''Atlarla, develerle, eşeklerle yaşam olmaz. Don-atlet olmaz. Erkekler cıbıldak bir şekilde, kadınların kapkara bir şekilde bir yaşam tarzı var. Tamam kapkara giyinsin, giyimine-kuşamına da bir şey demiyoruz ama bir adap var. Çadırlar kaldırıldı, başkalarına yaşam hakkı verildi. Görseniz zaten yayılmışlar, başkalarının girmesi mümkün değil. Siz gitmezsiniz. Kendiniz dahi olsanız girmezsiniz. Bunlara çekidüzen verildi. Olması gereken de bu zaten. Başkalarının rahatını bozmaya kimsenin hakkı yok. Özgürlüğü sonuna kadar savunuyoruz ama sizin özgürlüğünüz bizim özgürlüğümüzü kısıtlayamaz. Benim özgürlüğüm de sizin özgürlüğünüzü kısıtlamamalı. Bu görsel anlamda, gürültü anlamında her anlamda yorumlanabilir. Bizim söylemek istediğimiz de bu.''
Bir Mudanyalı olarak; Faşizmden ve ırkçılıktan bahseden zat-ı muhteremler, çıkıp gelseydinizde buraların halini bir görseydiniz! Ne eşinizle ne çocuklarınızla sahilde gezemezdiniz. Adamlar kamyonette at ve develerle kendileri kamyon ve otobüslerle gelip sahilleri işgal ettiler. Güneyde turistlere eğlence olsun diye gezdirilen develeri adamlar burada belkide kurbana kesmek için besliyorlar. Bu meselede 1-2 günlük tatil meselesi değil bildiğiniz yerleşmişlerdi. Sayın başkan herkese hoşgörü gösteren tevazü sahibi birisi fakat Büyükşehir kontrolünde olan sahiller için defalarca istekte bulunmasına rağmen müdahale gelmeyince kendileri müdahale etmek zorunda kaldı. Nitekim Dünyanın neresinde hangi ırktan olursan ol bulunduğun yerin ahlak ve görgü kurallarına uyman gerek. Ayrıca buraya kalkıpta savaştan kaçan ama burda nargile ile keyif yapan Suriyelileri savunma anlamında yazılar yazmayın biraz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olun ve kendi insanımızın çektiği dertlere de gem vurun.
iyi olmuş. aynısnı Türkler yurtdışında yapıyorsa onlara da yapılsın sorun değil. herkes girdiği topluma uymayı öğrenecek.
duyar kasacak olan evine alıp baksın Mudanya Belediyesi doğru olanı yapmış