Sorularla ÖYP: Son KHK'daki 49. Madde Ne Ola ki?

'ÖYP' kısaltmasına bakıp sonundaki 'P' sizi yanıltmasın... Ya da açılımınız 'Öğrenci Yetiştirme Programı' olarak okuyanlara da kulak asmayın. ÖYP'nin açılımı 'Öğretim Üyesi  Yetiştirme Programı'dır. 

Soru 1: Ne işe yarar peki bu ÖYP? Amacı neydi?

'Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'... Programın amacı da adında saklı. Öncelikle anlayabilmek için kavramları inceleyelim:

A: Öğretim Üyesi: Bu öğretim üyesi dediğimiz şey yardımcı doçent, doçent, profesör gibi unvanları kapsayan tanımlar. ÖYP ile kadro hakkı kazanan bir araştırma görevlisi akademik kariyerine 'öğretim yardımcısı' olarak başlar. Programın amacı kadrolu öğretim yardımcılarını yetiştirerek birer vatana millete hayırlı, nur topu gibi 'öğretim üyesi' haline getirmektir.

B: Yetiştirme: Alınan araştırma görevlileri, kendi üniversitesinde eğitim alma olanağı yoksa başka bir üniversitede lisansüstü eğitimini tamamlar ve ilk atandığı yere geri döner. Tabi eğitim alırken yine araştırma görevlisi olmanın gereği tüm işleri yapar, makale yazar, poster yayımlar, kitap çevirir, laboratuvarda çalışır, kağıt okur, tez yazar, hocalarına çay - kahve taşır, aracını park eder... Döndüğü kurumda ise dışarıda eğitimine harcadığı süre kadar çalışmak zorundadır. Bu, lisansüstü eğitim için imzaladığı senet (ki yüzbinlerce liradan bahsediyorum) ile güvence altındadır. Eğitimi sırasında doktorasını alınca açıkta kalacağına dair endişesi yoktur. Bu sebeple sadece kendini geliştirmeye çalışır, küçük tatsızlıklarla demoralize olmaz; amacına odaklanır. Eğer lisansüstünden başarısız olursa ya da herhangi bir sebeple atandığı kuruma dönmezse, araştırma görevlisi senedi ödemekle yükümlüdür.

C: Programı: Yeni açılan veya gelişmekte olan üniversitelerin öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak için açılmış olan bir YÖK merkezli atama sistemidir. Kişiler ales, yds ve not ortalaması puanları ile açılan kontenjanlara yerleşitirilirler. Her şey Yök'ün yayınladığı usul ve esaslarla düzenlenmiştir.

Soru 2: Yani siz aslında diğer kadrolarla aynı işi yapıyorsunuz ama alınma şekliniz farklı, öyle mi?

Tabi ki. Ama ben diğer kadroları da anlatayım. Biraz kafan karışabilir. Biz ÖYP sistemi ile atandık ve atandığımız kurumda 33a’lıyız...

Ülkemizde akademide öğretim üyesi olarak kadro almanın temelde 2 olanağı var:

1- Yüksek lisans + doktorayı öğrenci olarak yapıp doktora sonrası yardımcı doçent kadrosuna geçmek: Bu durum epey zor, hatta olanaksıza yakındır. Tabi torpiliniz yok ise... Dayınız, amcanız size söz verdiyse hayatta her şey mümkün ;) Bu yolla akademiye girebilmiş olanlar kızmasın, dayınız size söz vermeden girdiyseniz bizim gözümüzde adeta bir Süpermen, bir örümcek adamsınız :)

