Sekizinci gününe giren, Soma maden kazası ceza davasının üçüncü duruşmasında, yaralı kurtulan maden işçileri şahit olarak dinlendi. Mahkeme heyetinin ilk dinlediği isim olan Bilal Altıntaş’ın olayı anlatması sırasında, çok sayıda maden şehidi ailesi fenalık geçirdi.
'Maskem tam çalışmıyor, nefes aldıkça küf kokusu geliyordu'
Altıntaş, olay günü, yaklaşık 40 dakikalık elektrik kesintisinin ardından mesai bitimiyle çıkışa yönlendiklerinde kükürt ve yanmış bant kokan yoğun duman dolayısıyla mekanize ayağın içine kaçtıklarını, H panosunda çalışanların da gelmesiyle 145 kişinin burada beklemeye başladığını anlattı. Bekleyiş sırasında, kendilerine olayın ne olduğuna yönelik bilgi verilmediğini, ocaktaki havalandırmanın ters çevrilmesiyle bulundukları yerin pis havayla dolmaya başladığını ve kendisinin de karbonmonoksit maskesi takmasına rağmen yaklaşık yarım saat sonra bayıldığını söyleyen Bilal Altıntaş, “Maskem, tam çalışmıyor, nefes aldıkça küf kokusu geliyordu. Arkadaşlarımınkilerden de aynı şekilde nefes alıhp verdikçe küf ağza geliyordu. Maskelerin bir kısmı da çalışmıyordu. Ben, saat 21.20'de ayıldım. Üzerimde biri çırpınan, biri hareketsiz 2 kişi vardı. Kendi imkanlarımızla yürüdük, pis havanın bitimine yakın tahlisiye ekibindekiler, ocak çıkışına kadar yol gösterdi. Biz de arkada durumu kötü olanlar olduğunu söyledik ve onlara yardım etmelerini istedik' dedi. Bilal Altıntaş'ın kurtarma çalışmalarını ve bekleyişlerini anlattığı sırada salondaki madence aileleri gözyaşlarını tutamadı.
Ocakta 2010 yılında işe başladığını, işe girişte 3 günlük eğitim aldığını, Celal Bayar Üniversitesi'ne verdirilen eğitime ise ünvan kazanmak için bir gün gittiğini, iki kez de üstünkörü mesleki eğitim verildiğini öne süren Bilal Altıntaş, tehlikeli durumlarda ne yapacakları konusunda bilgi verilmediğini, genel tatbikat düzenlenmediğini anlattı. Çalıştıkları bölgelerde acil durum yaşanması durumunda, 50 - 60 metre uzaklıktaki anayoldaki telefonlarla bilgi verebildiklerini, kazanın meydana geldiği bölgenin yakınındaki kılçık baca mevkisinde son dönemde sıcaklığın çok arttığını, bazı madencilerin bu bölgeden geçtikten sonra bir süre bitkin düştükleri için oturup dinleme ihtiyacı duyduğunu, ifade etti. Olaydan yaklaşık 4 - 5 ay önce ocak içerisinde, meydana gelen göçük bölgesinde, sıcaklığın artmasına ise, Altıntaş, çalışması biten yerin kapatılmaması ve buradaki kömürün kızışma sonucu yanmasını neden olarak gösterdi.
'Müfettişin habersiz geldiği olmadı'
Dinamit atımlarının ardından karbonmonoksit ölçümü yapılmadan 5 dakika sonra tekrar çalışmaya başladıklarını söyleyen Bilal Altıntaş, gaz maskesinin kontrolünün, çalıştığı 4,5 yıllık sürede bir kez ağırlığı tartılmak suretiyle yapıldığına değindi. Ocak içerisindeki bazı sorunları üstlerine bildirdikleri zaman “İşine bak', “Bizden iyisini mi bileceksiniz' gibi sözlerle karşılık verildiğini söyleyen Bilal Altıntaş, müfettişlerini denetimleriyle ilgili çarpıcı bilgiler verdi. Bilal Altıntaş, “Müfettişler gelmeden bir hafta 10 gün önce haberimiz oluyor, ona göre hazırlık yapıyorduk. Nereyi kontrol edeceklerse düzene koyuyorduk. Müfettiş gelmeden, sadece ilerlemeye bakıyorduk. Sadece malzeme geçirmemiz sorun olunca, temizlik yapıyorduk. Müfettişin habersiz geldiği olmadı. Müfettiş daha yavaş ve güvenli ilerleme ister. Devlet günde 1 metre ilerleme ister, biz bazen 5 metre ilerliyorduk. Müfettiş gelince ilerlemeyi durduruyorduk, gerekiyorsa o bölümü kapatıyorduk. Olmayacak işe olacak diye ısrar ediliyordu. Bunun karşılığında prim vadediliyordu ama hiç prim dağıtılmadı' dedi.
İş başvurusunda, şirket tarafından “Mis' olarak bildiği taşeron şirkete yönlendirildiğini, burası aracılığıyla işe girdikten sonra bir daha taşeronu görmediğini anlatan Bilal Altıntaş, taşeron adına çalıştığı ileri sürülen ekip başlarının fazla çalışma karşılığı prim aldığı iddiasıyla ilgili bilgisi bulunmadığını dile getirdi. Altıntaş ayrıca sanıklardan şikayetçi olmadığını da söyledi.
Sanık avukatlarını hatırlatması gerilimi artırdı
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın sorularının ardından sanık avukatlarından Yusuf Koçyiğit'in, “Yanlış beyanda bulunmak, adaleti yanıltmak suçtur' hatırlatmasına, hem mağdur avukatlarından hem de ailelerden tepki geldi. Yusuf Koçyiğit'in, müfettişler geldiğinde tam olarak ne yapıldığını sorması üzerine Altıntaş, “Kepçeyle çalışılmayacak yerde çalıştık. Müfettiş gelecek diye buranın girişini, içindeki kepçeyle bantla kapattık' dedi. Bu cevap üzerine aileler, akışlarla destek verdi. Müfettiş gelmeden bazı yerlere sensörler konulduğunu, emniyetçileri, telefonla arayınca gelmedikleri için çoğunlukla sözlü çağırdıklarını da ileri süren Bilal Altıntaş, “Üretime kapatılmış yerlerde, ısınma oluyordu. Mekanize ayağın çalışmasının bittiği yerde, ısınma sorunu çıkmıştı. Burayı soğutmak için kullandığımız suyun sıcaklığında, banyo bile yaptık' dedi. Sanıkların sorularına mahkeme başkanı Aytaç Ballı aracılığıyla yanıtlayan Bilal Altıntaş, yer üstünden gelen kamaların, öncelikle üretimdeki ayaklarda paylaştırıldığını, kalan olursa çalıştıkları bacalara gönderildiğini söyleyip, “Biz de ilerledikçe arkadaki kamaları söküp, fırça yememek için önlere takıyorduk' dedi.