Sömestir Bitmeden Mutlaka Gidip Görmeniz Gereken Karın En Çok Yakıştığı Şehir Bolu'da Gezilecek 13 Yer

İstanbul ve Ankara’da yaşıyorsak yeşile hasret kalıyoruz her büyükşehir yaşayanı gibi. Hele bir de çalışıyorsak 2 günlük hafta sonu bizim için pek kıymetli oluyor.

Aşağıda belirttiğim rotaların her biri, bir hafta sonu tatili olabilir. Hal böyle olunca aslında Bolu'da, 3-4 aylık bir hafta sonu periyodunda sürekli keyifle gezebilecek, huzur bulacak bir şeyler bulabilirsiniz.

Fotoğrafların devamını Instagram'da @seymen.b sayfasından da görebilirsiniz.

Bolu’nun 13 km güneyinde bulunan bir göl: Gölcük.

Bolu’nun 13 km güneyinde bulunan bir göl. Etrafı çam ve köknar ağaçları ile kaplı olan gölün kışın kar altındaki görüntüsü gerçekten insanı heyecanlandıracak cinsten. Bölgeye araçla şehir merkezinden max. 20 dakikada ulaşabilirsiniz. Aracınızı park ettikten sonra, göl çevresinde yürüyüş yapabilir, restoranda bir şeyler atıştırabilirsiniz. Araçla gölün çok yakınına kadar gidebilirsiniz.

Bolu'nun sağlık kaynağı suları: Akkaya Travertenleri.

Travertenler sadece Pamukkale’de var diye düşünüyor çoğu insan. Ama Bolu’da da bulunuyor. Bölge halkı tarafından, sağlıklı su olarak nitelendirilen Akkaya’ya giriş ücreti 4 TL. Mudurnu yolu üzerinde, Çepni Köyü civarında yer alıyor. Burasıyla ilgili tecrübemi ana sayfada blog yazılarım üzerinden ulaşabilirsiniz. Detaylıca belirttim her şeyi.

Buram buram tarih kokan bir ilçe: Mudurnu.

Mudurnu ne güzel yermiş yahu! Çarşısı, esnafı, konakları, saat kulesi ile inanılmaz bir ilçe kesinlikle. 5100 nüfuslu bu ilçede kesinlikle eski bir konakta 1 gece konaklamanızı öneriyorum. Ben Mudurnu’nun en eski otellerinden Keyvanlar Konağı tercih ettim. İçinde sediri olan, banyosu aynı Osmanlı zamanındaki gibi dolap içinde gömülü bir konak odasında tarihi bir yolculuk yaparcasına bir gece geçirdim. Yine sabahına teyzelerimin elinden gözlemeler, bazlamalar, reçeller de yenildikten sonra Mudurnu’da önce saat kulesine doğru sonra ilçe merkezine doğru keyifli bir tur yaptım. Her sokak bir tarih, her dükkan bir hatırayla dolu Mudurnu’da. Terzi, kaynakçı, bakırcı hepsinin özel bir hatırası var Mudurnu’da. Zaten dükkan önlerinde bulunan 'eskiden böyleydi' dercesine duran nostalji fotoğrafları hoş bir duygu bırakıyor insanda.

Huzuru içinizde hissedebileceğiniz Abant Gölü...

Abant, gezi mevsimi konusunda yılın 365 günü keyif alarak gezmenizi sağlayan ayrıcalıklı huzurlu bölgelerden biri. Dolayısıyla, Abant'ı gezmek için herhangi bir zamanı beklemenize ihtiyaç yok. Dilediğiniz mevsimde gidip buranın keyfini sürebilirsiniz. Kışın giderseniz açık mangal alanlarında sucuk ekmek son derece keyifli olabiliyor.

Koca şehirlerden kendimizi sıyırıp, doğada yer almak isteriz ya bazen. Abant öyle bir adres.

Yılın hangi dönemi giderseniz gidin, muhteşem bir görsel şölen sizleri bekliyor olacak Abant Gölü ve çevresinde. Abant’a Bolu merkezden yarım saat gibi kısa bir yolculukla ulaşmanız mümkün.

Kamp yapmayı sevenlerin uğrak noktası: Sülüklü Göl.

İstanbul’dan Ankara yönüne otobanda giderken Akyazı’dan giriş yaptığım ve devamında Dokurcun mevkiinden saparak tabelalar yardımıyla ulaştığım bir yer Sülüklü Göl. Asfalttan koptuktan sonra 10 km patika yoldan devam ediyorsunuz. Ve sonunda yol çatallaşıyor. Artık Sülüklü Göl'desiniz. Tesis yok. Kamp için uygun.

2017'de ''sakin şehir'' listesine alınan, Göynük.

Göynük, ilçeye hakim bir tepe üzerinde bir yerleşke. 1922 yılında Kaymakam Hurşit Bey tarafından Sakarya Meydan Muharebesi başarısının anısına yaptırılmıştır Zafer Anıtı. Altıgen taş temel üzerine 3 katlı olarak inşa edilmiş. Ahşap, altıgen gövde yukarıya doğru daralmakta ve her katta korkuluk yer almaktadır. Zafer Kulesi, altıgen külahla örtülü. Göynük geçmişten günümüze gelen bir zaman tüneli misali misafirlerini bekliyor efendim.

Adını yaylada bolca bulunan püren bitkisinden alan küçük bir cennet: Pürenli Yaylası.

