Son Derece Popüler Olan Freak Show’un En Çok Tanınan 5 Kurbanının Trajik Yaşam Öyküsü

Krao Farini

Krao, yaklaşık dört yaşındayken Laos'tan alınıp  “Büyük Farini” olarak da bilinen William Leonard Hunt tarafından Viktorya döneminin Londra'sına getirildi. William, Krao'yu evlat edindi ve ona Krao Farini adını verdi. Krao’nın diğer insanlara göre farklı bir görünümü vardı. Vücudu tüylerle kaplıydı, çift eklemleri ve aşırı büyük yanakları vardı. Bugün Krao'nun hastalığının hipertrikoz olduğu biliniyor ancak ne yazık ki Viktorya döneminde bu durumun hastalık olduğu bilinmiyor ve anormal bir durum olarak görülüyordu.

William, küçük bir çocuk olan Krao’yu Londra Akvaryumu'nda kayıp halkaya bir örnek olarak sundu.

Pek çok kişi Krao'nun Charles Darwin'in evrim teorisinin önemli bir parçası olduğuna inandığı için onu zar zor insan olarak kabul etti. William'ın Krao'yu aslında iyi niyetinden değil, Krao sırf farklı biri ve onun üzerinden kar elde edebileceğini düşündüğü için evlat edinmişti. Yüzlerce insan Krao’yu görebilmek için yüklü miktarda para ödüyorlardı. William’ın Krao’yu evlat edinmeden önce Krao’nun hayatı hakkında çok fazla bir şey bilinmiyor aslında. William’ın anlattıklarına göre Krao yetim kaldı ve William da onu evlat edindi. Ama Krao’yu freak showlarda sergileyip ondan kar elde ettiği için durumun iç yüzünün aslında çok da iyi niyetli olduğu düşünülmüyor.

Krao, hayatının çoğunu Freak Show’larda sergilenerek geçirdi.

Her gün oraya çıktığında hissettiklerini hayal bile etmek o kadar zor ki. Krao 50 yaşındayken 1926 yılının nisan ayında gripten öldü. Son arzusu ise bedeninin yakılmasıydı. Öldüğünde de bedeninin yaşarken yaşadığı acılara maruz kalmasını istemediği için böyle bir istekte bulundu. Öldükten sonra bile bedeninin yok olmasını ve başkalarının görmemesini istiyordu. Maalesef Krao’nun ölümü bile gazetede oldukça kaba bir dil kullanılarak duyuruldu.

Schlitzie

Schlitzie Surtees hakkında çok fazla bilgi yok aslında. 1901 yılının Eylül ayında doğduğu biliniyor. Söylenenlere göre Schlitzie, Tod Browning'in meşhur Freaks filminde görünerek ünlendi. Schlitzie doğduğunda sağlık sorunları ve bazı doğuştan gelen kusurları vardı. Nörogelişimsel bir bozukluk olan, mikrosefali hastalığı ile doğduğu düşünülüyor. Bu hastalığa sahip olan insanların son derece küçük bir beyini, kafatası ve vücut tipleri oluyor.

Schlitzie ‘nin boyu 120 cmdi, gözünde ve zihinsel olarak ciddi engelleri vardı.

Bazı insanlara göre ise, Schlitzie'nin sağlık sorunlarının sebebi Seckel sendromuydu. Krao gibi Schlitzie de freaks showlarında evrimin “kayıp halka”sına örnek olarak sergilendi. İnsanların Charles Darwin'in kayıp halkasınıa olan ilgisi, diğer insanlardan farklı olan herkesin eksik halkanın bir örneği olduğunu düşündürüyordu.

Ota Benga

Ota Benga, 1904'te Amerikalı bir işadamı ve kaşif olan Samuel Phillips ile Amerika Birleşik Devletleri'ne seyahat eden Kongolu bir cüceydi. Samuel, Ota'yı bir pound tuz ve cıvata bezi karşılığında köle tüccarlarından satın aldı. Ota'nın karısı ve çocukları ise, Belçika Kralı II. Leopold tarafından kurulan Force Publique tarafından öldürülmüştü. Karısının ve çocuklarının öldürülmesinden kısa bir süre sonra Ota köle tüccarları tarafından yakalandı ve Samuel'e satıldı. Ota'nın hayatı tam bir trajediydi aslında.

Samuel, o zamanlar popüler olan insan sergilerinde Ota'yı sergileyerek servet kazanmayı başardı.

Bu tip insan sergileri, insanların daha önce hiç görmediği farklı insanları bir araya getiren yerlerdi. Ota'nın tuhaf görünümü de onu bu sergide sergilenmesi için yeterli bir sebepti. Ota, keskin dişleri olan kısa boylu koyu tenli biriydi. Saint Louis Dünya Fuarı, Amerikan Doğa Tarihi Müzesi ve Bronx Hayvanat Bahçesi, Ota'nın sergilendiği yerlerdi. Bronx Hayvanat Bahçesi'ndeyken, Ota, Viktorya döneminde oldukça fazla karşılaşılan siyah insanları maymunlara benzetilmesi sebebiyle maymun sergisinin bir parçası olarak sergilendi. Bu, Ota'nın yaşadığı her şeyin yanı sıra zihinsel durumunu daha da kötüleştirdi.

