Acaba bizim evimizin bahçesinde neler gizli?
Acaba bizim evimizin bahçesinde neler gizli?
3.200 yıllık Mısır lahtinde dünyanın en eski peyniri bulundu. 2018 yılında yapılan kazılarda Antik Mısır'ın başkenti Memfis'in belediye başkanı Ptahmes'in lahiti yakınlarında bulunan kanavozlardaki maddeleri inceleyen arkeologlar, bunun peynir olduğunu keşfetti. İtalyan arkeologlar tarafından yapılan araştırmada bulunan madde, protein içeriklerden arındırılmak için çözündürüldü ve gelişmiş tarama teknikleri kullanıldı. Süreç sonucunda tespit edilen peptitler, peynirin inek ve keçi ya da koyun sütü kullanılarak üretildiğini gösterdi. Arkeologlar, bu peyniri yiyenlerin bakteri sebebiyle öldüklerini düşünüyor.
Yüzyıllar boyunca, tarihçiler İngiltere Kralı III. Richard'ın cesedinin asla bulunamayacağına inanıyorlardı. Ancak 2012 yılında arkeologlar, Leicester kentindeki bir otoparkta 32 yaşında savaşta ölen Kral III. Richard'ın kafatasını bulduklarını açıkladı. Tarihi kayıtlara göre Kral III. Richard, İngiltere’nin iç savaşı olan Güller Savaşı’nda öldükten sonra Grefriars Kilisesi'ne gömülmüştü. Kilise, bir otoparkın altına gömülü vaziyetteydi. Kral III. Richard, ülkenin Leicester kentinde düzenlenen bir cenaze töreniyle, ölümünden 530 yıl sonra yeniden defnedildi.
Güney Afrika’daki Blombos Mağarası bize ilk insan kültürü hakkında çok şey öğretti. 2018 yılında bir kayanın üzerine çizilmiş soyut bir sanat eseri keşfedildi. 73.000 yaşında olan eser, insanlık tarihindeki bilinen en eski soyut sanat eseri olarak görülüyor.
Jane Goodall, 1960'larda şempanzelerin böcekleri yakalamak için alet olarak çim bıçakları kullandıklarını gözlemlemişti. 2007 yılında ise araştırmacılar, Batı Afrika'daki Fildişi Sahili'nde tarih öncesi bir şempanze yerleşiminde fındıkları parçalamak için kullanılan antik kayalar buldular. Kanıtlar şempanzelerin en az 4.300 yıldır taş aletler kullandığını gösteriyor.
Buz Devri'nde yaşamış avcı toplayıcı insanlar mimari becerileriyle ünlü değillerdi, ancak çok ilginç yapılar yaptıklarını yeni keşfettik. 2014 yılında arkeologlar, Moskova'nın güneyindeki bir ormanda 25.000 yıllık bir yapıyı kazdılar. Devasa yapının 60'dan fazla yünlü mamut kemiğinden yapıldığı keşfedildi. Arkeolog Alexander Pryor, The New York Times'a 'Paleolitik atalarımız ölen mamutların kemiklerini toplamışlar ve bu anıtı inşa etmek için buraya getirmişler. Kemiklerin büyüklüğü ve sayısı gerçekten çok şaşırtıcı' dedi.
İlginç keşif hikayemiz Ermenistan’da bir mağarada geçiyor. Eşyalarınızı gelecek nesillere saklamak istiyorsanız, eski Ermenistan halkının bir önerisi var, dışkı… 2010 yılında arkeologlar, bir mağaranın içinde 5500 yıllık bir deri ayakkabı buldular. Ayakkabı, mağaranın serin ve kuru iklimi sayesinde inanılmaz derecede iyi korunmuştu. Ayakkabının bağcıkları bile hala sağlamdı. Araştırmacılara göre ayakkabı, koyun gübresi yığınının içinde olduğu için günümüze ulaşabilmişti.
2008 yılında, Pekin'deki Tsinghua Üniversitesi, kaligrafi ile kaplı eski bambu şeritlerinden oluşan ilginç bir bağış aldı. Araştırmacılar kısa süre sonra şeritlerin bir yapboz gibi olduğunu fark etti ve 2.300 yıllık binlerce şeridi bir araya getirdi. Sonunda, bu eserin bambu şeritleri üzerindeki Çin ondalık çarpım tablosu olduğu ortaya çıktı.
2015 yılında, Luke Irwin adındaki bir İngiliz halı tasarımcısı, masa tenisini çok seven oğlu için evinin bahçesine bir alan inşa etmeye çalışıyordu. Bahçeyi güzelce kazmaları için müteahhitler tuttu ve işçiler kazmaya başladıklarında, parlak mavi ve kırmızı mozaik bir zemine rastladılar. Bu mozaik M.S. 200 yılında inşa edilmiş bir Roma villasının kalıntılarıydı. Mozaik, şimdiye kadar keşfedilen Roma kalıntıları arasında en iyi korunanlardan biridir.
