İsmail Adalı yanımızda büyüdü. Böyle bir insan değildi ama sonradan 'ben ocağın Allah'ıyım' diyecek kadar gücü nereden aldı? Ben, bu tür insanlarla aynı havayı teneffüs ettiğim için utanıyorum. 301 kişinin ölümüne 'kader, fıtrat' denmesini kabul etmiyoruz. Hava zamanında ters çevrilmiş olsa belki yarısından fazlası yaşıyor olurdu' dedi. Oğlunun cesedini, kolundaki dövmeden teşhis ettiğini aktaran İsmail Çolak, savaştan çıkılmadığını, 301 insanın böyle bir olayda hayatını kaybetmesini kabul etmediklerini ifade edip, “Davacıyız, ilgili kamu görevlilerinden, müfettişlerden, devletten, sarı sendikadan. 2 torunum kaldı, 2 ve 4 yaşında. Bana 'baba' diyorlar. Bir çocuğun dedesine baba demesi ne demek bilir misiniz Hakim bey?' dedi. Çolak arıca, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'ya hitaben, “Vereceğiniz karara saygılıyız. Tarih sizi de unutmayacak. Sanık avukatlarını da unutmayacak' sözleriyle tepkisini dile getirdi.
İsmail Çolak'tan sonra tanık kürsüsüne, madende eşi İsa Sevben ile kayınbiraderi Erdoğan Sevben'i kaybeden Nurten Sevben geldi. Eşi ve çocuğuyla birlikte olduğu fotoğrafı sanıklara gösteren Sevben, “Biz eskiden böyleydik’’ dedi, ardından da fotoğrafı ikiye bölüp “Şimdi böyle yaptılar bizi' sözleriyle tepkisini, gösterdi. Ocağa, müfettişler gelince oğlakların hazırlandığını, Kınık'taki barların kapatıldığını, müfettişlerin ocağa inmediğini, savunan Nurten Sevben, “Şimdi çocuklarıma hem anneyim, hem de baba. Birbirimizi çok severdik. Doyamadık birbirimize' dedi. Daha sonra söz alan Gülfidan Köse, Saime Doğan, Fatih Alkaç ve Hüsniye Coşkun da sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
Duruşma, Mahkeme başkanı Aytaç Ballı tarafından yarına ertelendi.
Bu arada madenci ailelerinin duruşma salonundaki anlatımlarından etkilenen madenci yakınlarından bir kadın da salon dışında fenalık geçirdi. Bayılan kadına, sağlık ekipleri müdahale etti.
DHA