Özellikle tarihi dizi seven arkadaşlar bilir bunun nasıl bir duygu olduğunu. The Tudors, Merlin, Camelot, Game of Thrones derken birbirinden farklı Kraliçeler görürüz. Hepsi de ayrı güzeldir. Fakat ya bunları bir sıraya koymak gerekirse...
Özellikle tarihi dizi seven arkadaşlar bilir bunun nasıl bir duygu olduğunu. The Tudors, Merlin, Camelot, Game of Thrones derken birbirinden farklı Kraliçeler görürüz. Hepsi de ayrı güzeldir. Fakat ya bunları bir sıraya koymak gerekirse...
Sempatik, masum ve sevecen. Esmer olduğu kadar taş. Merlin dizisinin iyimser Kraliçesi Gwen, listemize en sondan giriş yapsa da seviyoruz onu. Sadece ondan daha çok sevdiklerimiz de var o kadar. ^-^
The Tudors'un 3. Kraliçesi Jane Seymour. Annabelle Wallis adında taş bir kadın tarafından canlandırılsa da ve dizide çok seveni olsa da, izleyiciler için pek de öyle denemez. Jane iyi, hoş kız ama ondan önceki Anne Boleyn'i daha çok sevdik biz.
Merlin dizisindeki Morgana, Katie Mcgrath tarafından canlandırılan seksi Kraliçe. Gözleri mi desem, asilliği mi desem, kadın her hali ile çekici. Fakat günümüzde daha çok sevilen Kraliçeler de var. Senin yerin ayrı tabi Morganacığım.
Öncelikle bu kadın bambaşka birşey. Eva Green, muhteşem bir kötü Kraliçe yaratıyor ve BAM! Merlin'in Morgana'sı da başka fakat Camelot'da izlediğimiz Morgana bence bildiğin Morgana!
Ondan kötüsünü gördünüz mü? Masallar Diyarı'nı sırf intikam için yakıp yıkan ve kendi dünyasını oluşturup herkesi kendi istediği gibi yöneten, saf kötülükten oluşmuş Kötü Kraliçe Regina! Favorilerimden birisidir kendileri. Çekici bakışları ve şeytani gülümsemesi ile hayallerimizdeki kötü kadını çıkarıyor ortaya. İnsanlar da çok seviyor hani.
Beyaz olduğu kadar siyah bir Kraliçe aynı zamanda. The White Queen'de harika bir performans ile gönüllerimizi çeldi. Ailesi için herşeyi yapan, kocasına sadık ve bir o kadar da cadı. Dizide annesi ile birlikte büyüler yaparak Kral'ı kendisine aşık etmiş olsa da, öyle bir aşkın sadece büyü ile oluştuğuna inanmak zor.
Namı değer Khaleesi. Ejderhaların annesi, isminin birincisi ve daha birçok şey. Game of Thrones'un ateşli fıstığı. Yaman, gözü pek, cesur, güzel, çekici ve o hükmediyor. Kadın acayip birşey. Ee, pek de sevilmesine şaşmamalı. Harika bir performans ile gönüllerimizi çeldin bayan Khaleesi.
'Güç güçtür' diyen ablamız oldukça taş. Dizide çok bitchy bir kadını canlandırsa da yine de çok seviliyor. Günümüz insanları kötü Kraliçe seviyor herhalde. Haksız da sayılmazlar. Stark'ların yarısını katletti ama hala çok soğuk kanlı. Buda bir başarı.Çekici ve bilgeli.Sadece diziyi izleyenler de değil,kitabı okuyanlar da sever Cersei ablamızı. Tabii eğer bir piskopatsanız.
İşte benim FAVORİM! Dizinin 2008 yapımlı olmasına rağmen akıllardan bir türlü silinmeyen mükemmellik örneği, güzel, çekici, cesur, zeki ve seksi ANNE BOLEYN.
Natalie Dormer tarafından canlandırılan, 2008 yılında başlayan The Tudors'un 2 numaralı Kraliçesi. Ondan önceki Aragonlu Catherine'i feci şekilde geçen ve 8. Henry'nin karısı, İngiltere'nin Kraliçesi olmayı başaran kadın. Aynı zamanda tarihin en kuvvetli Kraliçesi I. Elizabeth'in de annesi oluyor bu çekici bayan. Hikayesi şöyle:
Anne Boleyn henüz gençken saraya gelmesi ile Kralı güzelliği ile büyüler. Kral bu afete aşık olur fakat 23 yıllık karısı Catherine, aralarındaki engeldir. Pek hoş değil fakat Henry, Anne'i karısı yapacağına söz verir. Böylece 7 yılın ardından Catherine ve Henry boşanırlar ve Anne Kraliçe ilan edilir. Herşey mükemmel giderken Anne hamile kalır ve doğum yapar. Ve en büyük sorun ortaya çıkar. Sorun şu ki,Henry evlilikleri boyunca tek arzusu bir erkek evlat edinmek olduğunu dile getirmiş ve Anne'de ona bir oğul sözü vermiştir. Fakat Anne bir kız doğurur ve adını Elizabeth koyarlar. Evet,bu geleceğin hükümdarı I. Elizabeth oluyor. Elizabeth'in doğumunun ardından Anne ve Henry'nin evliliklerinde birşeyler kopar. Anne daha sonra 2-3 düşük yapar, Henry başka kadınlar ile yatmaya başlar ve masal gibi aşk tepe taklak olur. Tüm bunlar evliliklerinin 3 yılında olur. Birgün tıpkı yıllar önce Anne'in saraya gelmesi gibi Jane Seymour saraya gelir ve Henry ona aşık olur. Anne hiç oğul doğuramamıştır. Hal böyle olunca Jane Kral'a bir erkek sözü verir ve Henry Anne'den kurtulmanın yollarını arar. İlk önce cadılık ile suçlanır fakat daha sonra Kralı 5 adamla aldatmaktan, vatan haini ve zina suçu ile yargılanır. Kendi öz abisi ile birlikte olduğu iddia edilir. Günümüzde bile yetersiz kanıt olduğu söyleniyor. Tıpkı o zaman halkın dediği gibi. Fakat Henry bunu umursamaz ve bir zamanlar deli gibi aşık olduğu karısını kafası kesilerek idam ettirir.
Ve işte Anne Boleyn'in hikayesi böyle arkadaşlar. Baya bi uzun tuttuğumun farkındayım ama bana kalsa daha da uzun yazardım. Öyle çok seviyorum ki bu kadını. Umarım siz de araştırıp seversiniz.. :)
Gwen'a taş dediniz ya ne diyim.Arthur Gwen'e aşık olduğunda sinirden saçımı başımı yolacaktım rol icabı bile olsa yazık oldu çocukcağıza diye!
Regina başka ya..
Regina