Yıllardır severek izlediğimiz Game of Thrones resmen sona eriyor. Dün gece yayınlanan ilk bölümünde neler oldu gelin bir bakalım!
Yıllardır severek izlediğimiz Game of Thrones resmen sona eriyor. Dün gece yayınlanan ilk bölümünde neler oldu gelin bir bakalım!
Bu sahne dizinin ilk bölümü ile bir paralellik taşıyor. Hatırlarsanız o bölümde de Bran, Kral'ın gelişini izlemek üzere kaleye tırmanıyordu.
Bu süreçte konvoyu izleyen Kuzeyliler çok mutlu görünmüyorlar. Bilindiği üzere Güneyliler, Kuzey'de çok sevilmiyorlar. Jon da bu durumu Daenerys'e açıklıyor.
Maalesef kalabalığın arasında Arya'yı fark etmiyorlar, fakat bunun Arya'nın her karakter ile olan derin bağları düşünülünce mantıklı bir karar olduğunu fark ediyorsunuz. Yönetmenler açıkça daha özel bir anı bekliyorlar bu karakterlerin kavuşması için. Jon ve Gendry'yi görünce oldukça mutlu olan Arya, Tazı'yı görünce hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyor.
Geçen sezon bize illallah ettiren Arya-Sansa sürtüşmesinin ardından bu iki güçlü kadının biraz olsun iyi geçinmesini umut ediyorduk fakat birlikte yer aldıkları ilk sahneden benzer bir durumun yaşanacağını anlamış olduk. Daenerys ne kadar hoş görülü yaklaşmış olursa olsun, Sansa bakışlarıyla memnuniyetsizliğini gayet belli etti.
Bran'ın artık ne kadar direkt bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden tanışmaları sırasında selambile vermeden önce Daenerys'e Viserion'ın artık bir akgezen olduğunu ve Gece Kralı tarafından sürüldüğünü, duvarın yıkılmasına yardım ettiğini, yakında burada olacağını anlatıveriyor. Bu acı haberin etkisi ise adeta Daenerys'in yüzünden okunuyor.
Küçük yaşta bir hanenin dertlerini omuzlayan karakterlerden biri olan Lord Umber, Starklar'ın at ve araba yardımı ile halkını toplamak üzere yola çıktı.
Jon'un Güney'e giderken bir kral olduğu halde, döndüğünde başka bir kraliçeye diz çökmüş olması, tüm Kuzey'i olduğu gibi Lyanna Mormont'u da rahatsız ediyordu. Bu yüzden Jon'a yaptığının yanlış olduğunu düşündüklerini söyledi.
Zaten Kuzey'deki küçük hanelerin lordları hepimizin bildiği gibi bağlılık konusunda son zamanlarda oldukça belirsiz davranır oldular. Lyanna Mormont'un sözlerine katıldıklarını belli eder sesler çıkarırlarken Jon bir kez daha kendisinin kral olmak istemediğini, onların onu kral ilan ettiğini fakat artık taç ile Kuzey arasında bir seçim yapmak zorunda olduğunu ve seçimini Kuzey'den yana kullandığını söyledi. Bu sözleri ayrıca Tyrion da desteklercesine konuştu, beraberlerinde getirdikleri orduyu övmesi sırasında Lannister ordusunun da geldiğini söylemesi, yeniden sinirlerin kalmasına sebep oldu.
Bu ikilinin bir zamanlar evli olduğunu hatırlıyor musunuz? Kabul edelim ki, garip bir şekilde iyi bir ikililerdi. Sansa ve Tyrion yeniden bir araya geldiklerinde kısa bir muhabbet ettiler ve Sansa, Tyrion'a bir zamanlar onun dünya üzerindeki en zeki adam olduğunu düşündüğünü anlattı, Cersei'nin gerçekten orduyu göndereceğine inanmasını aptallık olarak gördüğünü belirtti. Haksız da sayılmazdı.
