Soma Duruşmasında Aileler Dinlendi: 'Keşke Üretim Yerine Cana Önem Verselerdi'

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın bugünkü duruşmasında hayatını kaybeden madencilerin aileleri dinlendi. Faciada hayatını kaybeden 26 yaşındaki Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, 'Üretime önem vereceklerine cana önem verselerdi 301 kişi yaşıyor olurdu' dedi.

İlk olarak, Armağan Çetin tanık olarak dinlendi. Yaklaşık 4 yıllık madenci olduğunu ve facianın yaşandığı madende, tamir tarama biriminde görev yaptığını anlatan Çetin, “Olay günü saat 13.45 gibi elektrikler, kesildi. Bantlar, durdu. Koşarak gelen arkadaşlardan Cüneyt Suay 'kaç kaç, ocak yanıyor, ortalık cehenneme döndü, bant tutuştu' diye bağırdı. 4'üncü bandın başından duman geliyordu. Nefes alamayıp yere ye düşen arkadaşlarımız oldu.

Duman yoğundu. Gaz maskesi çalışmıyordu, yukarıdan tekrar maske istedik. Düşen arkadaşlarımızı yukarı çıkardık' dedi. Armağan Çetin, olayın nedenine ilişkin bilgisi olup olmadığı sorusunun yöneltilmesi üzerine, “Önce bandın üzerine ateş düşmüş dediler. Sonra da bantların tutuştuğunu, kamaların ve kabloların yandığını söylediler' dedi. Armağan Çetin ayrıca, işe girdiğinde bir gün eğitim aldığını, daha sonra “formalite' olarak nitelendirdiği sınavın yapıldığını, cevaplarının kendilerine söylendiğini savundu.

'Müfettişler gelmeden önce haberimiz oluyordu'

İşçiler üzerinde üretim baskısı olduğunu, onlara köle gibi davranıldığını öne süren Armağan Çetin, “İşçiler arasında patronun bu durumu bilmediği söyleniyordu. Patron olarak Alp Bey'i biliyoruz. Onu görsek bunları yansıtırdık. Müfettişler gelmeden önce haberimiz oluyordu. Müfettişlerin üretim yapılan yerlere inmediği oluyordu' diye ifadesini tamamladı.

'Üretime önem vereceklerine cana önem verselerdi 301 kişi yaşıyor olurdu'

Duruşmada daha sonra ölen madencilerin ailelerin dinlenmesine geçildi. İlk söz alan ise, faciada hayatını kaybeden 26 yaşındaki Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, oldu. Madenden emekli olduğunu, kendisinin de aynı ocakta çalıştığını anlatan İsmail çolak, “Bu şirket, eskiden ilk ocaklarında, kurumsal olmadan önce çalışanlarına önem verirdi. Son yıllarda işçi ve işçiye önem vermedi. Ben oğlumu evlendirdikten sonra kendi elimle götürdüm. Ayaklara göre daha rahat olan bacalarda çalışsın diye, torpil yaptım. İki yıl çalıştıktan sonra bir arkadaşını kaybedince korktu, işi bıraktı. 6 ay kadar işsiz kaldı. Çocuğu olunca tekrar madene girdi. Bana sık sık madende işlerini zorluğunu anlatır ve 'sizin zamanınızdaki gibi değil artık' derdi. 13 Mayıs günü ise, ocağımıza incir ağacı diktiler' dedi. “Üretime önem vereceklerine cana önem verselerdi 301 kişi yaşıyor olurdu' diyen Çolak, “433 çocuk yetim, 255 genç gelin, dul kaldı.

'Davacıyız, ilgili kamu görevlilerinden, müfettişlerden, devletten, sarı sendikadan'

İsmail Adalı yanımızda büyüdü. Böyle bir insan değildi ama sonradan 'ben ocağın Allah'ıyım' diyecek kadar gücü nereden aldı? Ben, bu tür insanlarla aynı havayı teneffüs ettiğim için utanıyorum. 301 kişinin ölümüne 'kader, fıtrat' denmesini kabul etmiyoruz. Hava zamanında ters çevrilmiş olsa belki yarısından fazlası yaşıyor olurdu' dedi. Oğlunun cesedini, kolundaki dövmeden teşhis ettiğini aktaran İsmail Çolak, savaştan çıkılmadığını, 301 insanın böyle bir olayda hayatını kaybetmesini kabul etmediklerini ifade edip, “Davacıyız, ilgili kamu görevlilerinden, müfettişlerden, devletten, sarı sendikadan. 2 torunum kaldı, 2 ve 4 yaşında. Bana 'baba' diyorlar. Bir çocuğun dedesine baba demesi ne demek bilir misiniz Hakim bey?' dedi. Çolak arıca, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'ya hitaben, “Vereceğiniz karara saygılıyız. Tarih sizi de unutmayacak. Sanık avukatlarını da unutmayacak' sözleriyle tepkisini dile getirdi.

İsmail Çolak'tan sonra tanık kürsüsüne, madende eşi İsa Sevben ile kayınbiraderi Erdoğan Sevben'i kaybeden Nurten Sevben geldi. Eşi ve çocuğuyla birlikte olduğu fotoğrafı sanıklara gösteren Sevben, “Biz eskiden böyleydik’’ dedi, ardından da fotoğrafı ikiye bölüp “Şimdi böyle yaptılar bizi' sözleriyle tepkisini, gösterdi. Ocağa, müfettişler gelince oğlakların hazırlandığını, Kınık'taki barların kapatıldığını, müfettişlerin ocağa inmediğini, savunan Nurten Sevben, “Şimdi çocuklarıma hem anneyim, hem de baba. Birbirimizi çok severdik. Doyamadık birbirimize' dedi. Daha sonra söz alan Gülfidan Köse, Saime Doğan, Fatih Alkaç ve Hüsniye Coşkun da sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi. 

Duruşma, Mahkeme başkanı Aytaç Ballı tarafından yarına ertelendi.

Bu arada madenci ailelerinin duruşma salonundaki anlatımlarından etkilenen madenci yakınlarından bir kadın da salon dışında fenalık geçirdi. Bayılan kadına, sağlık ekipleri müdahale etti.

DHA

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"