Geçtiğimiz yıllarda Cambridge Analytica'nın, 50 milyon Facebook kullanıcısının verilerini izinsiz şekilde toplayarak Trump’un seçim çalışmasında kullanıldığı ortaya çıkmıştı.
Yine Avusturyalı hukukçu Max Schrems’in Facebook ile uzun hukuk mücadelesi sonucunda ortaya çıkan sonuç da verilerimizin mahremiyeti konusunda manidar bir örnek:
Facebook’tan kendisi ile ilgili elinde bulundurduğu şahsi verilerini isteyen Schrems’in, davayı kazanması üzerine Facebook’tan aldığı şahsi verilerin 1222 sayfalık kullanıcı hareketlerinden oluşması, şahsi bilgilerimizin ne derece detaylı olarak saklı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Üstelik bu davanın 2015 yılında açıldığını düşündüğünüzde, 2023’deki bunca dijitalleşme ve sosyal medyadaki mahremiyet ifşalarımızın karşılığında nasıl bir veri bankası sunuyoruz bir düşünün.
Verilerimiz iki şekilde kullanılıyor;
Bir; rutin internet hareketlerimizden elde edilen veriler. Paylaşımlarımız, arama motorları, gezindiğimiz sayfalar, anketler, challenge katışımlarımız.
İki; farkında olmadan kullanılan hesaplarımız.
Bazı üyeliklerimiz, sosyal medya aboneliklerimiz ya da tıkladığımız korsan yazılım linkleri, fakında olmadan sosyal medya hesaplarımızın başkaları tarafından kullanılmasına neden olabiliyor.
Hesaplarımız kullanılarak gündem çalışması yapılabiliyor. Bizim adımıza paylaşım yapılıp hemen silinebiliyor. Kendimizi adımızın yan yana olmasını istemediğimiz hesapları takip ederken bulabiliyoruz.
Nasıl korunacağız: Haberler Kötü ☹
İşte burada kötü bir haberim var: Aslında sosyal medya mecralarına adım atıp bu uygulamaları telefonumuza, bilgisayarımıza yüklediğimiz andan itibaren hiçbir mahremiyetimiz yok. İndirdiğimiz her uygulama foto galerimize, rehberimize, arama motorumuza, hatta parmaklarımızın ekranın hangi köşesinde en fazla gezdirdiğimiz bilgisine kadar cihazlarımızdaki tüm hareketliliğe ve bilgimize erişebiliyor.