2045 yılında zihin aktarma yoluyla biyolojik vücuttan mekanik/sanal vücuda geçerek ölümsüz olabileceğimiz söyleniyor.
Fütüristik filmlerde gördüklerimiz birer birer gerçekleşebilir. Düşündürücü!
2045 yılında zihin aktarma yoluyla biyolojik vücuttan mekanik/sanal vücuda geçerek ölümsüz olabileceğimiz söyleniyor.
Fütüristik filmlerde gördüklerimiz birer birer gerçekleşebilir. Düşündürücü!
Fütüristik filmlerden alışık olduğumuz böylesine önemli bir konu gerçek olursa insanlık tarihinin en büyük buluşu olacak. Ne de olsa ölümsüzlük vaadinden bahsediliyor.
'2045 Initiative' isimli projesinde nörologlar, robot mühendisleri ve insan bilinci araştırmacılarından oluşan 100 kişilik ekip yer alıyor. Yani ciddi ciddi çalışmalar yürütülüyor.
Aslında kendisi 'zihin aktarımı' yerine 'benlik aktarımı' demeyi tercih ediyor. Çünkü hafıza depolamaktan çok kişiliğin de aktarılması anlamına geliyor.
2012'den bu yana ara ara bu projenin ismini duyuyoruz. Daha fazla yatırım almak için dünyanın en zengin 1266 insanına bu teknolojiyi satın alma teklifinde bulunmuştu.
İlk kez bahsettiği zaman yine delinin biri çıkmış konuşuyor diyenler olsa da proje Google'dan destek buldu. Hatta Stephen Hawking de teoride beyni bilgisayara kopyalamanın mümkün olduğunu belirtti. Ayrıca Arizona Üniversitesi Nörobilim insanı Charles Higgins de böyle bir transferin mümkün olduğunu belirtmişti.
Bu da demek oluyor ki projede gerçekten ışık var ve ölümsüzlük hayal olmayabilir.
Tahmin etmesi zor değil. Muhtemelen herkesin satın alabileceği kadar ucuz olmayacaktır. Sonuçta bir robottan bahsediyoruz.
Sadece zenginlere yönelik olursa ölümsüzlük gibi bir imkanı herkes elde etmek isteyecektir. Ölmemek için bu hakka sahip olmak isteyenler daha fazla para kazanmak uğruna akıl almaz şeyler yapmayı göze alabilirler.
Avatar filminde olduğu gibi tekerlekli sandalyedeki biri başka bir bedene geçebilir.
Vücut ölür, zihni başka bedende hayat bulur. Böylece hastalık, kaza gibi durumlar nedeniyle ölenlerin sayısında büyük azalmalar olur.
Ölümsüzlüğü kıl payı yakalayan nesil olarak anılabilirler. Şu anda 40'lı yaşlarında olanlar diyebiliriz.
Dünya'ya bir göktaşı çarpmadığı ya da benzer bir felaket yaşanmadığı sürece en azından yaşlılık nedeniyle ölmek tarihe karışacak.
Doğal olarak insanlar ikilemde kalacaktır; ölümsüzlüğü tercih edersem dine karşı gelmiş olur muyum?
Bu konunun büyük tartışmalar yaratacağı kesin.
Düşünsenize, 800 yaşına kadar yaşamanız mümkünken emeklilik sisteminin 60'ta kalması beklenemez. Bunun gibi çok önemli yapılanmalar meydana gelecektir.
Artık 'şu kadar ömrün kaldı, kansersin, AIDS'sin, gripsin.' gibi sözler de tarihe karışacak. Bunların yerine 'kablo temassızlığı, aşırı ısınma' gibi problemlerle baş etmek zorunda kalmamız muhtemel görünüyor.
Belli standartlarda bedenler yapılacağı için sokaklarda sadece manken ölçülerinde insanlar(artık ne kadar insan denirse) dolaşacaktır.
