““Barınaklara alacağız” diyorlar…
Ama o barınaklar, hayvanların gerçekten yaşadığı yerler olmayacak.
Oralar; gizlice katledildikleri, “hastaydı” bahanesiyle topluca ötanazi yapılan yerler olacak.
Eğer bu hayvanlar barınaklara alınacaksa, büyük bütçeleler ayrılmalı. Bu ancak hayvan derneklerine verilecek fonlarla, içinde vicdanlı insanların çalıştığı, iyi yaşam koşullarına sahip hatta hayvan derneklerinin yönettiği barınaklar olmalı.
Ayrıca barınaklara alınacaksa da, dengeyi bozduğumuz için de bunu düzeltmek için de kemirgenlerle savaş için bütçe ayıracağız.
Onun yerine, kısırlaştırsak, aldığımız yere bıraksak, kendi mahallesinde, köyünde üremeden ama mutlulukla yaşasa… Hatta uyutmaya harcayacağımız bütçeyi de, sağlıklı olmayanların rehabilitasyonu için harcasak… Keşke…
Ve sadede gelirsek…
Bugün böyle bir video çektiğime, kendim bile inanamıyorum.
Hayvanların öldürülmemesi gerektiğini savunmak zorunda kalmak…
Evimdeki böceği, örümceği bile incitemeyen biri olarak, fare ve tilki popülasyonu tehdidini, hayvan sevmeyen insanlara mantıkla açıklamak zorunda kalmak…
İnanılır gibi değil.“
Köydeki evin civarına kediler gelmeye başladıktan sonra babaannem fare tuzağı kullanmayı bırakmıştı.
imkanların içinde itlafı seçen kitleye hiçbir şey anlatamazsın abla mesela bu itlaf edilsin diyenler ömründe kaç tane sokak hayvanını kısırlaştırmaya götürmüştür sence?
Her şeyden bir fikriniz varsa o zaman hayvanlardan zarar gören insanların hakkında bir kelime söyleyin!!