2- Lisans, yüksek lisans ya da doktora aşamasında araştırma görevlisi olarak kadrolarına başvurup doktora sonunda yardımcı doçent kadrosu almak: Bu tür araştırma görevlisi kadroları ise 4 şekilde idi:

a- 33/a kadrosu:  Cari kadro da denilebilir. Bu kadrolar fakülte kadrosudur, doktora bitiminde ar. gör. dr. ünvanıyla devam edilir ve ilişik kesilmez. Yardımcı doçent kadrosu verildiğinde yükselinir. Yani nurtopu gibi öğretim üyesi olunur. Bu kadrolar yök'ün ilan sayfasından ilan edilir; ales'in %60'ı yabancı dilin %40'ı alınarak 1 kadro sayısına 10 kişi şeklinde ön değerlendirme sonucu ilgili üniversite tarafından ilan edilir ve bu 10 aday belirlenen tarihte ilgili bölümde bölüm hocaları tarafından yazılı ve sözlü mülakata alınır. mülakat sonucunda alesin %30'u yabancı dilin %10'u lisans not ortalamasının % 30u ve mülakat sonucunun %30'u alınarak ilk sıradaki kişi kadroyu kazanır.

b: 50/d kadrosu: Enstitü kadrosu da denilir. Alım prosedürü 33/a ile aynıdır. Ancak doktora sonunda okulla ilişiğiniz kesilir çünkü bu kadro bir çeşit burslu lisansüstü öğrencilik kadrosudur. Özlük hakları çok zayıftır. İlgili düzenlemede 'öğrencilik karşılığı burs' ifadesi kullanılsa da sizden diğer araştırma görevlileri gibi eğitiminiz ile ilgisiz angarya sayılan bir sürü iş yapmanız istenir. En önemlisi doktora sonunda yardımcı doçent kadronuz verilmezse, doktora biter bitmez işsizsiniz. Verilmezse kısmı önemlidir. Neye göre verildiğini hadi siz tahmin edin. Bir kere çok şanslıysanız minimum 3-6 ay, torpilliyseniz de en az 2-3 ay beklersiniz. Torpilsizseniz 35 yaşına gelip işsiz kalıp, muhtemelen intihar edersiniz. Ve 50d kadro beklemeye 1 gün dahi izin vermez... 50d kadrosu amerikan eğitim sisteminin bir çakmasıdır. Amerika'da lisansüstü yapan öğrencilere burs amacı ile çıkmıştır. Doktora sonrası oralarda yeterlilik gibi şeylere bakıldığından torpil falan söz konusu değil. Sorun bunu ülkemize uygulamakta. bir çift söz ve tanıdığa bakan bir şey haline geldi. 50'd Türkiyede akademinin tümörüdür ve yıllardır herkesin kaldırılıp 33'a ya dönüştürülmesini istediği bir kadrodur.

c: Ylsy: Meb Bursudur: Yurt dışı ÖYP'si gibidir, özlük hakları sıkıntılıdır, değinmiyorum konu dışı olduğundan.

d: ÖYP: Öğretim üyesi yetiştirme programı. yardımcı doçent, doçent ve profesör yetiştirmek içindir. 33/a kadrosudur, Merkezi atamadır. Yani öyle gidip mülakatlı torpilli falan değildir, 90 küsür ales 80 küsür dil ve 3'ün üstünde bi ortalama ister. Tercihlerinizi yöksis üzerinden yaparsınız. Elle puan girmezsiniz, yanıltma şansınız yoktur çünkü puanlarınızı ösym üzerinden çeker sistem. Kazandığınız okulda yüksek ya da doktora ya da bunların ikisi de yoksa sizi 35.madde ile doktorası ya da yükseği olan büyük bir üniversiteye gönderirler, eğitiminizi orada alırken aynı zamanda orada araştırma görevlisi olursunuz. bu süreçte kazandığınız ve sizi gönderen kurumla senet imzalarsınız. 300 bin liralık falan. başarısız olursanız, yarıda bırakırsanız devlet bu senedi tahsil eder. Ne kadar süre eğitim aldıysanız da doktora sonrası asıl kurumunuza döndüğünüzde o kadar mecburi hizmetiniz olur. Yani kısacası Bitlis'e atandın, yüksek doktora yok, adamlar seni İstanbul'a falan gönderir, 6 sene kaldıysan baya bi senet imzalarsın, döner Bitlis'e 6 sene oradan ayrılamazsın.

