Her odada mutlaka varlar.Clubhouse'ta tek bir konuşma odasında onlarca moderatör olabilse de, bazı kişiler odayı açan olmasa dahi moderatörlük işini çok ciddiye alıyor. Birileri konuşurken biraz olsun uzatsa hemen sözünü kesiyor, bir başkasına söz hakkı veriyor ve sorumluluklarını çok ciddiye alıyorlar.Herkesin CEO, co-founder ve girişimci olduğu uygulamada sürekli başarı hikayeleri anlatılıyor. Burada başarısızlığa kesinlikle yer yok, küçük bir dükkan açsanız dahi oranın sahibi değil, founder'ı oluyorsunuz.Bu kişiler network edinmeyi kazanç kapısı olarak görürler. Bir soru sorsanız kişisel hesaplarına, e-mail adreslerine, internet sitelerine yönlendirirler. İnsanları sosyalleşme veya bir şeyler öğrenme aracı olarak değil de, müşteri olarak görürler.Konu ne olursa olsun kendilerini ve başarılarını anlatmak için oradadırlar. Onlar için konuşulan konunun veya kişilerin pek bir önemi yoktur,Bu kişileri ses tonlarından ve konuşma şekillerinden dahi tanıyabilirsiniz. Konu ne olursa olsun kendilerini övmek için oradadırlar. Söz aldıklarında asla bırakmazlar, her şeyin en doğrusunu kendilerinin bildiğini iddia ederler.Bu kişiler her an çileden çıkmaya müsaittir. Mikrofonu açık kalmış biri olursa sert şekilde uyarırlar, sözü uzatan olursa hemen tartışmaya girerler. Kendilerine uyarı gelmesi durumunda aniden sinirlenip odayı terk ederler.Pek çok kişi işi veya yaşamı gereği günlük dilinde pek çok İngilizce kelime kullanıyor. Clubhouse'ta bu durum iyice abartılı ve her İngilizce kelime bir de Türkçesiyle telaffuz ediliyor. 'Stage, yani sahnede; bu durum usually, yani genellikle olur' gibi cümleler sıklıkla kuruluyor.Bu kişiler genelde egosu yüksek olanlarla aynı kümededir. Sürekli kasılarak, sürekli diksiyonlarını düzeltmeye çalışarak, abartarak konuşurlar ve bu gerginlik dinleyene yansır.Herhangi bir ünlüyle, bu ünlü 30 yıl önce ünlü olan biri bile olsa aynı odada konuşma fırsatı yakalayan bazı kişiler dakikalarca hayranlıklarını dile getirerek konuşmayı baltalıyor. Bir de bu kişilerin sıradan odalarda bile 'beni konuşmaya aldığınız için çok teşekkür ederim, mükemmelsiniz' diye dakikalarca yalakalık yapanları vardır ki, hiç çekilmez.Clubhouse bir kez daha gösterdi ki, sadece okuduğumuzu anlama problemimiz yok; dinlediğimizi de anlamıyoruz. Örneğin bir kişi bir odada uzmanlara bir soru yöneltiyor ancak bambaşka bir cevap alıyor. Muhtemelen kişiler konuşacakları şeyleri önceden planlıyor ve o sırada kimin ne dediğine takılmıyorlar.Odada dinleyicilerin söz hakkı isteme özelliğini kapatanlar, konu tıkanınca bir dinleyiciyi konuşmaya katmak yerine sessizlikte beklemeyi tercih edenler veya geyik muhabbetine çevirenler... Sanıyoruz ki aslında herkes konuşmak istiyor, dinlemeyi tercih eden pek yok.Sadece kadınlara söz hakkı veren ve sürekli flörtleşme amaçlı odalar açanların neyin peşinde oldukları çok kolay anlaşılıyor.Kimsenin düzeltmeye veya doğrusunu açıklamaya cesaret edemediği bu odalarda dinleyenler can çekişiyor. Sizin Clubhouse'ta karşılaştığınız farklı tipler var mı?