Greenpeace Akdeniz'in raporuna göre, Türkiye'de tüketilen domates, biber ve salatalığın yüzde 15'inde yasak pestisit tespit edildi. Tüketilen bu gıdaların yaklaşık yarısı hormonal sistemi olumsuz etkiliyor.
Greenpeace Akdeniz'in raporuna göre, Türkiye'de tüketilen domates, biber ve salatalığın yüzde 15'inde yasak pestisit tespit edildi. Tüketilen bu gıdaların yaklaşık yarısı hormonal sistemi olumsuz etkiliyor.
Greenpeace Akdeniz, Türkiye'de piyasada satılan domates, biber ve salatalık örneklerini inceleyerek hazırladığı 'Soframızdaki Tehlike: Pestisit' adlı raporun sonuçlarını kamuoyuna açıkladı.
Greenpeace Akdeniz'in Gıda Mühendisi Bülent Şık'la birlikte incelediği 90 adet sebzenin 14'ünde kullanılması yasak pestisit, 46'sında ise hormonal sistem üzerinde etkili pestisit ya da pestisitler tespit edildi.
Raporda 2019 yılı Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında Türkiye'de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 30'ar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 90 örnek incelendi.
Marketlerden alınan örneklerin pestisit kalıntıları açısından pazarlardan alınan örneklere kıyasla yüzde 14 farkla daha fazla risk içerdiği belirtilen raporda, 90 adet gıda ürününün yüzde 42'sinde doğal hayatta biyolojik birikime neden olan, toksik etkisi çok uzun süre kalıcı pestisit kalıntısı belirlendiği kaydedildi.
Sebzelerin yetiştikleri mevsim dışında incelenen örneklerinde pestisit oranının arttığı vurgulanan raporda, örneğin Ağustos ayında incelenen domates, yeşil biber ve salatalıkta pestisit sayısı 56 iken Ekim ayında bu miktarın iki katına, Kasım ayında da üç katına çıktığı bilgisine yer verildi.
İncelenen 90 örneğin yarısından fazlasında, yani yüzde 52'sinde, yani 90 örneğin 46'sında hormonal sistem üzerinde etkili bir ya da birden fazla sayıda pestisit tespit edildiğine de dikkat çekildi.
Kasım ayında sadece bir yeşil biber örneğinde tam 14 adet farklı pestisit kalıntısı bulunduğuna işaret edilen raporda, 'Bir pestisitin tek başına sahip olduğu toksik etki diğer pestisitlerle bir arada olduğunda 'kokteyl etkisi' denen daha fazla olumsuz etkiye sahip olabiliyor' uyarısı da yer aldı.
Raporun sonuçlarına ilişkin 'Soframızda zehir var' diyen Greenpeace Akdeniz Gıda ve Tarım Proje Sorumlusu Berkan Özyer, 'Yasaklanan, piyasadan toplanması ve kullanılmaması gereken kimyasal maddeleri çocuklarımıza ve sevdiklerimize yediriyoruz. Mutfağımızın en temel malzemelerine yönelik yaptığımız bu analizin sonuçları acilen harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor' şeklinde konuştu.
Zehirli kimyasal kullanmadan, ithalata bağımlı olmadan temiz ve sağlıklı gıda tüketilebileceğini vurgulayan Özyer, bunun yolunun da 'ekolojik tarım'dan geçtiğine işaret etti. Özyer, 'Bu modelin uygulanması ve denetimin sağlanması için güçlü tarım politikalarına ihtiyaç var' diye sözlerini sürdürdü.
Greenpeace'nin raporunda gıda örneklerinde 620 farklı çeşit pestisit kalıntısı incelendiği, pestisit analizleri konusunda da uluslararası akreditasyona sahip bir laboratuvarda analiz ettirildiği belirtildi.
Ülkenin her kamu hizmetinde, her yerinde, her olayında, rüşvet, torpil, varken bunun olmaması imkansız. Akp ile ne ilgisi var diyecekler için hemen söyleyeyim. Akp denetliyor bunları. Tam olarak şöyle oluyor; Gidiyor, parasını alıyor, iki kahve içiyor, halk sağlığını umursamadan oradan ayrılıyor. Bu her alanda böyle. Ülkesini parsel parsel satanların, sizin sağlığınızı düşünüceğini mi sanıyorsunuz. Çok boktan biyerdeyiz çok. Ne zaman harekete geçicez bilmiyorum
İçerisinde zehirli madde bulunmamış olsa, hastanelere verilen 'müşteri' garantisi nasıl karşılanacaktı ki neden şaşırıyoruz.
herşey zehir ülkede denetim yok at koşturmak serbest. sanırım insanların sağlığıyla oynayanlara ekstra oara yardımı yapılıyor olmalı. yoksa müslüman ülkesinde herkes mi sahtekarlığı kötü yoku seçer. elleri kırıldın yapanların göz yumanların.