Soru 3: Eee ne oldu size o zaman, ne değiştirildi? Ben hiçbir şey anlamadım.

-Dil şartı: Öyp'de 65'tir, 1 sene içinde 55, 2 sene içinde 65'i geçemezseniz lisansüstü eğitime başlayamaz ve atılırsınız.normal 33a'da yok, 50d'de yok.

-Yüksek lisansa başlama: Öyp'de kadro alır ve başlamazsanız atılırsınız. 50d'de aynı şekilde. normal 33a da isterseniz 15 sene falan başlamayın kimse bir şey demez.

-Yüksek lisans azami süre: Öyp ve 50d'de 3 sene içinde bitiremezseniz atılırsınız, 33a'da eskiden isterseniz sonsuz sene falan yapabilrdiniz, şuan 3 senede bitiremezseniz atılmazsınız, yükseğe yeniden başlarsınız.

-Doktoraya geçiş: Öyp'de yüksek sonrası başlayamazsanız atılırsınız, 50d'de aynı. 33a'da isterseniz 15 sene falan aşlamayın atılmazsınız, bekler maaşı alırsınız.

-Doktora azami süre: Öyp'de 6 sene içinde bitiremezseniz atılırsınız. 50d'de aynı şekilde. 33a'da eskiden isterseniz 15sene falan yapabilirdiniz, şimdi 6 senede bitirmezseniz atılmazsınız, tekrar başlarsınız.

-Doktora sonrası: 50d'de ilişiğiniz kesilir, öyp'de ve 33a'da kesilmez beklersiniz kadroda. ancak şuan öyp'de de atılacaksınız.

Yaaani; Değişen şu oldu. Atandığımız kurumda 33a’lı olduğumuzu belirtmiştim. Bu durumda, lisansüstü eğitimimiz bitince, atandığımız kuruma dönecektik ancak işimize devam edecektik. Yardımcı doçent kadrosu açıldığında ise programın açılış nedeni olan «öğretim üyesi» olarak akademisyenliğimizi yapacaktık. Ancak son KHK ile, kadromuz 50d kadro tipine dönüştürüldü. Yani bizlere dediler ki, lisansüstü eğitiminiz bittiği gibi  size güle güle….

Soru 4: Allah’tan atmamışlar işte. Yine işiniz var, ne olacak ki?

E ama canım biz öyle anlaşmadık ki... O dedi ki 'gelmezsen senet ödersin', ben dedim ki, 'hayhay', şimdi diyor ki, 'gelecek gibi plan yapma sen, doktoran bitince Allah Kerim'

 Hem neden cezalandırılıyor bu ÖYP'liler? 15 bin öyp’li araştırma görevlisi suçlu mu ki? Hepsi mi suçlu? DEĞİL. Zaten suçlu olsa, açığa alınır, soruşturulur eğer gerçekten suçlu ise gereken devlet eliyle yapılır. İşten atılır vs. Ama suçlu olmayan, masum olan ne yapacak? Hem mağduriyet sadece kadro statüsünün değişmesiyle bitmiyor ki. Pardon, soruları sen soruyordun. Evet, diğer sorularla devam edelim.

Soru 5: O bahsettiğin diğer mağduriyetler ne peki?

Bir sürü. En önemlisi de şu an tüm öyp'liler çağırıldıkları an 15 gün içinde dönmek zorunlar. Kurulmuş hayatlar, yapılmış planlar altüst. Kimisi evlenmiş, kimisi hamile, kimisi daha senelerce eğitim aldığım yerdeyim diyerek ev almış borç ödüyor. Kimisinin de doktorasını bitirmesine aylar var şu an, nasılsa işsiz kalmayacak diye borç altına girmiş ama tünelin sonu işsizliğe gidiyormuş meğer Nostradamus olmadığından ön görememiş haliyle. Bazısı da zaten kadrosunun olduğu yerde eğitim alıyor - doktora sonrası da orda diye aynı okulun cari 33a'lı bir araştırma görevlisi ile evlenmiş, şimdi taraflardan biri doktora sonrasında elinde dosyası kapı kapı başka şehirlerde kadro bakmak zorunda. Ha bu arada eş durumu atama şeysi var ya, o yok. O nedenle sevenleri ayırmasınlar diyip bu konuyu kapatıyorum...