İtalya’daki Ciampate del Diavolo, gizemli ayak izlerine ev sahipliği yapmaktadır. Yerel halk senelerdir bu izlerin şeytana ait olduğuna inanıyorlar. 'Şeytanın İzi' olarak adlandırılan bu izler 2001 yılına kadar incelenmemişti. Araştırmacılar, bunların dünyadaki en eski insan ayak izlerinden bazıları olduklarını düşünüyor. Volkanik külün içinden yürüyen eski Hominini türü tarafından bırakıldığı düşünülen izler, yaklaşık 350.000 yaşında!
2009 yılında, Terry Herbert isimli bir adam metal dedektörü ile bir çiftliği tararken mücevherlerle kaplı silahlar ve yaklaşık 4000 parça Anglo-Sakson altınıyla karşılaştı. Şu anda bilindiği gibi Staffordshire Definesi, yaklaşık 5 milyon dolar değerindedir ve arkeolog Chris Fern tarafından 'İngiliz arkeolojisinin en büyük keşiflerinden biri' olarak kabul edilmiştir.
2008'de İsrail'de bulunan kafatasının, Afrika'dan ayrılarak Avrupa'ya geçen ilk insanlardan birine ait olabileceği açıklandı. Kafatası üzerinde yapılan incelemeler sonunda ekip, Nature dergisine bir makale yazdı. Makale de, 55 bin yıllık kafatasının hem Neandertaller hem de Homo Sapiens'e ait özellikler taşıdığından yola çıkan Amerikalı paleontolojist Eric Delson, ise bunun bir Neandertal'le Homo Sapiens'in birleşmesinden doğan bir kişiye ait olabileceğini ifade etti.
Uzmanlar, Stonehenge'in ünlü mavi taşlarının çoğunun Galler, Pembrokeshire'da ortaya çıktığını biliyorlardı. Ancak taşların kaynağı çok uzun zamandır bilinmiyordu. Bazı uzmanlar taşların elle taşındıklarını söylese de yakınlarda benzer kayalar bulunmuyordu. Diğer araştırmacılar ise buzullar tarafından taşındığını savundu. 2019 yılında bilim insanları, mavi taşların buzla değil, insanlar tarafından taşındığını kesin olarak gösteren eski taş ocaklarının kanıtlarını buldular.
Yahudi tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Kral Herod'un mezarı 2007 yılında ortaya çıkarıldı. Kudüs'teki İbrani Üniversitesi arkeologlarından Prof. Ehud Netzer'in 35 yılık araştırmaları sonucu mezarın, Kudüs'e 12 kilometre kadar uzaklıkta, Kral Herod sarayı kalıntılarının bulunduğu Herodyum adı verilen tepede olduğunu ortaya çıkardı. Kral Herod ile ilgili çalışmalarıyla dünyada isim yapan ve alanındaki en önemli uzmanlardan biri olarak bilinen Netzer, 1972 yılından bu yana, söz konusu mezarı bulmak için bölgede kazılar yapıyordu.
İskoç Kraliçesi Mary'nin idamından sonra Mary'nin kraliyet portresini sergilemek oldukça riskli bir hareketti. Buna rağmen bazı ressamlar kraliçeyi tasvir eden gizli çalışmalarını sürdürdü. 2017 yılında, Sir John Maitland'ın portresi incelendiğinde, yüzeyin altında gizlenen kızıl saçlı kraliçenin yüzü 400 yıl sonra ortaya çıktı.
2018 yılında Azerbaycan'daki arkeologlar, eski bir kaya sığınağının taşlarına oyulmuş ilginç bir deseni incelediler. İncelemenin ardından, araştırmacılar oymanın 4000 yıllık '58 Delikli Oyunun' örneği olduğunu fark ettiler. Benzerlerine Mısır'da da rastlanan oyunun nasıl oynandığı hala çözülemedi.
Bilinen en eski insan saçları 9000 yıl önce gömülü bir mumyada bulunmuştu. Ancak 2009 yılında yapılan bir keşif bu rekoru kırdı. Güney Afrika’daki araştırmacılar 257.000 yaşına kadar olan insan saçlarını keşfettiler. Saçların bunca yıl sağlam bir şekilde kalmalarına yol açan dışkıydı. Saç kılları fosilleşmiş sırtlan gübresinin içinde bulundu.
2016 yılında, Çin'deki arkeologlar bira yapımı için kaplar ve 5000 yıllık bir bira tarifi buldular. İncelemeye göre, 'Süpürge mısır darı, arpa, Eyüp'ün gözyaşları ve yumru kökleri birlikte fermente edildi' şeklinde bir tarife ulaşıldı. Tarif, arpanın daha önce düşünülenden 1000 yıl önce Çin'de yetiştirildiğini gösteriyordu.
#6 Abd yapımı "Terror" dizisinin ilk sezonunda biraz abartılı da olsa güzel işlenmiş, ilgililere duyurulur
Masa tenisi oynamak icin neden bahceyi kazmislar anlayamadim. Paylasiminiz icin tesekkurler.