Ancak bazı uzmanlar yaşam odalarının kömür madenlerinde işlevli olarak kullanılmasının zorluklarına dikkat çekmişti. Kaymakçı bu eleştirilere katılıyor ve 'yaşam odasına gelene kadar alınması gereken tedbirler olduğunu' söylüyor.
ILO sözleşmesi ile ilgili değerlendirmesini ise Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden Doç. Dr. Aziz Çelik'e soruyorum. Kamuoyunda en az yaşam odaları kadar sözü edilen bu sözleşmenin imzalanması ne anlama geliyor?
ILO sözleşmesi çare değil
Çelik, sözleşmenin onaylanmasını önemsediğini ama 'buradan işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili büyük bir şey beklemenin doğru olmadığını' söylüyor. Çelik Türkiye'deki sorunun 'Mevzuat açısından bir eksiklikten ziyade uygulamadan ve denetimden' kaynaklandığını belirtiyor.
Çelik ILO'nun ülkeler açısından yaptırımı olmadığını, denetim mekanizmasının zayıf olduğunu ve yargılama hakkı bulunmadığını vurguluyor. Ayrıca sektördeki sendikalaşma oranın düşük olduğunu söylüyor.
Çalışma Bakanlığı'nın verilerine göre 2014 Temmuz itibariyle 200 bir madencinin sadece 39 bini, bir başka deyişle yüzde 20'si bir sendikaya üye.
Bu Türkiye'nin sendikalaşma ortalaması olan yüzde 10'un hayli üzerinde olsa da, genel itibariyle hayli düşük bir oran.
Türkiye'de Soma'dan sonra yapılan yasa ve mevzuat değil belki ama uygulamada atılacak daha çok adım var gibi görünüyor.