"Son Faşist Diktatör" Olarak Anılan Francisco Franco Kimdir?

İspanya İç Savaşı'nın ardından ölene dek faşizmle yöneteceği İspanya'nın başına geçen diktatör Lider Francisco Franco'nun hayatını ve olağanüstü askeri kariyerini sizler için araştırdık.

Francisco Franco Bahamonde, 1892 yılında Galiçya'da dünyaya geldi. 6 kuşak boyunca İspanyol donanmasına hizmet etmiş bir ailenin mensubuydu. Kendisinin de bir deniz subayı olması isteniyordu.

Fakat İspanyol-Amerikan Savaşı'nın ardından donanmasının pek çoğunu kaybeden İspanya'nın Deniz Akademisi'ne alınacak öğrenci sayısının sınırlanması yüzünden Franco karacı olmak zorunda kaldı.

Toledo Piyade Akademisi'ne girdi, 3 yıl sonra 18 yaşındayken teğmen olarak mezun oldu. 1912 yılında İspanya'nın Fas'a karşı başlattığı harekata katıldı.

1912'den 1927'ya kadar Fas'ta görev yaptı. Kuzey Afrika'daki İspanyol ve Fransız egemenliğine karşı savaşan direniş hareketinin önderi Abdülkerim Hattabi'ye karşı Fransızlarla beraber savaştı. Ertesi yıl üsteğmen rütbesiyle, seçkin Faslı askerlerden oluşan bir süvari alayına katıldı.

1915 yılında ordunun en genç yüzbaşısı olan Franco bir yıl sonra, 23 yaşında bir çatışma sırasında karnından ve karaciğerinden ağır yaralandı.

Franco orduda hızlı bir şekilde yükseliyordu, 1917'de ise binbaşılığa terfi ettirildi.

1920'de yeni kurulmuş olan İspanyol Yabancılar Lejyonu'nun komutan yardımcılığına getirildi; 1923'te aynı lejyonun komutanlığını üstlendi, aynı yıl Carmen Polo ile evlendi.

Faslı vatanseverlerin ayaklanmasını bastırarak halkın gözünde kahraman konumuna geldi ve 1926'da tuğgeneral oldu.

1928'in başlarında, yeni kurulmuş olan Zaragoza Askeri Akademisi'nin komutanlığına atandı.

1931'de İspanya'da krallık yıkılarak antimilitarist politikalar izleyen cumhuriyet yönetimi iktidara geldi. Zaragoza Askeri Akademisi kapatıldı.

Franco, kralın özel danışma kuruluna kabul edilmiş olmasına ve kralcı olarak tanınmasına karşın hem yeni yönetimi, hem de rütbesinin geçici olarak indirilmesini kabul etti.

1933'te tutucu güçler yeni cumhuriyetin denetimini ele geçirince, Franco eski görevine geri döndü.

1934'te de tümgeneralliğe yükseltildi. Aynı yılın ekiminde, hükumete üç sağcı üyenin alınmasına karşı çıkan Asturiaslı maden işçilerinin ayaklanmasını bastırmakla görevlendirildi. Bu görevde başarısıyla ün kazandı.

Mayıs 1935'te genelkurmay başkanlığına getirilen Franco, antimilitarist yönetim sırasında zayıflamış olan disiplinli ve askeri kurumları yeniden güçlendirmeye girişti.

Merkez sağ hükümet kırsal bölgeleri denetleyemez duruma gelince Ocak 1936'da Parlamento dağıtıldı. Yeni seçimlere gidildi, seçimlerde cumhuriyetçi ve sol eğilimli partilerin oluşturduğu Halk Cephesi, kralcı Milliyetçi Cephe'ye karşı büyük bir zafer kazandı. Franco, ülkede karışıklıkların giderek arttığını ileri sürerek, hükumetten olağanüstü durum ilan etmesini istedi. Ama, başvurusu reddedildi ve Franco genelkurmaydan uzaklaştırarak Kanarya Adalarında önemsiz bir komutanlığa atandı.

Bir süre sonra, Halk Cephesi iktidarını devirmek için planlar yapan sağcı subaylarla ilişki kurarak darbe hazırlıklarına girişti.

Bu planlar İspanya İç Savaşı'nın temel taşlarıydı.

Franco'nun askeri ayaklanmayı ilan eden bildirgesi 18 Temmuz 1936 gününün şafağında, Kanarya Adalarında radyodan yayımlandı; o sabah anakarada ayaklanma başladı.

José Sanjurjo'nun ölümünden sonra Faşist hareketin başına geçti. Ardından ordusuyla beraber İspanya'ya çıktı ve Madrid'e doğru ilerlemeye başladı.  Madrid ve Barselona dışındaki garnizonların çoğunun ayaklanmaya katılmasıyla üç yıl sürecek İspanya İç Savaşı başlamış oldu.

Yeni milliyetçi hükumetin başkanlığına, 1 Ekim 1936'da, Nazilerin iktidarda bulunduğu Almanya ile faşist yönetimin altındaki İtalya'dan da yardım sağlayabileceği anlaşılan Franco getirildi.

Ama Franco hükumeti, üç yılı aşkın süre boyunca ülke çapında tam bir denetim kuramadı. 30 Ocak 1938'de devlet ve hükumet başkanlığı ile kara ve deniz kuvvetleri başkomutanlığına getirildi.

Artık İspanya'nın diktatör lideri olan Franco'nun ilk hedefi, İspanya'ya İç Savaş'tan önceki gücünü yeniden kazandırmaktı ancak İkinci Dünya Savaşı'nın başlaması ile zor günler yaşamaya başladı.

Franco, görece Hitler'e daha yakın bir çizgi izlemekle birlikte, diplomatik ve askeri alanlarda doğrudan bir taahhütten dikkatle kaçındı. Ama Hitler'in kısa zamanda kesin bir zafer kazanma şansı olsaydı, Franco'nun Almanya'nın yanında savaşa katılacağını doğrulayan bazı kanıtlar da vardır.

1947'de "Katolik ve Sosyalist Bir Devlet" olarak tanımlanan İspanya'yı yeniden bir krallığa dönüştüren veraset yasasını kabul ettirdi ve kendisini devletin ömür boyu koruyucusu ve kral naibi atadı.

Son Faşist Diktatör olarak nitelenen Franco bir dönem boyunca, en çok nefret edilen Batılı devlet başkanı oldu.

9 Temmuz 1974 tarihinde, yaşlı Franco, çeşitli sağlık sorunları yüzünden hastalandı ve görevi devretti. Resmi olarak, 20 Kasım 1975 tarihinde, 82 yaşında öldü.

Ülkesini yıllarca diktatörlükle yöneten Franco da diğer tüm diktatörler gibi, tarihin kötü hatırlayacağı bir lider olarak geldi ve geçti.

Popüler İçerikler

Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
YORUMLAR
10.10.2018

eski faşist diyelim bu abiye artık, faşistler de değişti.

10.10.2018

son faşist diktatör derken ?

10.10.2018

benim aklımda biri daha var ama demicem. sürpriz olsun

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