'Evet sosyal çürüme şu etik denen şeyin yok olması, etik yaşam felsefesi demek. Türkiye'de yaşam felsefesi kalmadı. Yani şöyle bir şey söyleyeyim, yani Türk edebiyatını, Türk sinemasını, Türk tiyatrosunu düşünün. Bu edebiyatta bu tiyatroda, sanatta hiçbir şekilde yazında ve düşün de hiçbir zaman için göçmen kültürü, mülteci kültürü ya da mafya ya da işte kara para aklama gibi kavramlar olmazdı. Ama şu anda biz yavaş yavaş kültürel anlamda bütün ortaya çıkacak yapıtlarda bu kavramlarla karşılaşmaya başlayacağız. Sosyal çürüme bu demek başka bir toplum olduk. Biz Güney Amerika ülkesi değildik ama Güney Amerika ülkesi olmaya başladık. Çok tuhaf değil mi?'
bir akademisyenin konuşmasına yapılan yorumlar tam da anlattığı çürümeyi yansıtıyor. saygı sıfır. acaba ne demek istiyor diyen yok konuşmak için konuşan çok. işte bu yüzden çürüksünüz. derslerine giremediğiniz kadına sayıp sövmek yüzünden!
ya bende dedim kadının nasıl bir kitap okuma alışkanlığı var nasıl bir birikim. meğerse akademisyenmiş. onun bunun torpili olmadan akademisyen olunca böyle oluyor işte. eğitim, vizyon vs herşey var. kendisinin dediklerini eleştirmek için denk bir eğitim geçmişine sahip olmalısınız. sosyal bilimlerde lisans yapmış birisi olarak ben desturla yaklaşırım dediklerine
Muhabirin röportaj yaptığı bir insana mahalleden birisiyle konuşuyor gibi abla demesi mesela ne kadar etik olduğu tartışılır…