Sodom ve Gomore, Ürdün'ün lanetlenmiş iki kentidir. Yazar, bu şehirleri Kurtuluş Savaşı yıllarında işgal altında kalan İstanbul'a benzetir. Esasen, İstanbul'da bulunan ve işbirlikçi olarak çalışan kişiler ve onların yaşam tarzlarına dair eleştiriler getirilmiştir.
Kurtuluş Savaşı öncesinde İstanbul'un İngilizler tarafından işgali, saray tarafından tepki almamıştır. Tüm ülke kargaşa içerisindedir. Fakat İstanbul'da yaşayan bir grup, tıpkı Sodom ve Gomore'deki gibi bir hayat sürer. İstanbullu kızlar İngiliz askerlerle birlikte olur, akşamları eğlenceler düzenlenir...
Kitabın baş karakteri olan Leyla da bu kızlardan birisidir. Leyla, İngiliz subaylarından hoşlanır, kendisini seven Türk subayı Necdet'e pas vermez. Necdet ise artık bu durumdan ümidini kesmiş bir vaziyettedir. Necdet'in arkadaşı Cemil ise ona karşı çıkarak Kuvay-ı Milliye'ye katılır. Cemil şehit olur.
Fakat İstanbul'un bu eğlenceli hayatı kısa sürecektir. Kuvayi Milliyetçiler, İstanbul'a akın ederler. Leyla ise eski hayatlarını mahvettikleri için onlardan nefret etmeye başlar. Leyla'nın gerçek yüzünü gören Necdet ise ondan uzaklaşır.