Soma Adalet Arıyor...

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Soma’da 301 madencinin öldüğü faciayla ilgili davanın ilk duruşması Akhisar'da görüldü. İlk duruşmaya tutuklu sanıklar gelmedi. Bir yıla yakın zamandır bugünü bekleyen aileler tepki gösterdi. Tutuklu sanıkların 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Davada yargılanan kamu görevlisi yok. Duruşma 15 Nisan'a ertelendi. Mahkeme tutuklu sanıkların duruşmaya getirilmesine karar verdi.

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait Eynez maden ocağında meydana gelen ve Türkiye'yi yasa boğan faciada 301 madencinin şehit olmasıyla ilgili davanın duruşmasına bugün 09.30'da başlandı. Dava, Akhisar Belediyesi'nden 4 yıllığına kiralanan Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi'nde görülüyor. 

Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi’nde 11 ay sonra görülmeye başlanan davada, yaklaşık bin polis görev yapıyor. Duruşmaların en az 10 gün kesintisiz sürmesi bekleniyor. Davanın görüleceği salonun olduğu bölgede geniş güvenlik önemleri alındı. Şehit madencilerin alileri ve yakınları önceden belirlenen ve listeye göre duruşma salonuna alındı. Duruşmayı takip etmek isteyen basın mensupları ise polis tarafından iyice arandıktan sonra kendilerine ayrılan bölgeye alındı. Duruşmanın yapılacağı salona 1 kilometre mesafeden itibaren önlem alınıp üç aşamalı barikat kuruldu, ayrıca 112 Acil Sağlık ekipleri ve bir TOMA hazır bekletildi.

8 TUTUKLU SANIK AKHİSAR’A GETİRİLMEDİ

Duruşmalar, Adalet Bakanlığı'nın mahkemeye 19 Mart 2015'te gönderdiği yazıya istinaden Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin 24 Mart'ta aldığı kararla Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile yapıldı. Halen Aliağa Şakran Cezaevi'nde tutuklu bulunan 8 sanık, adil yargılamanın kişi hürriyetine ilişkin kuralları ve can güvenliği gerekçesiyle Akhisar'a getirilmedi. Daha önce de gündeme gelen yargılama usulüne göre Aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik'in de bulunduğu 8 sanık halen tutuklu bulundukları İzmir Aliağa Şakran Cezaevi'nden mahkeme salonuna ekran ile bağlandı. 

Duruşmanın yapılacağı salon ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Manisa, İzmir, Çanakkale, Balıkesir ve birçok çevre il ve ilçelerden gelecek desteklerle birlikte yaklaşık bin polis güvenliği sağlıyor. Bazı sivil toplum kuruluşlarının gösteri ve açıklama yapacağı gözönüne alınarak, salonun 1 kilometrelik alanında çeşitli güvenlik önlemleri alındı, üç aşamalı barikat kuruldu. Bu arada içeriye alınmayan bir kişi ile polis arasında arbede yaşandı.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

AİLELER, 8 TUTUKLU SANIĞIN GELMEMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ

Şehit yakınları güvenlik bariyerinin girişinde bekletiliyor. Duruşma salunana listede ismi olan madenci aileleri alınacak. Listede ismi olmayan madenci yakınları salona alınmayacak. Gözü yaşla madenci işleri ve yakınları, tutuklu 8 sanığın duruşma salonuna getirilmeyecek olmasına tepki gösterdi. Tutuklu sanıklarında orada olması gerektiğini dile getiren şehit madenci yakınları, Türkiye'de adalet olmadığını savundu. Faciada hayatını kaybeden bir madencinin kızı, duruşmayı takip etmek için okula gitmediğini söyledi. Şehit madencinin kızı, 'Bize bu acıyı yaşatanlar burada yok. Acımız hala taze. Bu faciaya sebep olanlar, buraya gelip hesap vermeliler.' dedi. Bazı madenci yakınları da 8 tutuklu sanığın getirilmemesine tepki göstererek, 'Burada olsalardı onların yüzüne tükürürdük. Çocuklarımız her gün, 'Babamız nerede?' diye soruyor. Onlara cevap veremiyoruz.' diye konuştu.

