Atina halkının 'soru sormasını' engellemenin bahanesi türlü sebepler öne sürerek ölüme mahkum ettiği Sokrates'in en yakınındaki dostuna 'tavuk borcunu ödemesini' salık verip baldıran zehri içip yaşamına son verdiği o meşhur tabloyu, Sokrates'in Ölümü'nü hepimiz görmüşüzdür.
Bu tablonun detayları da tıpkı Sokrates'in hayat ve düşünce hayatı gibi hayli ilginç. Twitter'da sanat tarihi konularında bizleri aydınlatan Celine Symbiosis tabloyu bugüne dek akıllara gelmeyen detaylarıyla anlatıyor.
Anladığım kadarıyla Sokrates, hem siyasal hem de dinsel düşüncelerinden dolayı gençleri yanlış yola soktuğu gerekçesiyle idama mahkum edilmiş. Suçunu kabul edip tazminat ödeyerek ölümden kurtulabilirmiş, ama bunu da yapmamış. Çünkü bu şekilde ölümden kurtulması, söylediklerini ve onları söyleme özgürlüğünü inkar etmiş olacaktı. Ayrıca ölürken bile borcunu düşünmesi yüce ahlaklı bir insan olduğunu gösteriyor. Avrupa tarihinde haksız bir şekilde ölüme mahkum edilen ilk düşünce suçlusu da Sokrates oluyor. Aslında o baldıran zehrini içince ölmemiş, ölümsüz olmuş. Hayatın her anında ahlaklı olabilmeyi, düşüncelerimizden ödün vermemeyi, inandığımız yolda hayatımızdan bile feragat edebilmeyi göstermiş.
Ve orda bulunan öve öve bitiremediğimiz devlet kitabı ile tüm dünyada fesefenin ve yönetimin mihenk taşlarından olan Platon köleciliğin en büyük savunucusuydu ve yunanli olmayan milletleri aşağılayan hatta ve hatta kendi polis devletleri arasında bile Atinaya ayrıcalik taniyan kibirli bir düşünürdür.Sakın bana demeyin ki o dönemin şartları açısından bak falan filan o dönemde kölecilik konusunda çok daha ılıman düşünürler vardır başta sokrates olmak üzere
ahmet haşim der ki şiiri yorumlamak bülbülü eti için öldürmeye benzer sanırım sanatın her alanı için geçerli bu sanat biraz yorumlanmadan herkesin kendi bilgisine kültürüne ve düşüncesine bırakılmalı diye düşünüyorum o yüzden tablonun bu kadar irdelenmesi ne bileyim hoşlanmadım