Sosyal Medyada Yangın Haberlerine Baktıkça İçiniz Sıkılıyor mu? O Halde Eko-Anskiyete Yaşıyor Olabilirsiniz!

Yangınlar ve dünyanın sürüklendiği iklim krizi sizi endişelendirip kötü bir psikolojiye mi sokuyor? Bu endişe türünün de bir adı var; eko-anksiyete! 'Eko-anskiyete tam olarak nedir, nasıl başa çıkılır?' sorularının cevabı için aşağı kaydırmaya devam edin...

Günlerdir yangın haberleriyle yatıp kalkıyoruz...

Tüm düşüncelerimiz yakınlarını veya evini kaybeden insanlarda, doğal yaşam alanı yok olan hayvan ve bitkilerde, yeterli ekipmana sahip olmadığı halde kendi canını riske atıp gece gündüz demeden çalışan ekiplerde.

Ardı arkası kesilmeyen bu yangınların nedeni henüz kesin olarak saptanamamış olsa da, birçok uzman tarafından iklim krizinin sebep olduğu varsayılıyor.

İklim krizi gün geçtikçe daha büyük bir sorun haline geliyor ve ne yazık ki ilerleyen yıllarda hayatımızın temelinde yer alacağı benziyor.

Geçtiğimiz aylarda yaşadığımız su krizi, günlerdir bir türlü söndürülemeyen yangınlar, hayvan türlerinde azalma ve çok daha fazlası...

Bu yorucu gündem doğal olarak psikolojimizi etkiliyor ve büyük kaygılar yaşamamıza sebep oluyor. Kimimiz bu kaygıyla başa çıkabilirken, kimimiz ise günlük hayatını etkileyecek şeklide bu sorunun içine düşüyor.

Eko-anksiyete veya diğer adıyla eko-kaygı, dünyanın ve dünyada yaşam süren canlıların geleceği hakkında duyulan kaygıdır.

Sosyal medyanın hayatımızda kapladığı yeri düşündüğümüzde sürekli olarak dünyada olup biten felaketlere aşırı hızlı ve en ince ayrıntısına kadar ulaşabildiğimiz söyleyebiliriz. Haber alma özgürlüğünün sınırsız bir hal alması bu gibi felaket dönemlerinde büyük yıkımlara sebep olabiliyor.

Peki eko-anksiyeteye sahip olmadığımızı nasıl anlarız?

  • Dünyaya ne kadar zarar verdiğinizle alakalı sürekli olarak suçluluk duyuyorsanız,

  • İklim değişikliğine sebep olduğu için insanlığa karşı bir öfke veya hayal kırıklığınız varsa,

  • İklim kriziyle alakalı her gelişmeyi takıntılı bir şekilde takip ediyor ve düşünüyorsanız,

  • Canlıların doğal yaşam alanlarının yok olması konusunda derin bir üzüntü duyuyorsanız eko-anksiyete yaşıyor olabilirsiniz.

Eko-anskiyete yaşıyor olmak beraberinde bazı olumsuzlukları da getiriyor...

Duyduğunuz yoğun endişe sonrasında uyku sorunları, iştah değişiklikleri, konsantrasyon zorluğu, depresyon, endişe ve panik durumları sıklıkla görülebiliyor.

Eko-anksiyeteyi kontrol altında tutmak için uygulayabileceğiniz birkaç basit yöntem var...

İlk olarak, sosyal medyada insanlar toplumu bilgilendirmek adına sürekli olarak paylaşım yapıyor olsa da, eko-anksiyeteyi kontrol altına almak için bunlardan uzaklaşmak gerekiyor. Bu paylaşımların içinde ne kadar boğulursanız psikolojinizi de o kadar derin bir şekilde yaralarsınız.

Dişlerinizi fırçalarken suyu kapatmalı, odadan çıktığınızda da ışığı söndürmeniz gerekiyor...

Aslında özetlemek gerekirse; karbon ayak izini azaltmak için uygulanması gereken her şey, eko-anksiyetenin de azalmasına yardımcı olacaktır.

Yalnızca bir tane dünya var!

İklim değişikliği hepimizi ilgilendiriyor. Yalnızca geleceği değil, bugünü de etkileyen bir krizden söz ediyoruz. Dünya üzerindeki kötü etkilerimizi azaltarak endişemizin de önüne geçebiliriz.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Küçük Kutulara Konup Saatlerce Yol Geliyorlar: Vahşi Hayvan Kaçakçılığı Sandığınızdan Çok Daha Beter!
Etik Seyahat Nedir? Doğayı Gezerken Ona Saygılı Olmak İçin 10 Tüyo
Buralar Vıcık Vıcık! Sıcaklığın Artmasıyla Hepimizin Sorunu Haline Gelen Terleme Hakkında Neler Biliyorsunuz?

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti