Sonumuz Geliyor! Medeniyetin Sonunu Karanlıkta Gören Distopyalardan Hangisi Daha Gerçek?

Bu dünyanın sonu öyle ya da böyle gelecek. 

Peki savaş ya da hastalıkların ötesinde, dünyanın geleceğini korkunç ve karanlık bir gerçeklikte bulan yazarlara kulak vermeye ne dersiniz? Bu tahminlerin öncüsü sayılabilecek iki isim var.

George Orwell ve Aldous Huxley.

Orwell, Bindokuzyüzseksendört'ü (Nineteen eighty four), Huxley ise Cesur Yeni Dünya'yı (Brave New World) kaleme almıştı. Pek çok dile çevrilen bu iki romanın iki yazarı, dünyanın geleceğini son derece karanlık biçimde tasvir ederek alışılmadık bir gelecek öngörüsüne imza attılar.

Peki bu iki karanlık gelecekten hangisi bize daha yakın? Hangisinin gerçekleşme ihtimali daha olası gözüküyor?

Korkunun ve baskının imparatorluğundaki Bindokuzyüzseksendört dünyası mı?

Geçici zevklerin peşinde gerçeklik algısını tamamen yitirmiş Cesur Yeni Dünya evreni mi?

Kararı siz vereceksiniz! Kitapları okumuş olmanıza gerek yok, zira ikisinin de birbirinden ayrıştığı temel noktaları tek tek izah edeceğiz.

Sonunda kafanızda oluşan fikirden hareketle, hangisinin daha mümkün olduğunu belirleyeceksiniz.

#1 Orwell, tüm kitapların yasaklanacağını öngörüyordu.

Huxley, kitapların yasaklanacağından değil, onları okuyacak kimsenin kalmayacağından korkuyordu.

#2 Orwell, her türlü haber ve bilgi kaynağının engelleneceğinden korkuyordu.

Huxley, tam tersine çok fazla bilgi ve içeriğe maruz kalacağımızı, böylece git gide tepkisizleşip yalnızlığımıza gömüleceğimizi öngörüyordu. 

#3 Orwell, gerçeğin bizden gizleneceğinden korkuyordu.

Huxley, gerçeğin kimseyi rahatsız etmeyecek kadar sıradanlaşacağını öngörüyordu. 

#4 Orwell, tutsak bir kültüre mecbur bırakılacağımızı öngörüyordu.

Huxley, tutsaklığın herhangi bir şeyin dayatılmasıyla değil, sınırsız seçenekler ve özgürlüklerle birlikte kendi kendine geleceğinden korkuyordu.

#5 Orwell, zirve yapmış baskıya ve tiranlığa karşı direncin her şekilde başarısızlığa uğrayacağından korkuyordu.

Huxley, baskı ve tiranlığa karşı direncin hep olacağını, ama bu direncin, insanlığın mutlak eğlenceye odaklı ve dikkati çabuk dağılan yapısını sürekli gözardı edeceğini öngörüyordu.

#6 Orwell, insanlığın acıya maruz bırakılarak kontrol altına alınacağını öngörüyordu.

Huxley, insanlığın sınırsız zevke teşvik edilerek kontrol altına alınacağından korkuyordu. 

#7 Orwell, nefret ettiğimiz şeylerin sonumuzu getireceğini söylüyordu.

Huxley, sevip keyif aldığımız şeylerin sonumuzu getireceğini söylüyordu. 

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
10.10.2016

ikisi de haklı amk. dünyanın yarısı irinin dediklerini diğer yarısı ötekinin dediklerini yaşıyor.

10.10.2016

1984'u okuyunca kitabın ülkemizi konu aldığını düşünmüştüm , bence her iki kitabı da yaşıyoruz, yaşayacağız.

Pasif Kullanıcı
10.10.2016

Arkadaşlar, ikisinden birini seçmenize gerek yok çünkü bu her iki kitapta şuan aynı anda gerçekleşiyor. Dünyanın bir bölgesinde diktatör totaliterlikler boy boy yükselip halka birşeyler vaat ederken bir başka bölgesinde muazzam derecede özgürlüklerin yaşandığı ve bu yerlerde artık benliğin kaybedildiği görülmekte. Şuan bu iki kitap da gerçekleşiyor

TÜM YORUMLARI OKU (21)