Eukleides’ten bu yana düzlemde çizilen her doğru, her nokta, her üçgen, biçimin ve düzenin açık ve seçilebilir niyetini temsil ederken; 20. yüzyılın ikinci yarısı, formun sadece düzgün, ölçülebilir ve kapalı şekillerden ibaret olmadığını, hatta kaotik görünen doğanın bile içinde yineleyen bir düzen taşıdığını keşfettiğimiz bir çağ oldu. İşte tam da bu noktada, klasik geometrinin dışına taşarak, sonsuzlukla sınırlı bir dünya arasında salınan, hem kaosun içinde hem düzenin kıyısında bir gerçeklik katmanıyla tanıştık: Fraktal Geometri.