Beyaz olmayan insanları hayvan ve eksik halka olarak sergilemeyi seçen kişiler, sergilemeyi seçtikleri insanların zihinsel ve ruhsal durumlarını asla önemsemiyorlardı.

Onları asla bir ‘’insan’’ olarak görmüyorlardı. Ota'nın hayatı trajik bir şekilde 20 Mart 1916'da 32 ya da 33 yaşındayken sona erdi. Ota, ödünç aldığı tabancayla kendini kalbinden vurdu. 2020'deki Black Lives Matter protestosunun ortasında, Ota'nın maymunların yanında sergilendiği Bronx Hayvanat Bahçesini işleten Yaban Hayatı Koruma Derneği, Ota'ya yaptığı muamele için özür diledi. Bu özür maalesef 100 yıl sonra geldi. Ota'ya davranış biçimlerinin yanlış olduğunu anlamaları bu kadar uzun mu sürdü, yoksa üstlerine çekecekleri tepkiden korktukları için gösteriş amaçlı özür müydü?

Zip the Pinhead

Zip the Pinhead'in gerçek adı William Henry Johnson'dı. Çok fakir bir Afrikalı-Amerikalı ailede doğdu. Schlitzie gibi Zip'in de mikrosefali olduğu düşünülüyordu. Bazılarına göre Zip’in herhangi bir zihinsel gelişim sorunu yoktu, sadece garip şekilli bir kafası olduğu düşünülüyordu. Vücudu normal bir şekilde gelişim göstermişti ama kafası küçük ve sivri kalmıştı. Garip görünümü nedeniyle Zip de sirk şovu yapan işadamlarının dikkatini çekti. Yoksul bir ailesi olan Zip'in ebeveynleri, onu birçok sirkte ve Freak Show’larda sergilemeyi kabul ettiler. Bu, ailesinin yoksulluktan kurtulmak için tek yoluydu. Zip, ünlü bir Amerikalı işadamı ve şovmen olan Phineas Taylor Barnum'a satıldı.

Zip, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmuş olmasına rağmen, yine de kayıp halka olarak gösterildi.

Gösterilerde, Zip'in Afrika'da yakalandığını söylediler. Pinhead Zip, hayatının geri kalanını sirkte oynayarak geçirdi. Hayatının 60 yılı, farklı olduğu için göz ardı edilmekle geçti. 9 Nisan 1926'da bronşitten öldü. Bazıları, Zip'in sergilendiği için para aldığını iddia ediyordu am kim böyle bir yolla para kazanmak ister ki?Ya da Zip belki de  ailesi ve kendisi  için haysiyeti ve akıl sağlığından vazgeçmişti kim bilir. Yıllarca bu eziyete katlanıp hayatından vazgeçmişti.

Sarah Baartman

Sarah Baartman, büyük kalçaları olduğu için Freak Show’ların Avrupa'da geçit törenlerinde bulunmuştur. Sahne adı ise Hottentot Venus'du. 1789'da Güney Afrika'nın Doğu Burnu olarak bilinen yerde doğmuş bir Khoikhoi kadınıydı. Sarah'nın hikayesi de diğerleri gibi son derece trajik. 'Afrikalı Kalçaları Avrupa'nın Eğlencesi İçin Sömürüldü' başlıklı bir makalede de adı geçen Sarah, oldukça talihsiz olaylar yaşadı.. Büyük kalçalarını Avrupalı  sergilemesi için Güney Afrika'dan Avrupa'ya nakledildi.

Sarah ayrıca Fransa'da vücudunu neredeyse hiç örtmeden göstermek zorunda kalacağı hayvan sergilerinde de sergilendi.

1815'ten itibaren Sarah, Fransız anatomistler, zoologlar ve fizyologlar tarafından

incelenmiştir. Sarah'nın insan ırkı ve hayvanlar arasında bir yerde olduğunu savundular. Sarah'ın karşılaştığı kötü muameleye karşısında,  alkole sığınmış ve zamanla da depresyona girmiştir. Uzun yıllar içinde bulunduğu alkol bağımlılığı yüzünden de  maalesef öldü. Öldükten sonra bedeni, Musée de l'Homme'da bir Fransız bilim adamı tarafından parçalara ayrılarak 1974 yılına kadar Paris’te sergilendi.

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
YORUMLAR
14.08.2021

Insanoglu ne kadar vahsi amk okurken utandim

14.08.2021

sarah baartmanın o dönemler poposu büyük diye aşağılanması ve şu zamanda büyük poposu olmayanların çirkin görüldüğü dönem.. dünya ne kadar ironik..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