Yaşlılar da genç bedenleri tercih edeceği için kimin gerçekten genç ya da yaşlı olacağı kestirilemeyecektir.
Aynı şekilde, evlenmek istediğiniz kadın, gerçek hayatında erkek olsa haberiniz olmayabilir.
Bin yıllar sonra da bütün ceddinizi görmeniz mümkün olacak. 😯
Milyarlarca insan için ayrı ayrı tasarımlar yapılması en azından ilk etapta mümkün değil gibi.
Akıllı telefonlar gibi hemen bitmese bari.
Devreleri soğutmak lazım.
Organik bedendeyken koşabildiğiniz hız iki katına çıkabilir, sadece gözünüzü kırparak fotoğraf çekebilirsiniz, daha yükseğe zıplayabilirsiniz vb. (kulağa hoş geliyor.)
Mekanik bir bedene geçilince doğal yollardan çocuk sahibi olmak mümkün olamayacağı için laboratuvar ortamında üretilen bebekleri sevmek zorunda kalabiliriz.
Bizi biz yapan duygularımız olmayınca hissiz varlıklara mı dönüşeceğiz, yoksa programlanmış sahte duygularımız mı olacak şimdilik kestiremiyoruz.
Tak flash belleği, bütün bilgiler yüklensin. Dünya üzerinde ne kadar dil varsa öğren. Projenin tasarımcısı da şimdiye kıyasla kat kat zeki olunacağını dile getiriyor. Hadi bakalım.
Görünen o ki teknolojik virüsler yıllar sonra gerçek virüslerin yerini alabilir. Bir de hackerlar beyninizi hacklerse durum vahim.
Gerçi şimdiki beyin yıkamanın da bundan farkı yok. Ne kadar uç bir düşünce gibi görünse de yaşanabilecek bir durum. Günlük hayatınıza devam ederken bir anda hacklenip canlı bomba olarak kullanılabilirsiniz.
Şimdi bile Japonya ve Kuzey Avrupa ülkelerindeki bu oran ciddi boyutlarda. Özellikle ilk yıllarda yapay bir bedende olmanın şokunu atlatamayanlar intiharı seçecektir.
Bununla baş edilebilse bile yüzyıllarca yaşayan birinin psikolojisi intihara daha meyilli olacaktır. Bir de acı duygusu yoksa kitleler halinde bile olabilir.
Kafamı kurcalayan şey şu, yapay bedene aktarildigimizi varsayarsak. O bedendeki biz miyiz, yoksa bizim anilarimiza sahip herhangi bir yapay zeka mı? Bence mümkün olsa bile ikincisi olur, biz ölüruz robotlar yerimizi alır.
bizim paramız yetmez ssk karşılarsa belki geçebiliriz
Zor ama imkansız değil olursa büyük sınıf ayrımları olacaktır robotluğa geçenler geçmeyenler vs. çeşitli din adamları bunu yanlış bulacaktır. Bunu doğru bulan insanlar sağlıktan falan bahsedecektir 2045 uzak bir süre değil ki ? Olursa insan klonlama kadar tepki göreceğinden eminim. İlk hasta insanlar engelli insanlar denemek isterler. Bedenen sağlıklı ve dini inanca sahip kişilerin uygun göreceğini sanmıyorum :) Ayrıca herkesin zeka seviyesi eşit olursa herkesin tipi eşit olursa kusurusuz bir dünyada yaşamak ne kadar hoş görünsede sıkıcı olabilir. İnsanları birbirilerinden ayıran özelliklerin olmadığını düşünün. Herkesin kusursuz sağlıklı zeki ve güzel olduğunu düşünün. Renk olmaz IQ nün öneminin kalmadığı bir yerde yaşamak bana kötü geliyor. Hayat zorluklarıyla güzeldir. Öğrenirken yaşadığın zorluklar yaşamaya çalıştığın nefes aldığını hissettiğin her an gerçekten yaşadığımı hissettiğim bir andır.