Arya ve Jon'un ilk sezonda ne kadar yakın olduğunu eminiz hepiniz hatırlıyorsunuzdur. Stark ailesi içindeki iki uyumsuz, bir şekilde birbirlerini tamamlıyorlardı. Bu yüzden ikilinin kavuşması dört gözle bekleniyordu. İkili daha sonra birbirlerine kılıçlarını göstediler, ki bu kimilerince ileride birlikte savaşacakları yönünde yorumlandı. Bu sırada Jon, Sansa konusunda biraz yakındı. Arya'nın 'Sansa hayatımda gördüğüm en zeki insan' demesi dikkat çekti. Arya ayrıca Jon'un Sansa ile aile olduğunu unutmaması konusunda nasihatte bulundu. Bu da Daenerys ile Sansa'nın sıkıntı yaşayacağını biraz doğrulamış oldu.
Bildiğiniz üzere geçen sezonun sonunda Euron, Altın Mürettebat'ı getirmek üzere Essos'a gitmişti. Ordu ile geri dönen Euron'u önce tutsak aldığı yara ile gemisinde gördük. Cersei'nin kaybetmesi durumunda gemilerini alıp gideceğinin sinyalini veren Euron, istediği tek şeyin Cersei'yi elde etmek olduğunu söyledi. Euron'ın getirdiği ordunun iddiaya göre filleri vardı ve Cersei bu konuda oldukça umutluydu. Fakat ordu ile birlikte filler gelmedi, bu Cersei'yi memnun etmese de, Euron'un isteğini yerne getirmemesi durumunda tek müttefiğini de kaybedeceğini anlamış olacak ki, ikiliyi daha sonra yatak odasında gördük. Bu sırada Euron, Cersei'yi hamile bırakmak konusunda birkaç şaka yaptı. Tabii Cersei'nin çoktan Jaime'nin çocuğuna hamile olduğundan haberi yoktu.
Bron'un altına olan düşkünlüğünü hepimiz biliyoruz. Bunu fırsat bilen Cersei, elindeki en iyi ve parayı en seven paralı askere, Tyrion ve Jaime'yi öldürmesi karşılığında altın teklif etti. Çok şairane bir şekilde, silah tercihi bir arbaletti. Hatırlarsanız Tyrion, babası Tywin Lannister'ı tuvalette bir arbalet ile öldürmüştü. Bron kabul ettiğine dair bir şey söylemese de, açıkcası ne yapacağını çok kestiremiyoruz. Son sezonlarda Bron'un altın ve diğer şeyler arasında seçim yapması gereken durumlarla karşılaştığımız oldu fakat bildiğiniz üzere Game of Thrones genellikle klişeler dışında gelişen bir yapım, bu yüzden hayal kırıklığına uğrayabiliriz.
Theon, Euron'un Kral'ın Şehri'ndeki gemisine gizlice girerek Yara'yı biraz kolay görünen bir şekilde kurtardı. Daha sonra kendi gemilerinde gördüğümüz ikilinin yolu ise tekrar ayrıldı. Çünkü Theon, Starklar ile savaşmak istediğini belli etti, Yara ise bunu anlayışla karşıladı. Theon Starklar'ın yanına giderken, Yara ise şu anda korunmasız olan Demir Adalar'a doğru tahtı geri alma amacıyla yola çıktı.
Dizinin devam eden kısmında, Tyrion, Varys ve Sör Davos, yeni aşıklarımız arasında gerçekleşecek bir evliliğin halkı sakinleştireceği ihtimalini konuştular.
Senaristlerin elinde konu mu bitti anlamıyoruz şu noktada. Geçen sezon yaşadığımız Arya-Sansa sürtüşmesini tekrarlamak için uğraşıyorlar gibi görünüyor. Bu yüzden Daenerys bu sahnede bir nevi Jon'u Sansa'nın kendisine saygılı davranması konusunda uyardı.
