Spor Ruhun Gıdasıdır…

Spor, ruhun gıdasıdır derler. Son günlerde artan şiddet olayları, kadın cinayetleri, trafikte yaşanan akıl almaz kavgalar, hepimizi düşündüren bir soruyu akla getiriyor: Nasıl ve ne zaman bu hale geldik, gençlerimiz, bu koşullardaki karanlık atmosferde nasıl büyüyor? Toplum olarak içimize işleyen bu problemleri çözmenin yollarını arıyoruz.

Peki, spor bu yaralara merhem olabilir mi?

Spor, yalnızca bedeni değil, ruhu da eğitir. İnsana disiplin, saygı ve sorumluluk duygusu aşılar. Bir takımın parçası olmayı, başarıyı paylaşmayı, yenilgiden ders almayı öğretilir. Sporla iç içe büyüyen bir genç, öfkeyle değil, soğukkanlılıkla hareket eder.  Zorluklarla başa çıkarken pes etmek yerine daha fazla mücadele etmeyi, kurallara uymayı ve karşısındakine saygı duymayı bilir. Bu değerleri erken yaşta kazanan bireylerin olumsuz davranışlara yönelmesi neredeyse imkânsızdır.

Peki, sporun toplumda hak ettiği yere gelmesi için neler yapılabilir? En yakından başlamak en doğrusu. İlk adım, ailelerden gelmeli. Aileler, çocuklarına spor konusunda mutlaka rol model olmalı. Bir çocuğun ailesiyle beraber spor yaparak elde edeceği maneviyatı, milyarlar harcayarak satın alamazsınız. Özellikle çocukların arkadaş çevrelerinde sporun desteklenmesi de çok önemli. Üzüm üzüme baka baka kararır derler ya, tam da öyle. Spor yapan bir arkadaş çevresi çocuğu pozitif yönde etkiler.

Çevre demişken, burada belediyelere de büyük sorumluluklar düşüyor. Çocukların çeşitli spor dallarını deneyimleyebileceği alanların oluşturulması şart. Hepimiz trafikte arabalara asılarak paten yapan çocukları görmüşüzdür. Kaç belediyenin ekstrem sporlar için sosyal alanları var? Bir elin parmağını geçmez! Bu, ciddi bir eksiklik. Üstelik bu sadece bir örnek, benzer örnekler çoğaltılabilir. Spor için uygun alanlar yaratmak, çocukların sağlıklı gelişimi ve sosyalleşmesi için olmazsa olmazdır.

Sosyal öğrenme açısından, çevremizin sportif alanlarla donatılması ve çocukların bu alanlara yönlendirilmesi çok önemli. Sporla iç içe büyüyen çocuklar hem fiziksel hem de zihinsel olarak gelişir; sosyalleşir, sorumluluk duygusu kazanır. Sportif bir çevre, geleceğin sağlıklı ve başarılı bireylerini yetiştirir.

Bir de okullarımıza bakalım: Çocukların günün büyük kısmını geçirdiği okullarımızın kaç tanesinin spor salonu var, yeterli spor malzemesi var mı, akademik başarı odaklı eğitim sistemimizde spora ne kadar yer veriliyor? Oysaki, sporun akademik başarıya katkısı ve çocukların fiziksel, zihinsel gelişimine olan faydası defalarca vurgulandı. Bu yüzden okullarda spora daha fazla yatırım yapılmalı. Yapılan, desteklenen her spor faaliyeti, gençlerimizin gelişimi için paha biçilemez bir fırsattır.

Özetle; 

Spor, sadece bir aktivite değil; bir kültür ve sosyal bir öğrenme alanıdır. Çevrenizde spor yapan insanlar varsa siz de spor yapmaya başlarsınız. Unutmayın, 'İnsan, çevresindeki beş kişinin ortalamasıdır.' Spor yapan bir çevreye sahipseniz, bu sizi de harekete geçirir, sağlıklı ve disiplinli bir yaşamın kapılarını aralar. Kendinizi nasıl bir çevreye dahil ederseniz, o çevrenin etkisiyle şekillenir, gelişirsiniz.

Instagram

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı