Son Yüzyılda İşlenmiş ve Gizemi Asla Çözülememiş Tüyler Ürpertici 10 Suç

Kusursuz bir suç, çok zekice hazırlanmış, tespit edilmesi ya da çözülmesi ihtimalini minimuma indirecek şekilde planlanmış suçlardır.  Banka soygunundan cinayete kadar neredeyse her suçun amacı işlendikten sonra arkada iz bırakmamaktır fakat çok az sayıda suçlu bunu başarabiliyor.

İşte karşınızda son yüzyılda işlenmiş ve akıbeti belirsiz kalan 10 suç.

1. 300 Milyon Yen Soygunu

10 Aralık 1968'de, Toshiba çalışanlarına 300 milyon Yen değerinde (o tarihte 817 bin dolar) ikramiye götüren Tokyo merkezli bir Nihon Shintaku Ginko Bank aracı, motosikletli bir polis tarafından durduruldu. Polis, arabanın içindeki dört kişiye aracın altında bir bomba olduğunu söyledi ve aracı hızla terk etmeleri gerektiği konusunda uyardı. Sonrasında üniformalı polis, muhtemeldir ki önceden hazırladığı bir düzenekle araçtakilerin düşünmesine bile fırsat vermeden aracın altından dumanlar çıkmasını sağladı. Bu da araçtakilerin korkup koşarak kaçmasına neden oldu. Bu sayede polis kılığındaki soyguncu araca el koyarak oradan uzaklaştı.

120 parça delil, 110.000 şüpheli ve 170.000 polis dedektifi içeren soruşturma sonucunda sahte polisin izi bir türlü bulunamadı.

2. Missouri’deki küçük bir kasabanın belası haline gelen Ken McElroy'ın cinayeti

Hırsızlık, şiddet, pedofili ve diğer eylemlerden dolayı suçlanıyor ancak her seferinde adaletten paçayı kurtarmayı başarıyor. Günün birinde, işlek bir caddede iki kişi tarafından vurularak öldürülüyor. Cinayeti soruşturan polisler, olay anında orada bulunan 40 kişiyi tek tek sorgulamasına rağmen, (ne tuhaf ki) cinayete tanıklık edecek tek bir kişi dahi bulamıyor. Adamın ölümü belirsiz kalıyor.

3. Brezilya'da rekor soygun

Kuzeydeki Fortaleza kentinde bir bankaya, yakındaki bir evden 200 metre tünel kazarak giren soyguncular 65 milyon dolar çaldılar. Hafta sonu olduğu için iki gün kimsenin ruhu duymadı. Polis bunun ülke tarihinin en büyük soygunu olduğunu düşünüyor. Suçlulardan biri bir süre sonra ölü bulundu fakat diğer 18 kişi sırra kadem bastılar.

4. Tarihin en gizemli hava korsanı: D.B. Cooper

24 Kasım 1971 günü, isminin Dan Cooper olduğunu söyleyen koyu renk saçlı bir adam, Portland'da bir bilet gişesine yaklaştı ve nakit kullanarak ABD'nin Seattle kentine tek gidişlik bir bilet aldı. Üzerinde siyah bir takım, siyah kravat ve beyaz bir gömlek vardı. Bu iyi görünümlü adam, uçağın kalkmasını beklerken bir bardak viski sipariş etti. Esas olaylar ise, uçak havalandıktan sonra meydana geldi. Uçak havalandıktan sonra Cooper, hosteslerden birini yanına çağırdı ve ona bir not uzattı. Cooper'ın uzattığı notta, yanındaki evrak çantasının içinde bir bomba bulunduğu yazıyordu. Uçuş görevlisinin notu okuması üzerine çantasını açarak birbirine bağlanmış kablo yığınını göstererek ciddi olduğuna dair kanıt sunan Cooper, 20 dolarlık banknotlardan oluşan 200,000 dolar paranın ve dört adet paraşütün kendine teslim edilmesi halinde yolcuları bırakacağını söyleyen Cooper'ın bu isteği yerine getirildi ve hem yolcular, hem de hostes serbest kaldı. Cooper, bu değiş tokuşun ardından uçağın Mexico City'ye gitmek için tekrar havalanmasını istedi. Cooper'ın bu isteği de gerçekleştirildi ve uçak Mexico City seyahati için tekrar havalandı. Uçak üç kilometre yükseklikte Kolumbiya Nehri üzerinden geçerken üzerine bağladığı paralar ve bir paraşütle uçağın arka kapısından atlayan Cooper'ın izine o günden bu yana hiçbir şekilde rastlanamadı.

5. Polonyalı direnişçilerin banka soygunu.

Nazi baskılarına karşı Polonya direnişi büyük miktarda nakit para gerektiriyordu. Müfettişler, Krakow'da kontrol edilen bir bankada düzenli olarak Polonya parasının hareketlerini öğrendiklerinde, Polonyalı direnişçiler bankayı soymaya yönelik bir plan önerdi. Bankadaki sempatizanların da yardımıyla direnişçilerin şaşırtıcı derecede hızlı bir soygunu yapmaları sağlandı. 1 milyon dolarlık (bugün 20 milyon) bir para çalındı ve dokuz Alman askerini öldürüldü. Olayın sorumluları ise belirsiz kaldı.

6. İkizlerin suç oyunu

2009 yılında yüzleri maskeli iki hırsız Avrupa'nın en büyük mücevher mağazalarından birine soygun yapmak için girer. Plan o ana kadar umdukları gibi işlemektedir. Ancak içlerinden biri eldivenini olay yerini terk ederken orada unutur. Bu bir suçlunun yakalanması için geride bıraktığı yeterli bir delildir.

Zaten çok geçmeden Alman polisi DNA verileri doğrultusunda eşleşmeye ulaşır.  Ancak ortada bir sorun vardır. Eldiveni unutan kişi tespit edilmesine rağmen mahkeme bunu yeterli delil olarak kabul etmez. Çünkü DNA verileri suçlunun diğer ortağı yani ikizi olabileceğini de göstermektedir. Elde başka delil de olmadığı için bu iki kişi beraat eder.

7. Gardner Müzesi soygunu

1990 yılında Boston'da St. Patrick günü kutlanırken Gardner Müzesi'ndeki yapılan bir çağrı üzerine polis olay yerine intikal eder. Fakat bu çağrıdan müzedeki güvenliğin haberi yoktur. Yine de gelen polislerin müzeye girmesine izin verilir. Müze protokolüne aykırı olan bu tutum, güvenlik görevlisine hayatının en talihsiz anını yaşatacaktır. Çünkü içeri giren bu kişiler aslında polis değil, müzeye soygun için gelen hırsızlardır. Elini kolunu sallayarak kapalı olan müzeye girmeye başaran hırsızlar; aralarında Rembrandt, Vermeer ve Degas gibi eserleri çok değerli olan ressamların tablolarını çalıp kaçarlar. 300 milyon dolar paha biçilen tablolar hala bulunamadı. Üstelik hırsızlardan da hiçbir haber yok.

8. New Orleans’taki baltalı psikopat cinayetleri

Tarihin birinde New Orleans’a baltalı bir psikopat musallat oluyor ve 2 yıl boyunca tam 12 kişiyi baltasıyla katlediyor. Olay mahalinden birine bıraktığı mektupta kendisinin şeytan olduğunu ve bu dünyaya ait olmadığını söylüyor. Bununla birlikte sıkı bir Jazz hayranı olduğunu ve evinde Jazz müzisyeni barındıran ailelere zarar vermeyeceğini ifade ediyor. Kendisi asla bulunamasa da, yakın bir zamanda işinden kovulmuş bir Jazz müzisyeni olduğu düşünülüyor.

9. 1943’te, dört küçük çocuğun bir ağaç kovuğunun içinde bulduğu iskelet

İskeletin ağzında ipek bir mendil tıkılmış ve yanında da altın bir evlilik yüzüğü ve bir ayakkabı teki bulunmuş. Burada neler olup bittiği asla çözülemiyor.

10. 1982-85 yılları arasında Belçika’yı kasıp kavuran çete

Aralarında çocukların da olduğu 28 kişiyi öldürüyor ve çok daha fazla kişiyi yaralıyorlar. Çetenin tek bir üyesi dahi deşifre olmuyor. Yaygın bir teori bu topluluğun bir Neo-nazi çetesi olduğunu ve hükumetin elini zayıflatmak için eylemlerine imza attığını öne sürse de, bu hiçbir zaman kanıtlanamıyor ve olaylar yaşandığıyla kalıyor.

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?