Hepimizin şu ara tek gündemi seçim. Taksiye binseniz seçim, kuaföre gitseniz seçim, bankaya gitseniz seçim… Hepimiz bununla yatıp bununla kalkıyoruz. Onlarca video dönüyor internette, oy stratejileri yapılıyor, tahminler, beklentiler, umutlar havada uçuşuyor. Pazar günü ülkesini çok seven bir vatandaş olarak sanki bir bayrama hazırlanır gibi hazırlanacağım. Kadınların ikinci plana atılmadığı, hukuk sisteminin tıpkı gözleri bağlı elinde terazi tutan Themis gibi herkes için eşit işlediği, ayrımcı söylemler yerine birleştirici ve iş birlikçi bir mantığın yeşerdiği, internetle dünyaya ve birbirimize olan erişimimizin kesilmediği, kadının ve özellikle bekar kadının “sahiplendirilmeye ihtiyaç duyan” bir canlı olarak görülmediği, eğitimin herkes için eşit olduğu ve yaygınlaştığı, korkuyla, tehditle, hakaretle değil, saygı, sevgi ve birleştirici bir üslupla yönetildiğimiz bir Türkiye’ye uyanmak istiyorum. Çürümüş her şeyin normalleştirildiği bir ülke olmayalım artık.
Seçim günü hepimiz oyumuzu kullandıktan sonra bu stresli bekleyişi tek başımıza evlerimizde yaşamak yerine, sevdiklerimizle birlikte evlerimizde takip edeceğiz belli ki. Televizyonlardan izleyeceğimiz seçim programlarına güvenmeyeceğimiz için mutlaka internetten takip etmeye çalışacağız ama akıllarda o soru olacak; internet erişimine kısıtlama gelir mi? Uzun zamandır bu kadar stresli bir bekleyiş içinde olmamıştık, dolayısıyla o geceyi tek başınıza geçirmeyin ama seçim gecesi de sokaklara atmayın kendinizi. Sevdiklerinizle yan yana, birbirinize güç vererek takip edin. Seçim günü çalışan, sandık başında müşahitlik yapan herkese kolay gelsin. Pazartesi kara bulutların dağıldı yepyeni bir Türkiye’ye uyanmak dileğiyle…