Şunları bir araya toplayayım.
'Bir güzel muhabbet ederiz' diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım, donattım sofrayı, bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öteki yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez...
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım.
Hatırladım... hepsi eric satie severdi.
Müziği de ayarladım.
Geldiler.
Yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
Kırk yaşımın karşısına da ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim, 'sen karışma moruk' dediler.
Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üsten duvarlara vurdular..
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı..
Evin içine de ettiler..
Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine.
Martin Ramirez, bir şizofreni hastası ve aynı zamanda bir sanatçı. Akıl hastanesinde tedavi gördüğü sırada yaşadığı duygu devinimi ve içsel sancıyı, çizdiği resimlerle işte böyle anlatmış!
Biz de bu vesileyle şizofreni hastalığı hakkında birkaç şeyden bahsedelim..
Bizde de var bir tane, allah kimsenin basina vermesin. Cekiyoruz ulkecek.
Belki şizofreni hastaları gerçeği görüyordur.Belki de biz ne olduğunu bilmiyoruz.Belki asıl hastalar biziz.
ya onlar haklıysa biz haksızsak gerçekte varsa gördükleri