Kuzey'i sevmiyorlardı ve bu onları etkiliyordu.
Bu Jon'un aslında yarı Targaryen olduğu düşünülünce çok şaşılacak bir durum olmasa da, kabul edelim ki hepimizin uzun süredir beklediği bir sahneydi.
En başta oldukça korkmuş görünmesine rağmen, ejderha sürme işini kısa sürede kapmış gibi görünen Jon, artık at binme olayının çok basit kaldığı üzerine yorum bile yaptı!
Her köşe başında koklaşan ikilinin ejderhaların yakından izlediğini gördük. Bunun nedeni muhtemelen ejderhaların Targaryen kanının kokusunu alabiliyor olması ve Jon ile aynı soydan olduklarını bilmesi. Fakat bu durum Jon'u oldukça korkutuyor!
Arya'nın Tazı ile uzun bir süre geçirmesi ve onu öldürmemesi gibi durumların, Tazı'nın ise Arya'ya karşı gerçekten iyi düşünceler içinde olmasının bu karşılaşmayı daha az üzücü hale getirmesini bekliyorduk fakat öyle olmadı. Arya,Tazı'yı gördüğüne hiç mi hiç mutlu değildi, bu durum Tazı'yı biraz kırmış gibi göründü...
Hayranların en çok beklediği kavuşmalardan biri ise buydu. Fakat beklenilen olmadı, Arya koşup Gendry'ye sarılmadı. İkili daha çok uzaktan uzaktan konuşup, biraz şakalaştılar. Çoğu kişinin gelecekte ikisinin evleneceğine inandığı düşünülürse, gelecekleri nasıl çok bilemiyoruz.
Bu sahnede Lord Glover'in bir kez daha bağlılık yeminini ezip geçtiğini ve yardıma gelmediğini öğreniyoruz. Bu durum Sansa'nın Jon'un kararlarını sorgulamasına yol açıyor. Sansa, Jon'un gerçekten savaş için mi, yoksa aşık olduğu için mi diz çöktüğünü bilmek istiyor. Kadın karakterler arasındaki sürtüşmeyi daha nereye kadar sürdürecekler gerçekten bilmiyoruz!
Jorah'ı iyileştirdiği için Sam'e teşekkür etmeye gelen Daenerys, geçen sezon canlı canlı yakarak idam ettiği iki kişinin Sam'in ailesi olduğunu öğreniyor. Bu Sam'i o kadar yıkıyor ki, ağlayarak huzurundan çekilmek üzere izin istiyor. Ayrıca bu durum Sam'i Tarly Lordu haline getiriyor.
Daenerys ve Jorah'ın yanından koşarak ayrılan Sam, Bran ile karşılaşıyor. Bran, Jon'a gerçekleri anlatma zamanının geldiğini, bunu Sam'in yapması gerektiğini, çünkü Jon'un en çok ona güvendiğini söylüyor.
Sonraki sahnede, Jon'un Ned Stark'ın mezarının başında dua ettiğini görüyoruz. Bu sahne birazdan ortaya çıkacak gerçekler için ortamı hazırlıyor.
Sam Hisar'a gittiğinden beri görüşmemiş olan ikilinin kavuşması, bu bölümde gerçekleşen tüm kavuşmalardan daha duygulu görünüyor.
Bölümün, hatta dizinin belki de en önemli gerçeği bu noktada ortaya çıkıyor. Öncelikle Jon'a Daenerys'in ailesine yaptıklarını anlatan Sam, ardından Jon'a aslında gerçek kralın kendisi olduğunu söylüyor. Jon, aslında annesinin Lyanna Stark, babasının ise Rhaegar Targaryen olduğunu, Ned Stark'ın ise sadece onu Robert Bratheon'dan korumaya çalışan dayısı olduğunu öğreniyor. Bu durum Jon'u Demir Taht'ın gerçek varisi, Aegon Targaryen yapıyor. Sam soruyor: 'Sen halkın için taçtan vazgeçmeye hazırsın, Daenerys hazır mı?' Tabii bu noktada kimse Daenerys'in Jon'un halası olduğu ve şu an birbirlerine aşık oldukları gerçeğini düşünmüyor.
