Oscar ödüllü bir yıldız olmanın yolu bazen kırmızı halılardan değil, sokakta yürürken bir anda karşılaşılan bir tesadüften geçiyor. Jennifer Lawrence da o nadir rastlanan hikayelerden birine sahip.
Hollywood’un altın kızı haline gelen bu yetenekli oyuncunun hikayesi tam anlamıyla “bir anda hayatı değişti” dedirten cinsten.
Gelin, Jennifer’ın göz kamaştırıcı kariyerinin başladığı o dönüm noktasına birlikte bakalım.
Hani şu Hunger Games serisinin Katniss Everdeen’i. Onu izlediğinizde ne kadar doğal, ne kadar gerçek olduğunu fark etmişsinizdir mutlaka. Her rolü sanki yaşamış gibi oynayan, duyguyu doğrudan karşıya geçiren bir oyuncu o.
Ama bu başarının ardında sadece yetenek değil, bir de oldukça ilginç bir keşfedilme hikayesi var.
ABD’nin Kentucky eyaletinde, Louisville şehrinde doğup büyüdü. Ailesi onun oyuncu olmasını pek düşünmemişti açıkçası. Küçüklüğünden beri enerjik, komik ve dışa dönüktü ama bu kadar ünlü olacağını kimse hayal bile edemezdi. Ta ki bir yaz günü New York tatiline kadar…
Manhattan sokaklarında gezinirken, bir yetenek avcısı Jennifer’ı fark etti. Yüzündeki doğallık, kameraya olan yatkınlığı hemen göze çarpmıştı.
Yetenek avcısı onun bir deneme çekimine katılmasını önerdi. Ailesi önce tereddüt etse de Jennifer çoktan kararını vermişti: “Ben oyuncu olacağım!”
The Bill Engvall Show adlı sitcom, onun için bir başlangıç noktasıydı. Burada büyük kız kardeş 'Lauren Pearson'ı oynadı.
Daha sonra Medium, Not Another High School Show, Cold Case, Monk, Company Town gibi projelerde yer aldı.
Winter’s Bone adlı bağımsız filmdeki performansıyla adeta yer yerinden oynadı. Henüz 20 yaşındaydı ama En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterildi.
Bu, onun için sadece bir başlangıçtı.
Ve tabii ki The Hunger Games ile adını tüm dünyaya duyurdu. Her yaştan izleyicinin kalbini fethetti.
2013’te Silver Linings Playbook filmindeki performansıyla Oscar’ı eve götürmesi onun sadece bir gençlik yıldızı olmadığını da kanıtladı.
Oscar ödüllü başarılı oyuncu, kariyerinde olduğu kadar kalbinde de huzuru bulmuş gibi görünüyor. 2019 yılında sanat galerisi işletmecisi Cooke Maroney ile dünyaevine girdi.
Magazin dünyası bu evliliği “sürpriz aşk” olarak yorumlamıştı, zira ikili uzun süre ilişkilerini gözlerden uzak yaşamayı tercih etmişti. Ancak sade ve şık bir törenle evlenen çift, o günden beri oldukça mutlu bir tablo çiziyor.
Çiftimiz Şubat 2022’de ilk bebeklerini kucaklarına aldı. Çocuklarının adını “Cy” koydular. Jennifer, annelikle birlikte hayatında yepyeni bir sayfa açtı.
Hayranları bu haberi büyük bir sevinçle karşıladı. Sessiz sedasız geçen hamilelik sürecinin ardından, geçtiğimiz günlerde çiftin ikinci çocuklarının dünyaya geldiği ortaya çıktı.
Bebeğin adı ve cinsiyeti henüz kamuoyuna açıklanmadı ama yakın zamanda ikinci bebeğiyle görüntü vermesi kaçınılmaz.
Jennifer Lawrence, kariyerinde zirvede olmasına rağmen özel hayatını mümkün olduğunca gözlerden uzak yaşamayı tercih edenlerden. Evliliği, çocukları ve anneliğiyle ilgili detayları basına nadiren paylaşıyor ama hayranları onun bu sade, samimi ve doğal halini çok seviyor.
tipi ve gülüşü hoşuma gidiyor favorim olan filmi Uzay yolcuları
çocukların cinsiyeti söylenirse ne olur yani
Adam olsa bebeği kendi taşır bunlar bile kadına değer vermez,ama karısı kocası için ölüyordur.