Bu başlık eğer ölçü sayısı ya da metronom gibi, herhangi bir müzikal eserin matematiğini tarif eden sayısal değerler üzerine olsaydı, doğal olarak sanatsal ve dolayısıyla da duygularımızla ilgili bir şey anlatarak devam edebilirdi.
Ama ne yazık ki tam tersi!... Tüm sanatsal üretim için yorumlayabileceğimiz bu tersi durum hem yanıltıcı hem de yaratıcılığı sınırlandıran bir sıkıntı.
Evet bir eserin insanlar üzerinde etkisini anlamak için sayılara her zaman ihtiyaç oldu. “Kaç kişi izledi?”, “Ne kadar sergilendi?”, “Kaçıncı baskısı?” gibi sorular ve bu soruların cevapları önemli bir bilgiye vardırıyor bizi. Bazı akımlar ve bu akımların hangi dönemlerde ve o dönemlerden geçerken sosyokültürel yapısı gibi önemli bilgilere.