Geçen sezonun sonunda Sur yıkılırken Kıyıdaki Doğugözcüsü'nde olan ikilinin hayatta olduğunu görüyoruz. Birlikte bir kaleye doğru gidiyorlar.
İkili arasında komik bir konuşma geçiyor.
Küçük lord, acımasız bir şekilde öldürülmüş, bir mesajın tam ortasına yerleştirilmiş. Ed, Tormund ve Beric konuşurken yeniden canlanan lord, ateşe veriliyor. Bu sırada üçlü, Kışyarı ve kendileri arasında kocaman bir ölüler ordusu olduğunun ve oraya onlardan önce gitmeleri gerektiğinin farkına varıyorlar.
Geçen sezonun sonunda Jaime'nin Kışyarı'na doğru yola çıktığını görmüştük. Bu bölümün sonunda ise Jaime destinasyonuna vardı. Atından indiği an ilk gördüğü kişi ise Bran oldu. Hani şu Cersei ile yakalandığı için kuleden itekleyip, bacaklarını kaybetmesine neden olduğu Bran'ı. Yüzündeki ifade ise adeta pişmanlığını gözler önüne seriyordu.
Bu bölüm daha çok ölümüne düşman olan ve birbirini özleyen karakterlerin kavuşması üstüne kurulmuşken, araya biraz da gelecekte olacak şeylerin ipuçları ve hepimizin ortaya çıkmasını beklediğimiz gerçekler serpiştirilmişti. Arya, Jon, Gendry ve Tazı ile kavuştu. Sansa ile Daenerys sürtüşmesinin tohumları ekildi. Jon'un gerçek kimliği ile bağdaştırılacak olaylar yaşandı, gerçekler ortaya çıktı. Sam gerçeği öğrendi, Jaime, belki de en büyük pişmanlığı ile yüzyüze geldi. Cersei taviz vermek durumunda kaldı, sevdiği adamı öldürmek üzere bir suikastçi göndermek durumunda kaldı. Fakat bu olayların hepsi 55 dakika içinde oldu ve doğruyu söylemek gerekirse, oldukça sıkıcı ve aceleye gelmiş hissi bıraktı. Sezonun sadece 6 bölüm olacağı düşünülürse, bu durum hayranları hayal kırıklığına neden olacak bir final geleceği düşüncesine itiyor...
Bölümle ilgili en sevdiğim şey Dany'nin yönetici vasfının olmayışının izleyiciye birden çok kez verilmesiydi. Dahası, Cersei'nin Dany'den daha fedakar olduğu gösterildi. Kuzey halkı 7 krallık içinde anlaşılması en zor olanı. Sen onlara sırf iki ejderham, zibilyonluk ordum var, Kuzey bana muhtaç diye tepeden bakarsan Westeros'ta tek bir krallık yönetemezsin kızım, orası Köle Körfezi değil. Sen Kuzey'e onların sana olduğundan daha muhtaçsın. Kendine diz çökmeyen, karşıt görüşte olan, azıcık ters bakan herkesi yakacaksan hazır Jaime de gelmişken kısa keselim. Adamlar orada küçücük çocuktan güneş yaptılar, kıtlık baş veriyor, siz hala öp beni bin bana derdindesiniz aq Suriyelileri. Neyse ki Viserion emin ellerde. Ölümüne üzüleceğim 5 karakter var; aşqım Night King, Tormund, Tazı, Jaime ve Sansa. Tyrion belki. Gerisi Night King'e eleman, Cersei'ye tutsak.
efsane bugüne kadar yayınlanan en vasat bölümüyle döndü.
Umarım lost gibi bunu da piç etmezler