Son 24 Saatte Bile 90'a Yakın Kişinin Ölümüne Neden Olan ve Hızla Yayılmaya Devam Eden Coronavirüs Bir Komplo mu?

Çin'in Wuhan kentinde 1 Aralık 2019 günü doktorların zatürre teşhisi koydukları bir hastanın, akciğerindeki iltihaplanmaya neden olan virüsü araştırmaya başlamasıyla ortaya çıkan ve şimdiye kadar dünyanın dört bir yanına yayılarak can almaya devam eden Coronavirüs, hepimiz için tehlike arz etmeye devam ediyor.

Bugün itibariyle Coronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı, 2003 yılında ortaya çıkan ve birçok kişinin ölümüne neden olan SARS virüsünde hayatını kaybeden kişilerin sayısını bile geçti... Ortada Coronavirüs ile ilgili Çin'in nüfus azaltma politikası olduğundan tutun da Amerika'nın bir oyunu olduğuna kadar birçok komplo teorisidir sürüp gidiyor. Peki gerçekten işin aslı ne?

İlk vakaların ardından, SARS ve MERS hastalığına neden olan korona virüs ailesinin yeni bir türü olduğu keşfedilen Coronavirüs, tıpkı 2003 yılında SARS virüsünde olduğu gibi yerel yöneticiler ve devlet görevlileri tarafından gizlenmeye çalışıldı...

Ocak ayına gelindiğinde her geçen gün hasta sayısı artarken bile, resmi açıklamalarda hastalığın korkulacak derecede olmadığı, daha fazla yayılmasının beklenmediği söyleniyordu. Hatta öyle ki bunun 'devlet aleyhine bir karalama propagandası' olduğu bile söyleniyordu. Çin devleti tıpkı SARS'ta olduğu gibi gerçekleri örtbas etmeye çalışıyor; Çin dışında vakalar olduğunu bile gizliyordu.

Hatta geçtiğimiz günlerde Coronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden ve Wuhan'da bir hastanede göz doktoru olan Li Wenliang, SARS benzeri bir virüs ile karşı karşıya olduklarını WeChat üzerinden açıkladığı için polis tarafından gözaltına alınmıştı. Daha sonra da gerçek olmayan bir söylenti yaydığıyla ilgili bir yazı, zorla kendisine imzalattırılmıştı... Bu durum örtbasın boyutlarını çok net bir şekilde ortaya koyuyor aslında.

Hastaneye yatırılan hastaların çoğunun yolunun Wuhan kentindeki Huanan Balık Toptancı Hali’nden geçmesi ya da orda çalışanlar olması, pazarı şüpheli duruma getiriyordu ancak The Lancet gazetesinde yayınlanan detaylı rapora göre 1 Aralık günü Coronavirüsü'nden dolayı hastanelik olan ilk hasta da dahil olmak üzere 2 Ocak 2020 gününe kadar hastanelerde bulunan hiçbir hastanın ya da yakınlarının bu pazarla bir işi olmamıştı... Yani bu da demek oluyordu ki virüsün bu halden yayıldığıyla ilgili hiçbir kesin kanıt yoktu. Yine aynı araştırmacılara göre bu hastalığın aralıkta değil, ekim ya da kasım ayında bir hayvandan insana bulaşmış olma ihtimali de bir hayli yüksekti.

Balık Hali, devletin her şeyi kontrol altına aldığını kanıtlamaya çalıştığı bir malzeme olurken; devlet yetkilileri virüsün hayvanlardan insanlara bulaştığını, insandan insana bulaşmadığını söylüyordu. Ancak elbette ki hastalık insandan insana bulaşıyordu ve Çin devleti, bunu ilk kez 20 Ocak tarihinde açıkladı.

Doktorların yeni bir salgınla karşı karşıya olunduğuna yönelik uyarıları, ülkenin en çok bilinen sosyal medya platformları olan WeChat ve Weibo üzerinden yayılmaya başladı. Başladı başlamasına ancak asıl trajik olan, görevi halkın sağlığını güvence altına almak olan devletin, salgını önlemek yerine bu salgınla ilgili sosyal medyada paylaşım yapanların peşine düşmesiydi. Birçok kişi bu nedenle gözaltına dahi alınmıştı.

Öyle ki devlet bu virüsün aralık ayından beri bir salgına dönüştüğünü biliyor, ancak 29 Aralık günü Wuhan'da toplu yemek dünya rekoru denemesini dahi iptal etmiyordu. Göz göre göre 40 binden fazla ailenin bir araya gelmesine izin veriyordu. Salgından haberi olmayan halk ise bu sayede virüsü birbirlerine bulaştırıyorlardı... İnsanın okudukça kanı donuyor değil mi?

Georgetown Üniversitesi Küresel Halk Sağlığı uzmanı Alexandra Phelan de Çin yönetiminin tavrını eleştiren isimlerden. Çin'in Wuhan kentinin karantina altına alınmasını, 'balyozla vurarak sorun çözme'ye benzetiyor. Aslında karantina ne yazık ki bir yardımdan çok halk için cezalandırma olarak görünüyor...

Gelelim Coronavirüs ile ilgili komplo teorilerine...

Cemal Tunçdemir'in bu teorilerle ilgili söyledikleri de dikkat çekici...

''Çin ekonomisini yıkmak için biyolojik savaşgibi iddiaların hiçbir geçerliliği yok. Virüsü, bir ülkenin nüfusu için silah olarak kullanmak, komplocular açısından virüsler hakkında dev bir cehaletin göstergesi olurdu herhalde. Hele de her gün dünyanın 700 ayrı noktasına uçuşlar yapılan bir ülkede…'

"'Hedefin Çin ekonomisi olduğu' iddiası ise küresel ekonominin doğası konusunda bir başka cehaletin göstergesi. Çin, üreticileri ve tüketicileri ile dünya ekonomisinin en önemli motorlarından birine dönüşmüş durumda. Çin ekonomisini yıkmanın, Çin’in tarihsel hasmı Japonya ve güncel rakibi ABD de dahil kimseye hiçbir faydası yok. Aksine hem onlar için hem de küresel ekonomi için bu bir felaket demek."

'Bütün bunların ışığında hala illaki bir komplodan söz edilecekse bunun, sorunlu devlet kültürünün, otorite tapıcılığının yol açtığı bir komplo olduğunu söylemek mümkün.'

Gördüğünüz gibi, devlet salgına zamanında müdahale ederek kontrol altına alabilecekken, bunu halktan gizleyerek tüm dünyaya yayılmasına neden oldu...

Coronavirüs ile ilgili bir komplo teorisi üretmektense, resmin bütününe bakmamız gerekmiyor mu?

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
09.02.2020

cemal de kim abuk sabuk savunmuş

10.02.2020

virüsün patentinin kimde olduğuna herkes bakabilir https://patents.google.com/patent/US20170216427A1/en?oq=10130701

11.02.2020

Çin'de yapılan deneyler sonucunda ortaya çıkmış,bu yüzden devlet tarafından üstü kapatılıp halledilmeye calisilmis fakat önü alınamamış olabilir mesela. Amerika da yapmış olabilir fakat durum onlar içinde riskli gibi duruyor şimdilik. Haliyle düşük bir ihtimal Amerika .

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