İnsanlık tarihinin en önemli ilişkisi, yine insanla toprak arasındaki ilişki olmuştur. Basitçe, ne kadar toprağa sahipsen o kadar doğal kaynağa sahipsin demektir. Şu bir gerçek ki, bu konuda Kolomb dünya tarihinin en önemli figürlerinden birisidir. Tabi ki şovunu da yaparak, Avrupalılara hayatları boyunca hayal edemeyecekleri toprakların yolunu gösterdi. Hiçbir teknolojiden güç almadan, daha 300 yıl önce hayatlarına giren pusula sayesinde 1492 yılında Haiti Adası'nı keşfetti. Sosyo-ekonomik baskılarsa Kolomb'un en büyük dezavantajı oldu zira kendi arzusu zengin bir toprak sahibi olmaktı. Kolomb'un İspanya'dan daha ileriye giderek yaptığı keşiflerin en büyük sonuçlarından biri de, İspanyolca'yı Çince'den sonra en fazla konuşulan ikinci dil olmasıdır. 1492 yılına kadar insanlar, Antik Roma ve Yunan yazarların doğru ve gerçek bilgilere ulaştığına inanıyordu. Ancak Amerika ile ilgili hiçbir bilgiden söz edilmemişti. Bunun üzerine, şayet Amerika bilgisi gözden kaçırıldıysa, biz de birçok şeyi bilmiyoruz sonucuna vardılar. Böylece Atlantik Okyanusu'nun geçilerek Amerika'nın keşfi, bilgeliğin ve bilgilerin yeniden değerlendirilmesine yol açtı.