MAHKEME SALONUNDA GERGİNLİK

Mahkeme başkanı duruşmaya katılan tutuksuz sanıklar, avukatlar, ölenlerin yakınlarının isimlerini tek tek tutanağa geçirdi.

Bu işlem bittikten sonra mahkeme başkanı 'İsmini yazdırmayan var mı?' diye sorunca, ölen işçilerin eşlerinden biri ayağa kalkıp 'Adil yargılama istiyoruz' diyerek, tutuklu sekiz sanığın duruşmaya getirilmemesini protesto etti. Bazı izleyiciler de görüntüdeki tutuklu sanıklara tepki gösterdi, 'Takım elbiseleri giyip karşımıza geçmişler, oturuyorlar. Burada değiller, gelip burada hesap versinler' dedi. Herkes bir anda bağırmaya başlayınca salon karıştı. Mahkeme başkanı tepkiler devam ederse ara vermek zorunda kalacağını söyledi. Bu arada madenci eşlerinin yakınlarının tepkisi sanık avukatlarına yöneldi. Salon karıştı, avukatlar dışarıya güçlükle çıktı. 

Yaşanan gerginlik sırasında bir kişi fenalaştı. Mahkeme başkanının uyarısına rağmen iki madenci yakını sanık avukatlarının bulunduğu alana geçip, ellerindeki fırlattı. Bunun ardından sanık avukatlarının duruşma salonunu terk etmesi üzerine mahkeme başkanı duruşmanın görülmesine bir süre ara verildiğini açıkladı.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme Soma davasında mahkeme 8 tutuklu sanığın salona getirilmesine ve kamu görevlileriyle ilgili soruşturmaya ilişkin bilgi istenmesine karar verdi.  Duruşma 15 Nisan'a ertelendi. 

İSTENİLEN CEZALAR

Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciayla ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne yeniden hazırlanıp gönderilen iddianamede, tutuklu 8 şüphelinin, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan öncekine göre bir artarak 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.Tutuksuz 37 şüphelinin ise 'taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Bunlardan 25'inin cezalarının, 'bilinçli taksir' olduğu gerekçesiyle TCK'nın ilgili maddesi gereğince üçte birden yarısına kadar artırılması talebinde bulunuluyor.

Duruşmayı takip etmek için il dışından gelen yaklaşık 20 kişi, dün akşam saatlerinden itibaren adliyeye yakın Atatürk Parkı'nda (Umut Parkı) çadır kurarak beklemeye başladı. Gece saat 03.30 sıralarında parka gelen Çevik Kuvvet ekipleri, aralarında CHP Manisa Milletvekilli Hasan Ören'de bulunduğu gruptan parkı terk edip, çardakları yıkmalarını istedi. Polisin parka gelmesinin ardından CHP Manisa milletvekilleri Özgür Özel ve Hasan Ören Vali Erdoğan Bektaş ile birer telefon görüşmesi yaptı. Ören, telefon görüşmesinde Vali Bektaş'ı Akhisar'a davet edip olay yerini görmesini ve ona göre karar vermesini istedi. Milletvekillerin görüşmeleri sonuçsuz kalırken polis ile grup arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Polis, çadırlara dokunmazken grubu parktan uzaklaştırdı.

Özel konuyla ilgili olarak twitterdaki hesabından konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

'Bu çardaktan, bir çadır, bir kamp, bir direniş, bir kaos icad eden Vali Bey ile telefonda müzakere ediyoruz.

Vali Bey'in yıkın talimatı verdiği bu çardaklar, kaymakamlığın resmi izni ile aileler altında otursun diye kurulmuş.

Vali Bey'e 'paranoya ile devlet yönetilmez' dedim zoruna gitti.

Koca DEVLET gecenin 2'sinde bu gölgelikle uğraşır mı? '

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.
İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te yaşanan maden faciası sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı yasa boğmuştu. Facianın ardından Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda yapılan soruşturmalarda işletme yetkililerinin ve devletin ‘doğrudan sorumlu’ olduğunu gösteren deliller bulunmuştu. Faciayla ilgili dava, Akhisar Belediyesi’nden kiralanan Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi’nde görülecek. Binden fazla polisle güvenlik önleminin alınacağı dava için bir Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı da (TOMA) devreye sokuldu. 13 Nisan'da başlayacak duruşmanın en az 10 gün sürmesi bekleniyor.

“Birinci dereceden sorumlular yargılanmıyor”

Tutuklu sanıkların duruşmaya getirilemeyecek olmasına toplumun her kesiminden büyük tepki var. Faciayla ilgili gelişmeleri başından beri takip eden CHP’li Özgür Özel, Deutsche Welle’ye değerlendirmelerde bulunurken “Tutuklu sanıkların getirilmemesi için gerekli şartlar oluşmuş değil. Adil yargılama olması mümkün değil. Birinci dereceden sorumlular yargılanmıyor. Ve o sorumlular da sırasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik’tir” diyor. Yargılama sırasında sanıklarla savcının, hâkimin, avukatların göz temasının kurulmasının şart olduğunu söyleyen Özel, hükümetin Soma davasını ‘unutturma’ gayreti içinde olduğunu öne sürüyor ve şöyle diyor:

“Yarım bir yargılama olacağından tam olarak adil yargılamanın sağlanacağını söyleyemeyiz. Soma’da şirket yetkilileri adalete hesap vermeye çalışacaklar ancak Soma’da işlenen cinayette şirket yetkililerinin sadece taşeron olduğunu toplum unutmayacak. Esas sorumlular; madenleri özel şirketlere verenlerdir. Hükümet yetkilileri de bunu biliyor. AKP’nin davayı unutturma çabasına karşı biz de unutturmama kampanyası yürüteceğiz.”

“Öfkemiz sokakta, yüreğimiz Soma’da”

Akhisar’daki Soma duruşmasını çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve halk birlikte izleyecek. TMMOB, KESK, DİSK ve TTB Soma duruşması ve sonrası için ortak eylem planı da hazırladı. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı duruşmaya yaklaşımlarını ve sonrası için planlarını Deutsche Welle’ye anlatırken “5 madenci arkadaşımızı Soma’da yitirdiğimizi hatırlatmak istiyoruz. 301 kişi Soma’da öldürüldü. Ve bu davanın adil yargılama değil bir tiyatro olduğunu düşünüyoruz” diyor. Soğancı, Soma’da yaşananları ve adil bir yargılama olmadığına dönük düşüncelerini dile getirmek için 13 Mayıs’ta tüm Türkiye’yi sokağa çağıracaklarını, 16 Mayıs’ta da Soma’da büyük bir miting yapacaklarını dile getiriyor. Soğancı, “Öfkemiz sokakta, yüreğimiz Soma’da” adı verilecek miting düşüncesinin nasıl geliştiğini de şöyle anlatıyor:

“Başından beri takip ediyoruz. Soma’dan sonra hükümetin önlem diye açıkladığı her şey geçici ve uçucuydu. Türkiye’de her an yeni bir facia olabilir ve yüzlerce insan hayatını kaybedebilir. Hükümet buna bile bile göz yumarken, yargılananlar hep mühendisler oluyor. Soma ortaya koydu ki, Türkiye’de maden facialarının arkasında bir sistem sorunu var. Bu sistem de; sadece siyasal iktidarı günü birlik politika üretmeye, hiçbir sorununun kökenine bakmamayı alışkanlığa çeviren bir sistem. Türkiye’de işsizlik artarken; siyasa iktidarı, özel şirketleri her türlü yasadışı eyleme iten ve bu eylemleri meşrulaştıran bir düzen oluşturulduğunu hep birlikte gördük. Madenlerde kamusal denetim şart dedik ama kimseye dinletemedik. Bundan böyle mücadelemiz sokaklarda daha etkin olacak.”

DİSK Dev Maden Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün de, DW’ye sivil toplum örgütlerinin “Soma davasının takipçisi olma” konusunda ortak karar aldıklarını söylüyor ve “Tutuklu bulunan sanıkların mahkemeye çağrılmamasına tepkimiz büyük olacak. Bu durum yasal da değil. Mahkemeye getirilmemeleri davayı geciktirecek. Demek ki sanal bir mahkeme kuruluyor. Hükümetin bu yolla ne yapmak istediğini her şekilde halka anlatacağız” diyor.

İddianamede neler var?

İddianamede, tutuklu 8 şüphelinin, “olası kasıtla öldürme” suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan öncekine göre artarak 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Tutuksuz 37 sanığın ise taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Bunlardan 25’inin cezalarının, “bilinçli taksir” olduğu gerekçesiyle, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre üçte birden yarısına kadar artırılması talebinde bulunuluyor.

Faciayla ilgili iddianamede Ankara Emniyeti Kriminal Polis Laboratuvarı uzmanlık raporuna, gaz ölçüm cihazları ve gaz maskeleri ile ilgili TÜBİTAK raporlarına ve bilirkişi raporlarına yer veriliyor.

İddianamede, şirketin maden ocağını teslim alıp çalışmaya başlamasından sonra çalışan sayısının, çıkarılan kömür miktarının ve bunlara bağlı olarak ocaktaki havalandırmayla ilgili risklerin artmasına rağmen herhangi bir önlem alınmadığı, amirler ile şirket yetkililerinin ocağın havalandırmasındaki sıkıntıları bilmelerine rağmen kayıtsız kaldıkları ve mevcut durumu gizlemek için havalandırma defterinin usulsüz tutulduğunun açıkça anlaşıldığı vurgulandı.

9 ADET GAZ ÖLÇÜM SENSÖRÜ DÜZGÜN VERİ ÜRETMİYORDU 

İddianamede, Soma Kömür İşletmeleri AŞ’ye ait Eynez Yeraltı Kömür İşletmesinde, 19 adet karbonmonoksit, 1 adet karbondioksit, 19 adet metan, 9 adet oksijen olmak üzere toplam 48 adet sabit gaz ölçüm sensörlerinin bulunduğu vurgulanarak, ocak havalandırmasının karmaşık yapısı nedeniyle daha fazla sensör ile kontrol edilmesi gerekirken, yeterli sayıda gaz ve sıcaklık sensörü bulunmadığı, ocak sıcaklığının sadece ocak hava çıkışında bulunan bir adet sensör ile kontrol edildiği, vardiyalarda ocak içi havasının sıcaklık ve gaz içeriğinin ocağın farklı bölümlerinde kontrol edilip kayıt altına alınması gerektiğine dikkat çekildi. CO için ölçüm yapan sensörlerden 9 adetinin düzgün veri üretmemesine rağmen bu durum göz ardı edildiği ve gereken tedbirlerin alınmadığı vurgulanan iddianamede, “Olayın meydana geldiği maden ocağında olay öncesinde sıcaklık değerlerinin çok yükseldiği, karbonmonoksit miktarının yasal değerlerin üzerinde seyrettiği, oksijen miktarının ise yasal değerlerin altında ölçüldüğü, bu veriler doğrultusunda sensör bilgilerinin bir şekilde kazanın başladığına dair çok önemli veriler vermesine rağmen, şüpheliler tarafından bu verilerin dikkate alınmadığı gibi olay sonrasında yapılan incelemelerde bir kısım sensörün olay ve öncesinde anlamlı veriler vermediğinin, şüphelilerin bu hususta da cihazların gerekli bakım ve kontrollerini yapmadıklarının değerlendirildiği,”ne yer verildi.

SENSÖRLERDİN KABİLRDASYONU VE BAKIMI YAPILMADI

İddianameye göre, gaz sensörlerinin kalibrasyonlarının düzenli olarak yapılması gerekirken bazı sensörlerin düzgün veri üretmemesine rağmen kontrol, kalibrasyon ve bakımları yapılmadı. Sensörlerin elektrik kesintilerine karşı kesintisiz güç kaynağı ile desteklenmesi gerektiği halde olaydan hemen sonra sensörlerin okumaları kestiği ve kontrol odasına bilgi aktarmadıkları, olay tarihinde görevli gaz izleme personelinin de beyanları ile doğrulandığı şekilde bir grup sensörün saat 14.50 ve bir grubun da 15.15 de okumayı ve bilgi aktarımını durdurdukları tespit edildi.

İddianamede TÜBİTAK’ın sabit sensörler ve seyyar sensörler ile ilgili raporlarına da yer verildi.

Sabit sensörler ile ilgili TÜBİTAK raporuna göre; Soma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından temin edilip gönderilen 4 adet gaz ölçüm dedektörü ve 1 adet sıcaklık ölçüm dedektörü olarak tabir edilen sensörlerin kalibrasyonlarının uygun değil, karbonmonoksit ve metan dedektörü olması gerekenden fazla, oksijen dedektörü ise olması gerekenden az gösteriyor.

TÜBİTAK’ın seyyar sensörler ile ilgili raporunda ise 15 adet gaz dedektör cihazından 3 adetinin veri kaydı yapmadığının bu cihazlardan 3 adetinin seri numarası ile etkitette yazılan seri numarasının uyuşmadığının, bazıları kısa süreli bazıları saatler mertebesine ulaşan yasal limitlerin aşıldığı 31 adet ölçüm aralığı bulunduğunun belirlendiği vurgulanıyor.

KARBONMONOKSİT MİKTARI LİMİTİ AŞTI

İddianamede ocaklarda müsade edilen maksimum karbonmonoksit sınır değerlerinin 50 PPM (%0,005) olduğu, karbonmonoksit miktarının 50 PPM’e ulaştığında kömür üretimi yapılan yerde çalışmaların ivedi bir şekilde durdurulması ve panoların kapatılmasının yasal zorunluluk olduğu vurgulanarak şöyle deniliyor:

“Buna rağmen aşağıda verilen bilgiler doğrultusunda olayın meydana geldiği maden ocağında karbonmonoksit miktarının uzun sürelerde yasal değeri geçmesine rağmen üretime devam edildiğinin tespit edildiği… Yapılan detaylı değerlendirmeler sonucunda, yer altı işletmesinde bulunan 19 adet CO sensöründen bazılarının arızalı olması olasılığından dolayı düzgün veriler üretmediği saptandığı, 427 kodlu H Panosu yarı mekanize hava çıkışında bulunan sensörden, 22/04/2014 tarihinden olayın gerçekleştiği 13/05/2014 tarihine kadar hiçbir kayıt alınamadığı, cihazlar çalışmasına rağmen çok uzun zaman dilimleri boyunca aynı değerlerin ölçülmüş olması, cihazların kalibrasyon sorunları olduğu veya düzgün okuma yapmadığı izlenimini oluşturduğu… Bazı sensörlerin günlük ölçüm ortalamaları yerine, belirli zaman aralıklarında kayıt altına almış oldukları CO değerleri dikkate alındığında ise, günlük ortalamalardan daha yüksek değerlere ulaşıldığı,

yakın tarihler arasında pek çok kez izin verilen azami karbonmonoksit konsantrasyon sınırlarının geçilmesine rağmen, bu değerlerin hiçbirisine Gaz Ölçüm Defter kayıtlarında rastlanmadığı, pek çok ocak içi gaz ölçüm kayıtlarında, sensörlerden günlük bazda elde edilen kayıtlardaki en düşük değerin çok altında sonuçlara rastlandığı, bu durumun sensör değerleri dikkate alınmadan gaz ölçüm defterlerine gerçeği yansıtmayan verilerin rastgele yazıldığını gösterdiğinin düşünüldüğü…”

İddianamede ocak sıcaklığın facidan bir hafta nöcesinden başlarak sürekli yükseldiği ve buna rağmen önlem alınmadığı öne sürülerek, şu ifadelere yer verildi:

“Ocak sıcaklığı, 07/04/2014 tarihine kadar değişkenlik göstermesine rağmen, bu tarihten sonra düzenli olarak artış göstermiş ve olay gününe kadar hiç azalma göstermeden artışını sürdürdürmüş, sınır değerler aşıldmıştır. Olay gününe kadar artarak devam eden ocak sıcaklıkları kayıt edildiği için, yangın riski karşısında bu ölçümlerin dikkate alınması, sensör verilerinin kontrol edilmesi ve sıcaklık artışının nedeninin araştırılması gerektiği halde şirket yetkilileri tarafından bu husus göz ardı edilmiştir.”

DEFTERLER RASGELE DOLDURULMUŞ 

İddianamede ocakta tutulan defterlerin de birbirinden kopya edilmek suretiyle rasgele kayıtlarla dolu loduğu öne sürülüyor ve şöyle deniyor: “Havalandırma defterinin incelenmesinde; 10/04/2014 ve 30/04/2014 tarihleri defter kayıt değerlerinin tamamen aynı olduğu, bu durumun tıpkı gaz ölçüm defterinde olduğu gibi havalandırma defterine kayıt edilen ölçüm sonuçlarının da hava ölçümü yapılmadan- rastgele doldurulduğu, gerçekte ölçülen sonuçlar olmadığıhususunda şüphe oluşturduğu, havalandırma defterlerinin usulsüz tutulduğu tespit edilmiştir. ”

GAZ MASKELERİNİN SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ 

İddianamade gaz maskeleri ile ilgili TÜBİTAK raporuna da geniş yer veriliyor. TÜBİTAK raporuna göre olayın meydana geldiği maden ocağında kullanılan gaz maskelerinin birçoğu olay sırasında çalışmamış ve bazı gaz maskelerinin küflenmiş olduğunun, son kullanma tarihi geçen birçok gaz maskesi bulunduğu anlaşılmış. Raporun bu bölümü şöyle:

  • Çalışanların kullanımına verilen ve yangın esnasında işçilerin güvenli bölgeye kaçışlarına yardımcı olacak CO gaz maskelerinin kontrol kayıtlarının düzenli tutulmadığı ve rutin kontrollerin düzenli olarak yapılmadığı,

  • İşçilerin kullanımlarına verilen 22 adet kullanılmış, 142 adet kullanılmamış olduğu bildirilen toplam 164 adet karbonmonoksit maskeleri üzerinde yapılan incelemede gaz maskelerinin bir kısmının üzerinde üretim tarihi ile ilgili üretici firma bilgisinin kolay anlaşılabilir olmadığı,

  • Tüm gaz maskelerinin koruyucu ambalajı üzerinde, koruma sınıfı, koruma seviyesini ve kullanım limitlerini bildiren herhangi bir ibare olmadığının, tüm gaz maskelerinin koruyucu ambalajı üzerinde son kullanma tarihi veya raf ömrünü bildiren ibarelerin bulunmadığı,

  • FASER S.A. firması tarafından üretilen “POG-8M” kodlu toplam 12 adet “kullanılmış” gaz maskesinin 3 tanesinin raf ömrünü tamamlamış olduğu, FASER S.A. firması tarafından üretilen “POG-8M” kodlu toplam 12 adet “kullanılmış” gaz maskesinin tümünün filtre kısımlarının paslanmış olduğu,

  • Drager firması tarafından üretilen “FSR-950” kodlu gaz maskelerinin teknik özellikleri ile ilgili bilgilere ulaşılamadığı,

  • Çin Halk Cumhuriyeti kaynaklı “kullanılmış” ve “kullanılmamış” tüm gaz maskelerinin 16-20 yıl önce üretilmiş olduğu ve kullanım ömrünü tamamlamış olduğu, kullanılmış bazı gaz maskelerinin seri numaralarının olmadığı veya silinmiş olduğu, tüm gaz maskelerinin en son kalite kontrollerinin ne zaman yapıldığı bilgisine ulaşılamadığı,

  • FASR S.A. firması tarafından üretilen “POG-8M” kodlu toplam 116 adet “kullanılmamış” olduğu bildirilen gaz maskelerinin 18 adetinin raf ömrünü tamamlamış olduğu,

  • “POG-8M” kodlu,”kullanılmış” gaz maskelerinin 2013-2010 yılları arasında üretilmiş olmalarına karşın tümünün filtre kısmının paslanmış olduğu dikkate alınarak, tüm ”kullanılmamış” olduğu bildirilen gaz maskelerinin özellikle filtre kısımlarının kontrol edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

İddianamede, resmiyette görünmese de maden ocağında taşeron olarak adlandıralan sistemin bulunduğu, üretim amirleriyle taşeronların elde edilen üretim miktarı üzerinden prim aldıkları, prime dayalı sistem ile madende çalışan işçiler arasında rekabet ortamı yaratıldığı, bu nedenle vardiyalar arasında prim sistemine dayalı olarak başlayan üretim yarışının işçiler üzerinde üretim zorlaması oluşturduğu vurgulandı. “Gerekli olmasına rağmen istenilen malzemelerin temin edilmeyip eski malzemelerin kullandırıldığı, insan nakil bantlarının kömür taşıma işinde kullanıldığı, vardiyaların ocak içerisinde değiştirildiği, üretimin aksamaması için işçiler üzerinde zaman zaman şiddet uygulandığı belirlenmiştir” denilen iddianamede, maden ocağında çalışan işçilerin gerçek anlamda eğitimleri yapılmadığı halde yapılmış gibi belgelendirilmesi ve tekrarlama eğitimlerinin yaptırılmamasına da dikkat çekildi.

Hilal Köylü, Deutsche Welle Türkçe, Hülya Karabağlı / ZETE, CHA ve DHA

Duruşmayı takip etmek için il dışından gelen yaklaşık 20 kişi, dün akşam saatlerinden itibaren adliyeye yakın Atatürk Parkı'nda (Umut Parkı) çadır kurarak beklemeye başladı. Gece saat 03.30 sıralarında parka gelen Çevik Kuvvet ekipleri, aralarında CHP Manisa Milletvekilli Hasan Ören'in de bulunduğu gruptan parkı terk edip, çardakları yıkmalarını istedi. Polisin parka gelmesinin ardından CHP Manisa milletvekilleri Özgür Özel ve Hasan Ören Vali Erdoğan Bektaş ile birer telefon görüşmesi yaptı. Ören, telefon görüşmesinde Vali Bektaş'ı Akhisar'a davet edip olay yerini görmesini ve ona göre karar vermesini istedi. Milletvekillerin görüşmeleri sonuçsuz kalırken polis ile grup arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Polis, çadırlara dokunmazken grubu parktan uzaklaştırdı.

Özel konuyla ilgili olarak Twitter'daki hesabından konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

'Bu çardaktan, bir çadır, bir kamp, bir direniş, bir kaos icad eden Vali Bey ile telefonda müzakere ediyoruz. Vali Bey'in yıkın talimatı verdiği bu çardaklar, kaymakamlığın resmi izni ile aileler altında otursun diye kurulmuş. Vali Bey'e 'paranoya ile devlet yönetilmez' dedim zoruna gitti. Koca DEVLET gecenin 2'sinde bu gölgelikle uğraşır mı? '

Ailelerden tepki

Duruşma salonuna yaklaşık 200 metre uzaklıktaki arama noktasından sadeci, basın mensupları, milletvekilleri ve avukatlar kimliklerini göstererek geçebildi. Duruşmayı izlemek için gelenlerden, sadece mahkeme tarafından davet çıkartılar, ölen işçilerin yakınları, davaya müdahil olan mağdurlar ile tanık olarak dinlenecek kişiler, alındı. Bu sırada içeriye ölen işçilerin sadece bir yakınının alınacağı talimatı gerginliğe neden oldu. Aileler bu duruma büyük tepki gösterdi. Buraya eşlerinin çocuklarının katillerinin hesap vermesini izlemeye geldiklerini, bunun içende içeriye girmek istediklerini söyledi. Polis ile aileler arasında gerginlik çıkması üzerine araya CHP milletvekilleri Özgür Özel ile Mahmut Tanal girdi. Mahkeme başkanı ile yaptıkları görüşmelerin ardından, içeriye ölen işçilerin Akhisar'a gelen birinci derece yakınlarının hepsinin alınmasına karar verildi. Bunun haricinde CHP adına milletvekilleri, Genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Özgür Özel, Mahmut Tanal, Veli Ağbaba, Mustafa Moroğlu, Nurettin Demir, Alaattin Yüksel, Musa Çam, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, ÖDP Genel başkanı Alper Taş da duruşmayı izlemek için geldi.

CHP'li milletvekillerinden Mahmut Tanal, hem duruşma salonu girişinde polisin kamera kaydı yapmasına tepki gösterdi ve kendisinin milletvekili olduğunu fişleme yapamayacağını söyledi. Tanal ayrıca, ailelerin içeriye alınmaması konusunda ise, 'Anayasal suç işliyorlardı, bunun içini görüştük. Buraya Rıza Zarrablar gelseydi ellerini kollarını sallaya sallaya girerdi' dedi. CHP Milletvekili Özgür Özel de, 'Soma davası nihayet 11 ay sonra karşılık bulması ümidiyle başlıyor. Çok geciktirildi. Adalet arayışlarının ilk kez karşılık bulmasını bekliyoruz' dedi. Polisin de hem arama noktasında hem de duruşma salonunun girişinde bir kamerayla sürekle çekim yaptığı görüldü.

