1912'de yapılan ve sopalı diye anılan seçimler, eşit şartlar altında yürütülmediği ve adaylara baskı uygulanıp bazen de bizzat şiddet gördükleri için demokrasi tarihimizde kötü olarak anılır. Peki işin aslı neydi ve gerçekten seçimler sopalı mıydı?
1912'de yapılan ve sopalı diye anılan seçimler, eşit şartlar altında yürütülmediği ve adaylara baskı uygulanıp bazen de bizzat şiddet gördükleri için demokrasi tarihimizde kötü olarak anılır. Peki işin aslı neydi ve gerçekten seçimler sopalı mıydı?
Fakat zannedilenin aksine, İttihat ve Terakki o günlerde sınırsız bir etki alanına sahip değildi. Cemiyet 1908'de meşrutiyetin yeniden ilan edilmesi ve birkaç ay sonra da II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesindeki baş rollerden birisiydi. Fakat mecliste ve hükumette, bugünden bakılınca zannedilenin aksine, tartışmasız bir otorite ve güç kazanmamıştı.
İttihat Terakki 1909 Seçimlerinden iyi bir sonuçla çıkmıştı. Ancak gazetelerde hemen her gün partiye karşı sert eleştiriler yapılıyordu. Mecliste de muhalif birçok milletvekili vardı. Buna karşı cemiyetin muhalif önderleri gizli cinayetlerle ortadan kaldırmayı tercih etmesi, kendileri için kötü bir ün bıraktı.
Çünkü o dönemde 2 dereceli bir seçim usulü vardı. Yani halk evvela birtakım önde gelen yerel şahısları seçiyor, onlar da halkın adına milletvekillerine oy veriyordu. Dolayısıyla İstanbul ve çevresine yayılan bu siyasal ortamın Anadolu'yu ne kadar etkilediği veya etkilemediği, dönemin ulaşım ve iletişim şartları hatırlanarak ayrıca düşünülmelidir.
Cemiyet hükumette henüz çok kuvvetli mevki edinmese de bürokrasi ve ordudaki mensupları çok fazlaydı. Bunun da yardımıyla hemen her yere ulaşıyor ve etkili propaganda yapabiliyorlardı. Mesela Sinop'ta özellikle şehrin ileri gelenlerini etkilemeye yönelik çalıştılar.
Fakat köylü halk İstanbul siyasetini umursamıyordu. Tanıdığı ve güvendiği hemşehrilerini seçmek istiyorlardı. İttihat Terakki 2 vekilliği de istemesine rağmen, Sinop ahalisi sanki bir denge gözetmek ister gibi, neredeyse her seçim Yusuf Kemal Bey ile Dr. Rıza Nur'u meclise gönderdi.
Tabi adından anlaşıldığı gibi sopayla seçmenleri dövmek gibi bir şey söz konusu değildi. Sopalı tabiriyle şiddet kast ediliyordu. İttihatçılar sandık başını çoktan tutmuşlardı. Bazı yerlerde oy kullanmaya gelen seçmene, hazır olarak basılmış pusulalar veriliyor ve sandığa atması isteniyordu. İtiraz gösterenler de itilip kakılıyordu.
Yine bazı yerlerde adayların sandığa yaklaşması, sayıma katılması engellendi. Tabi bu gibi durumlar sırasında hep arbede yaşanıyordu. Rıza Tevfik Bey de bundan nasibini alanlar arasındaydı. Hatta o kadar ciddi şekilde dövülmüştü ki Murat Bardakçı'nın bulduğu bir mektupta, hastane masrafının çok fazla tuttuğunu dahi yazıyordu.
Seçimlerin adında olduğu gibi içerisinde de sopa vardı. Fakat İttihat Terakki'yi asıl güçlendiren bu hadiseler değildi. Zira seçimlerden birkaç ay sonra Halaskâr Zabitan adlı bir grubun ortaya çıkışıyla cemiyet hükumetten çekildi. İttihat Terakki'yi yükselten olay 1913 başlarında yapılacak olan Bâb-ı Âli Baskını idi.
Peki 1912 seçimleri tarihimizde olumsuz anılmaktan başka, kendi döneminde neye sebep oldu? Siyaseti ikiye ayırdığını söyleyebiliriz. Zaten İttihat Terakki karşısında muhalifler bir araya gelerek Hürriyet ve İtilaf fırkasını oluşturmuşlardı. İnsanlar arasında İttihatçı ve İtilafçı diye kutuplaşmalar yaşandı ki bu durum hemen patlak verecek olan Balkan Savaşları sırasında orduda bölünmelere dahi sebep oldu. Savaşın kaybedilmesinin de bir sebebi buydu. Netice itibarıyla bu seçimlerin siyaseti gererek çatışmalara yol açtığı ve devamında iyi şeyler getirmediği görülüyor.
Demekki o zamandan beri gelenek haline gelmiş, şimdide değişen pek bişey yok bir bilgisayar seçim programımız var program yöneticisi belli değil.
"diktatör,baskıcı" diye padişah indirip,tek partili dikta kurmak? Hm ilginç bir kafa.Neden hep "özgürlük isterük"cü kafa böyle sorunlu oluyor ki? 100 senede değişen bir şey neden olmuyor hala bu memlekette.