Bu kadar mı peki? Hiç değil... Kadronun okuduğu okulda kör topal bir yüksek lisans programı var diyelim, hhhop 15 gün içinde döndün. E hani sen ÖDTÜ'de eğitim görüp oranın ilmini taşıyacaktın? E diyelim doktoran bitti, şu an arş. gör. dr idin öyp kapsamında yard. doç kadrosu bekliyordun, e şu an itibari ile işsizsin bu durumda öğrenci olmadığın için. Okullar neye göre 33a'ya geçirecek, mesela hoca sana taktı atomu parçaladın - Nobel ödülüne oynuyorsun yayınlarda adeta geleceğin Aziz Sancar'ı yetişiyor ama 'ıııh benim değil mi vermicem kadroyu' diyor okulun; öteki de herkesi topluyor 33a'ya yine. Hani nerde adil uygulama? E biz aynı programda idik, ona var da sana niye yok? Hocan kaşının şeklini beğenmedi, aynı okulda başkasına veriyor 33a'ya sen de akşamları 'ellere var da bize yoğk miğ?' şarkısı ile mi uyumak zorunda kalacaksın?

E bi de şimdi mobbingler başlayacak. Beğenmiyorsan kapının yeri belli tehditleri... Bu süreçte bu şartlar altında güvencesiz bu kadroyu kabul etmiş ve risk almış kişilerin kaçırdıkları fırsatlardan bahsetmedim bile. Belki şartlar böyle olsa seçmeyecekti, ama şu an 5-6 yılı kayıp oldu gitti bile...

Sorular Sorular...  Üç nokta, üç nokta...

SORU 6: Peki son sorum şu: Ben senin için ne yapabilirim ki?

Senden isteğimiz şu. Bunları okuduktan sonra bizi daha çok anlamanı ve bize destek olmanı istiyoruz. Şu an bizler, sesimizi duyurmak istiyoruz. KHK’da yeni bir kararla haklarımızın iade edilmesini istiyoruz. Bunun için sosyal medyada birçok arkadaşım gece gündüz sesimizin hükümetimize, medyaya, siyasilere duyurulmasına çalışıyoruz. Biz sadece haklarımızı değil, itibarımızı da geri istiyoruz. Bize yöneltilen suçlamaları duymuşsundur. Aslı olmayan bu suçlamalar yüzünden herkes ÖYP’lileri neredeyse vatan haini ilan edecek neredeyse. Vatan hainleri varsa, atılsınlar, tutuklasınlar. Bu noktada devletimizin sonuna kadar arkasındayız. Ancak bütün ÖYP’lileri aynı suçlamayla itham etmek, bizlere iftira atarak herkesin gözünde itibarımızı zedelemek kabul edilemez, affedilemez. Ben ve benim gibi vatan sevdalısı araştırma görevlileri, hiçbir terör örgütüyle bağlantısı olmayan ve hakları bir gecede ellerinden alınan kişileriz. Empati kurmanı istiyoruz. Bir gecede işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmanın kaygısını bizimle beraber hissetmeni istiyoruz. Özlük haklarının hiçbir suçun yokken elinden alınmasının ne demek olduğunu anlamanı bekliyoruz. Yani kısacası, sesimizi duyurmamızda bizimle olduğunu bilmek istiyoruz. Bugün bu haksızlığa susarsan yarın senin için konuşacak kimse kalmaz, bunu unutmamanı istiyoruz.   

SESİMİZE SES OL TWİTTER ETİKETİMİZ: #öyp50d

Bir de lütfen imzala: https://www.change.org/p/öyp-33a-kadroları-dönüştürülmesin-ve-özlük-hakları-korunsun

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?