayesinin altına Fenerbahçe Kulübü’nde basketbol oynayan Nehir Altınay imza atıyor. Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon 14 yaş altı Türkiye Şampiyonasını zaferle tamamlarken Nehir de bu takımın bir parçasıydı. Genç basketbolcu LGS’de 500 tam puan aldı. Basın mensuplarına verdiği demeçteyse şu sözleri söyledi:

“Şampiyonluk hedefini sene başında koyduk. Haftanın 6 günü idman yaparken LGS’ye de hazırlandım.”

Bursa Büyükşehir belediyesi satranç sporcusu ve LGS’den tam puan alan Çağla, okul sporlarında Türkiye şampiyonlukları yaşayan Ali ve nicesi…

Hepsi sporun derslerine olumlu yönde etkisi olduğu konusunda hem fikirler. Ayrıca Yaşıtlarının en az bir spor dalıyla ilgilenmesi gerektiğini ifade ediyorlar ve sporla okul hayatlarını başarılı bir şekilde sürdürmek için disiplinli olmanın öneminden bahsediyorlar. Üstelik spor sayesinde kazanılan disiplin, özgüven ve dayanıklılık gibi değerleri hayatlarının her alanlarında kullanabilmeleri, derslerinde daha başarılı olduklarının altını çiziyorlar…

Davranış problemlerini sporla önleyin!

Çocukların davranışlarının düzene girmesini, onların bir bütün olarak sağlıklı olmalarını istiyorsak, onları spor yapmaya teşvik etmeliyiz. Eğitim ve davranış uzmanları çocukların davranış sorunlarına çözüm olarak reçeteyi spor yapmalarında arıyorlar. Çocukların hareket ederek fiziksel olarak iyi olmalarının yanı sıra, duygusal - mental olarak iyi olmalarının spordan geçtiğini ifade ediyorlar.

Özellikle Harvard Üniversitesi’nin bu konu hakkında yaptığı araştırmalar bizlere somut veriler sunuyor. Öyle ki bu araştırmada kaygı-depresyon, hiperaktivite bozukluk yaşayan çocukların spor yaparak çok kısa sürede sınıf içerisinde uygun olmayan davranışlarında düzelme görüldüğü tespit edilmiş. Yine aynı öğrencilerin spor yaptıklarında odaklanma becerilerinin arttığı, kaygı düzeylerinin azaldığı da saptanmış. Netice olarak kendini mutlu hisseden çocukların sporla beraber davranışlarında iyileşme olduğu ve bu durumun akademik başarılarına doğrudan yansıdığı ifade edilmiş.

Sınav dönemleri çocuklarımız için oldukça çalkantılı ve zorlayıcı bir dönem olmakla beraber aile baskısı, geleceğe dair planlar vb. etkenler çocuklar üzerinde aşırı bir baskı yaratabilir. Bu baskılar neticesinde çocuklar “sınav kaygısı” yaşayabilir ve bu süreçten olumsuz etkilenebilirler. Bunun neticesinde bir takım olumsuz durumlarla karşılaşılabilir, çözümü birçok yolda arayabiliriz.

Peki çözümü çocuğun kendini en doğal haliyle yansıttığı eylem olan sporda aramak neden gelmez akla?

Öyle ki eğitim ve davranış uzmanları spor yapan çocukların, spor yapmayan akranlarına göre sosyal yaşama daha çok uygum sağladıklarını ve okul hayatında daha başarılı olduklarını ifade ediyorlar.

Düzenli fiziksel aktivitenin stresi azaltmak ve mental sağlığı iyileştirmek ve mutluluk hormonlarını harekete geçirmek gibi sayısız faydası var. Üstelik düzenli bir şekilde spor yaptığımızda vücudumuzdaki endorfin, serotonin ve dopamin seviyesi de artıyor. Bu hormonlar, stresi azaltır, mutluluk ve rahatlama hissi verir. Bu yüzden egzersiz yapmanın mutluluk hormonlarınızı arttırmak için harika bir seçenek olduğunu unutmamak gerekir.

Çocukların düzenli fiziksel aktivite yaparak, enerjilerini daha doğru ve dengeli kullanmaların sağlayarak stres hormonlarının salınımını kontrol altında tutabileceğinizi ve daha dengeli bir zihinsel durum elde edebileceğinizi sık sık kendinize ve çocuğunuza hatırlatın. Üstelik hareketli aktiviteler katılan çocukların daha iyi bir uyku deneyimi yaşayacaklarını, zihinsel olarak daha sağlıklı olacaklarını da unutmayın.

Velhasıl; çocukları okul döneminde sadece ders içeriği ile yoğun bir hayata hapsetmek spor, oyun gibi farklı bakış açıları kazanmalarını sağlayacak alanlardan uzak tutmak, çocukların kendi dünyalarını kurarken acemice hatalar yapmasına, yanlış kararlar almalarına sebep olabilir. Hayat ancak yaşanarak öğrenilebilir. Ve bunu öğrenmenin en kolay yolunun spor ve oyundan geçtiğini unutmamak gerekir.

Instagram

Facebook

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'

Popüler İçerikler

Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı