Ailenin avukatı Cihan Türsen, kararın bakanlıklar nezlinde emsal bir karar olduğunu söyledi. Avukat Türsen şu değerlendirmeyi yaptı:
'Türkiye'de yurttaş haklarını ve kamu yararını sağlamaya yönelik çok önemli bir karar verildi. İdarenin ve idarecilerin sorumlulukları açısından belki de bir ilk. Soma mağdurlarının çoğu işletici şirketi hedef alan davalar açtılar. Halbuki Türkiye'de madenlerle ilgili tüm yetki ve sorumluluk, Enerji Bakanlığı'nda. Bakanlıklar, yetkilerini kullanıyorlar ama sorumluluktan kaçıyorlar. Biz davamızı direk Enerji Bakanlığı ve yine çalışma hayatının güvenliğinden sorumlu Çalışma Bakanlığı aleyhine yönelttik. Ve gerekçe olarak da ilgili bakanlıkların kuruluş yasalarını, gösterdik. Bakanlıklar veya bakanlıklara bağlı kuruluşlar, sorumluluklarını tam olarak yerine getirdiklerinde bu tip facialara neredeyse hiç rastlanılamaz.'
'Bakanlık, hiç alakası yokmuş gibi devre dışı kalamaz'
Enerji Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının, madenin işletme hakkını verdiği sırada düzenledikleri sözleşmelerde bu tip zararlar için de teminat mektupları aldıklarını anlatan Avukat Cihan Türsen açıklamasınıi şöyle sürdürdü:
'Ülkemizde bakanlıkları ve idareleri, konuyla ilgili sorumlu tutma yönünde bir kültür ve emsal mahkeme kararı olmadığı için mağdurlar şirketlere yöneliyor. Bekli de davalarını kazanıyor ama sonunda tahsil edemiyor. Batık bir şirketle karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye'nin ve neredeyse dünyanın en önemlileri arasında yer alan Soma maden faciasında Enerji Bakanlığı hiç alakası yokmuş gibi devre dışı kalamaz. Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına yapılan atamalar, bu kuruluşların yöneticileri, gerekli önlemleri ve denetimleri yerine getirselerdi bu kaza olamazdı. Kararın gerekçesinde, madenin daha önce işleten firmanın konuyla ilgili ikazları ve işi bırakması, bu ikazlara uyulmadan aynı koşullarla yeni bir işletmeciye verilmesi, olağan önlemlerin alınmadığına yönelik tespitlerle, Bakanlık sorumlu tutularak tazminat ödemeye mahkum edildi.'