İstanbul’dan yaklaşık 2,5 saat uzaklıkta, Düzce, Gölköy ilçesi sınırları içerisinde olan müthiş bir yayla Pürenli Yaylası. Yol bir yere kadar asfalt, bir yerden sonra toz toprak. Öncelikle buraya gitmeyi kafaya koyduysanız aracınızın toz olacağını ve biraz sallana sallana geleceğinizi bilmeniz şart. Gölyaka’dan 24 km uzaklıkta Güzeldere Şelalesi güzergahında yeşilden bir cennet Pürenli. Burada ayrıca yine birbirine 2-3 km uzaklıkta birkaç yayla daha var. Bir yerden sonra Orman işletmeciliği kulübelerine sorabilir, tabelalardan da yardım alabilirsiniz. Yolu zahmetli ama o kadar da bulunmaz değil, içiniz rahat olsun.

Tatilinizi dolu dolu ve verimli geçirebileceğiniz, Aladağ Yaylası.

Bolu'nun 25-30 km güneyindeki dağ yamaçları üzerinde, yer alıyor Aladağ Yaylası. Orman alanları arasında, yemyeşil düzlükleri ile piknik için de ideal olan bu yaylaların çevresinde Orman İşletme Tesisleri, Aladağ İzcilik Kampı ve Göleti ile Beşpınarlar mevkiinde Ülkemizin tek özgüven geliştirme ve doğa sporları merkezi olan Mountrain Kamping bulunmaktadır. Bölgedeki yaylalar arasında trekking ve dağ bisikleti için uygun parkurlar var.

Şehrin tüm gürültüsünü arkasında bırakmak isteyenler için: Seben.

Batı Karadeniz’in en büyük gölü olan Seben Gölü, Bolu il merkezine 32 kilometre uzaklıktadır. Abant Gölü’nden yedi kat büyük olan Seben Gölü, yapay bir göldür ve yapımına 2006 yılında başlanmıştır.

Turizme kazandırılan Seben Gölü, çevresindeki yeşilliklerle, mağaralara ve kaya evlere yakınlığıyla çok cazip bir noktadır. Aynı zamanda etrafında yaylaları da bulunmaktadır. Burada piknik yapabilir, dostlarınızla keyifli vakitler geçirebilir ve bol bol dinlenebilirsiniz. Bolu tatilinizde Seben Gölü tüm güzelliğiyle sizleri bekliyor olacak. Yeşilin ve mavinin muhteşem uyumuna tanık olacağınız göl, size tüm maharetini gösterecek.

Doğa aşığı olanların kaçış noktası: Yedigöller.

Koca şehirlerde yaşayan bizlerin en büyük derdi beton savaşları olsa gerek. Evden işe, işten eve derken, 'hayat koşturmacası' dediğimiz kelimenin dışına çıkamıyoruz bazen. Bu yüzden bir manzara fotoğrafı gördüğümüzde uzun uzun bakarız. Sizlere o manzaralardan birinden, Bolu Yedigöller’den kısaca bahsedeceğim.

İstanbul ve Ankara’dan 3’er saat mesafede olan bu güzelliğe doğru giderken, yolda anlıyorsunuz zaten sizi nelerin beklediğini. Yavaş yavaş büyüsüne kapılıyorsunuz Yedigöller diyarının. Adını birbirlerine 100 metre uzaklıkta olan,  Büyükgöl, Deringöl, Seringöl, İncegöl, Nazlıgöl, Sazlıgöl ve Kurugöl’den alıyor.

Yedigöller’in kıymetlisi Büyükgöl, canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık olarak kullanılıyor. Hatta ilginç bir bilgi vermek istiyorum. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuş.

Bölgenin en önemli özelliklerinden birisi de, çok fazla bitki türüne ev sahipliği yapması. Kayın, meşe, kızılağaç, gürgen, titrek kavak, sarı çam, fındık, ıhlamur ağaçları gibi birçok ağaç bulunuyor. Bu durum, ülkemizde bitkiler üzerine araştırma yapan uzmanlara da adres gösterir nitelikte.

Yedigöller’in bir diğer özelliği de, sahasında bulundurduğu 100 üzerindeki kuş türüdür.

Sadece kuşlar yok tabi. Ayı, kurt, tilki, sincap, yabani ördek, tavşan ve geyik de bu manzaranın bir parçası. ''Aa geyik mi?'' diye soranlara, bir de güzel haberim var. Yedigöller’de geyik üretme istasyonu bulunuyor. Dileyenler ziyaret edebilirler.

Kış sporlarını sevenler içinse, Kartalkaya Kayak Merkezi.

Kartalkaya Kayak Merkezi Bolu’nun 38 km güneyinde Köroğlu Dağları üzerinde bulunan, Türkiye’nin önemli kış sporları merkezlerinden biri. Özellike şubat ve mart aylarında fazlasıyla ilgi gören bir lokasyon. Toplam 30 km uzunluğunda 13 pist ve 9 teleski bulunmakta.

Popüler İçerikler

Onedio Anketine Göre 2024 Yılının En İtici 5 Ünlüsü!
Asgari Ücretin Açıklanmasından Sonra Cumhurbaşkanı’na Mesaj Atan Kadir İpek Gözaltına Alındı
İstanbul Boğazı'nın En Pahalı Yalısında Fiyat Güncellemesi: Değeri Tam 120 Milyon Euro