Türk sinemasıyla ilgiliyseniz Zeki Demirkubuz'un adını mutlaka duymuşsunuzdur. Kendine has 'samimi' bir sinema dili olan Demirkubuz için, Dostoyevski ise temel referans oluşturuyor. Kendisi, insanın temel ahlaki sorunları olan; aşk, feragat, yenilgi, kötülük ve ölüm gibi temaları birbiri ardına işleyen senaryolarını sinemaya aktardı. Hatta filmlerine verdiği isimler de bu soyut kavramlar üzerinden şekil aldı. Masumiyet, İtiraf, Yazgı sadece bunlardan birkaçı. Sinemamızda kendine has bir tarzı olan Zeki Demirkubuz gibi bir isimle ilgili içerik yapmasak olmazdı dedik ve sizler için onun filmlerini kronolojik bir şekilde bir araya getirdik.
kader ve masumiyet başyapıttır. ayrıca yeraltı filminde otel sahnesindeki engin günaydın'ın tiradı efsanedir. Sevgili Generalim Cevdet Bey! Pardon, Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları! Şunu iyi bilin ki; gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam! Bu, bir… Kibirden, kendini beğenmişlikten, “Bütün bu dağları ben yarattım” havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim! Bu, iki… Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim! Bu, üç… Dördüncüsü… Gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski’nin dediği gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim. Arkadaşlığın, karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm! Evet buna bayılırım Sayın Generalim! Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir; öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!
kader...
hepsini izledim. büyük yönetmendir kendisi