Demirtaş da geldi

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da davayı izlemek için geldi.

Geniş güvenlik önlemi

Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın bugün yapılacak ilk duruşması öncesi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu çevresinde güvenlik önlemi alındı. Madenci aileleri, salona giriş yapmaya başladı. Tutuksuz sanıkların salona gelerek katıldığı duruşmaya, İzmir Aliağa'daki cezaevinde tutuklu bulunan 8 sanık ise mahkeme heyetinin aldığı karar gereği getirilmedi. Tutuklu sanıklar duruşmalara Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile cezaevinden katılacak.

Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda geçen yıl Mayıs ayında meydana gelen kazadan 11 ay sonra ilk duruşma, tadilatla duruşma salonuna dönüştürülen Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezi'nde bugün başladı. Manisa'nın yanı sıra çevre il ve ilçelerden çok sayıda polisin görev aldığı duruşma salonu çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Barikatlarla çevrilen alana sadece avukatlar ve madenci yakınları alınıyor. Barikatların dışındaki bölgede ise çeşitli sivil toplum kuruluşlarından temsilcileri toplanmaya başladı.

301 işçi de duruşma salonunda

Maden faciasında ölen 301 madencinin fotoğraflarının basılı olduğu tişörtlerle gelen eşleri duruşmayı bu şekilde izledi. Tişörtlerin önünde işçilerin resimlerinin yanı sıra '301' ve 'Burada' arkasında ise, 'Unutma unutturma' yazısı yeraldı. Başlarında yine işçilerin isimlerinin yazılı olduğu siyah ve sarı baretler takan madenci eşleri, işçi aileleri adına Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak açıklama yaptı. İsmail Çolak, 'Adil yargılama istiyoruz. Sanıkların duruşmaya getirilmemesini kabul edemiyoruz. Onlar da buraya gelip hesap vermeli. Biz sanıkların çocuklarımızın ölümünde kusuru bulunanların en ağır cezayı amalarını istiyoruz' dedi

Mahkeme salonu karıştı

Mahkeme başkanı duruşmaya katılan tutuksuz sanıklar, avukatlar, ölenlerin yakınlarının isimlerini tek tek tutanağa geçirdi.

Bu işlem bittikten sonra mahkeme başkanı 'İsmini yazdırmayan var mı?' diye sorunca, ölen işçilerin eşlerinden biri ayağa kalkıp 'Adil yargılama istiyoruz' diyerek, tutuklu sekiz sanığın duruşmaya getirilmemesini protesto etti. Bazı izleyiciler de görüntüdeki tutuklu sanıklara tepki gösterdi, 'Takım elbiseleri giyip karşımıza geçmişler, oturuyorlar. Burada değiller, gelip burada hesap versinler' dedi. Herkes bir anda bağırmaya başlayınca salon karıştı. Mahkeme başkanı tepkiler devam ederse ara vermek zorunda kalacağını söyledi. Bu arada madenci eşlerinin yakınlarının tepkisi sanık avukatlarına yöneldi. Salon karıştı, avukatlar dışarıya güçlükle çıktı. Polis salona geçerek düzeni sağlamaya çalıştı.

Yaşanan gerginlik sırasında bir kişi fenalaştı. Mahkeme başkanının uyarısına rağmen iki madenci yakını sanık avukatlarının bulunduğu alana geçip, ellerindeki fırlattı. Bunun ardından sanık avukatlarının duruşma salonunu terk etmesi üzerine mahkeme başkanı duruşmanın görülmesine bir süre ara verildiğini açıkladı.

Mahkeme Soma davasında mahkeme 8 tutuklu sanığın salona getirilmesine ve kamu görevlileriyle ilgili soruşturmaya ilişkin bilgi istenmesine karar verdi. Duruşma 15 Nisan'a ertelendi.

Popüler İçerikler

Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti