Şizofreni Hastası Bir Ressamın İntihar Etmeden Önceki 17 Enteresan Eseri

Şizofreni.

Psikoz hastalıkların en beteri.

İnsan zihninin karmaşıklığının belki de en üst noktası.

Gerçekle bağlantı kuramama hali, bir başka deyişle rahatsızlığının dahi farkında olmama durumu.

Görülen şeyin somut gerçeklik olduğunu iddia etme, hastalığı kabul etmeme durumu.

Bu liste böyle uzar gider de, bizler halen şizofreni hastasının zihninde gerçekleşen karmaşanın onda birini bile anlayamayız.

Ta ki şizofreni hastalığından muzdarip olan bir kişi, zihninin kapılarını bizlere açana ve beyninin derinlerinde olan şeyleri bizlere anlatmaya başlayana kadar...

Bryan Charnleys, şizofreni hastası bir ressam-dı. Hastalığın etkisindeyken aldığı ilaçların dozajlarıyla oynayan ve bu şekilde resimler çizen Bryan'ın ödediği bedel ise oldukça ağır oldu...

Not: Resimlerin üzerindeki yazılar ressam Charnley ve yaşamı hakkındaki bilgiler, resimlerin altındaki tarihler çizimin yapıldığı tarih, yazılar ise Charnley'in çizdiği resim hakkındaki kişisel yorumlarıdır.

1. Çocukluğundan itibaren resme karşı oldukça yetenekli olan Charnley, 1949 senesinde doğdu.

11-16 Nisan 1991

Çok fazla uyuduğum bir dönemde, iki oturuşta çizdim bu klasik portreyi. Benzerlik var mı aralarında, ne dersiniz?

2. 1968 yazına gelindiğinde -henüz 18 yaşında iken- Charles, ilk sinir krizini geçirdi. Şizofreninin ilk emarelerini göstermeye başladı.

20 Nisan 1991

Üst komşum aklımı okuyor. Sanki egomla savaş halindeymiş ve onu çarmıha germek istermiş gibi benimle konuşup duruyor. Yüksek paranoya içindeyim. Böyle hissediyorum çünkü yaşadığım zihinsel sallantılar kolayca yorumlanabilir haldeler. Ben de bu zihinsel yoğunluğu resimlerime aktarmayı amaçladım. Kafam fazlasıyla karışıktı ve insan seslerine karşı oldukça duyarlıydım, tıpkı vahşi bir hayvan gibi...

3. Charles geçirdiği sinir krizine rağmen hedeflerinden vazgeçmedi ve 1969 senesinde Central School Sanat ve Tasarım okulunu kazandı.

23 Nisan 1991

Uzun zamandır zihnimi odaklamaya çalışsam da bunda pek çok kez başarılı olamadım ve ortaya sanatsal bir ürün koyamamıştım. Daha da kötü bir durum var ki, etrafımdaki insanların ekstra bir algı sensörüyle donatılmış olup zihnimi okuyabildikleri düşüncesine kapılmıştım. Olaya bu pencereden bakınca da kendimi sanki kör bir insan olarak görüyordum.

Resimdeki gözlerin yerine çizdiğim çarpıların sebebi de buydu.

4. Okuldayken sinir krizleri geçirmeye, sanrılar görerek yaşamaya da devam etti.

24 Nisan 1991

Resimdeki beynin üzerine attığım noktalar var ya, işte onları yaparken kendi kanımı kullandım. Amacım ise uzun zamandır aşamadığım zihinsel acılardan kurtulmaktı. O günlerde çok fazla içtiğim için resme, pipoyu da ekledim.

Göz koymadım resme çünkü gerçekten neler olup bittiğini göremeyecek haldeydim. Ağızda da dikişler var. Dediğim gibi kan bana ait. Başparmağımı kestim birazcık.

5. Gördüğü sanrılar ve geçirdiği krizler, şizofreni tanısı koyulmadan bir önceki adımdı.

29 Nisan 1991

Olaylar artık kontrolümden çıkmaya başlamıştı. Ruhani bir kuvvet ısrarla sigaradan uzak durmamı ve içmemem gerektiğini söyleyip duruyordu. Hatta içtiğim takdirde başıma kötü şeyler gelecekmiş. 

Sıradan bir içici olarak bu durum artık beni delirtmeye başlamıştı çünkü içmek istiyordum.

Kullandığım ilaçların dozajını arttırdım, belki o sesten kurtulurum diye fakat olmadı. Ses gitmedi. Ses gitmedi ve ben deli gibi dönmeye, kendi kendimi yemeye devam ettim. 

Günler boyunca hem de...

6. Sanrılarından ötürü yardım almak zorunda kaldı.

2 Mayıs 1991

Son günlerim çok zor geçti. İlaçlar resmen tüm enerjimi aldı götürdü benden. Hiçbir şey için enerjim yok. Bitmiş bir haldeyim. O halde çizdim bu resmi de.

Çamaşır ipi, zihinsel berraklığımın ya da düşüncelerimin ulu orta bir şekilde ortada olduğunu gösteriyor. Ayrık haldeki haçlar, şizofreninin bir çeşit “egoyu çarmıha germe” aracı olduğunu temsil eder nitelikte. 

Şapkalı adam ise beni izliyor ve her şeyi şapkasının altında gizliyor.

7. Tam 6 sene boyunca elektroşok tedavisi gördü Charnley.

6 Mayıs 1991

Kendimi insanların acımasız yorumları için bir hedef gibi hissediyorum. Neden böyle hissediyorum ki? 

8. Tedavi sonrasında ailesinin yanından ayrıldı ve yalnız başına yaşamaya başladı.

14 Mayıs 1991

Ego denilen şey ne garip. Saldırıya uğrayınca bir kanser hücresi gibi parçalanıyor. Kanlar içinde kalıyor, aşağılanıyor adeta. 

Kendimi İsa'yı çarmıha germe kararını veren Romalı gibi hissediyorum bazen. Kendi egom da çarmıha geriliyor adeta.

Hiçbir zafer olasılığına sahip değilim sanki, sadece aşağılanma var. İçten içe zarar görmeye devam ediyorum...

9. Yalnız yaşadığı dönemde sanatın başka alanlarına da merak saldı Charnley.

18 Mayıs 1991

Zihnim benden bağımsız şeyler üretmeye ve ürettiği bu düşüncelerle de inanılmaz boyutta bir yayın yapmaya başlamıştı. Zihnimin dizginleri artık benim elimde değildi, bir şey yapabilecek iradeye de sahip değildim zaten.

Bu durumun bende yarattığı düşünsel dalgalanmayı da, benden bağımsız olarak hareket eden devasa bir ağız çizerek resmettim.

10. 1982 senesine kadar pastoral konuları resmeden sanatçı, o seneden itibaren muzdarip olduğu şizofreni ile alakalı konuları resmetmeye başladı.

23 Mayıs 1991

Çizdiklerimi insanlara anlatmaktan gerçekten bıkmış durumdayım. Derdimi anlatamamak da benim trajedim haline gelmişti artık. Örneğin bu resmimde maviyi kullandım çünkü antidepresanı kestiğimden beri depresyondayım.

Radyo ve televizyon beni fazlasıyla kaygılandırıyordu çünkü etrafa saçtıkları dalgalarla etkileşime geçerek kendimi ifşa etmiş ve aşağılanmış gibi hissediyordum. O anlarda ise insanlar bana gülüyor ve dolaylı yollardan bana bu yaşananların gerçek olduğunu söylüyorlardı.

Bu yaşananlardan sonra o insanlarla ikili ilişkiler kurmamaya devam ettim.

11. Şizofreni konusuna karşı edindiği eğilimin en büyük sebebi de Bethlem Zihin Müzesi'ndeki resimlerden etkilenmesi olarak düşünülüyor.

24 Mayıs 1991

Belki de tüm bu yaşananların sebebi kırık bir kalptir, kim bilir? Tek bilinen şey var, o da bu durumun can yaktığı. Çizdiğim resmin sol tarafını en iyi bu şekilde anlatabilirim.

Kalbin sağ tarafındaki örümcek bacakları ise yaşadığım duygu devinimlerini ve zihnimden fışkıran istemsiz düşüncelerin bir yansıması gibi adeta...

12. O dönemde çizdiği resimlerle adından söz ettirmeye ve başarılar elde etmeye başlasa da ruh sağlığı zamanla daha kötüye gitmeye başladı.

8 Haziran 1991

Örümceğin bacakları benim içinde bulunduğum durumun birer göstergesi gibiler. 

Örümceğin bacakları pek çok şeyden soyutlanmamın temsili gibiler adeta. İçinde bulunduğum ruhsal durumun altında yatan gerçek bu mu? 

En sonunda farklı bir sonuca ulaşacaktım fakat bu durum da yaşanılan gerçeğin bir parçasıydı.

13. Charnley bu ruhsal devinimlerini aldığı ilaçların dozajlarıyla oynayarak bastırmaya çalıştı.

13 Haziran 1991

Resimlerimde kullandığım teknikle alakalı bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar beni karanlıkta bırakıyorlar çünkü geçmişim hakkında türlü türlü dedikodular var ve ben ise onların hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Resimdeki yumurtalar boş, aynen düşüncelerden sıyrılmış bir zihin gibi. İçerisinde hiçbir şey kalmamış. Sırlar gitmiş; başka birinin, üzerimde söz sahibi olan birilerinin iştahını bastırmaya gitmişler adeta. 

Onlar da her lokmanın tadına sonuna kadar varıyorlar...

14. Bastıramadığı duygularını da sanatına, çizimlerine aktarmaya çalıştı.

14 Haziran 1991

Yaşadığım zihinsel çalkantıların davetsiz misafirleri... kapı eşiğinden ayaklarını uzatmışlar gibi..

Ağız çivilenmiş, dil ise düğümlenmiş. Bu durumun sebebi de onlara karşı verecek cevaplarımın olmayışından.

15. Muzdarip olduğu şizofreni etkisindeyken de kendisini gördüğü gibi resmetti ve bu çalışmalarına da “The Self Portrait Series” adını verdi.

27 Haziran 1991

Şizofrenimin içini görmeye, onu bulmaya yaklaştığımı hissediyorum ve bu karmaşık resim de bu durumun imgesel hale gelmiş hali.

Öncelikle içim, dışım birdi. Fakat zamanla bazı durumlar üzerinde beklenmedik girişimler yapmak artık neredeyse imkansız hale gelmişti. Egom ve beynim, rahat hareket etmemi engelliyor ve zihnimde sınırlandırmalar yaratıyordu.

16. Bu seri, ressam Charnley'in son çalışmalarıydı ve onun düşünce dünyasının son meyveleriydi.

12 Temmuz 1991Bu ve sonraki portre hakkında Charnley herhangi bir yorum getirmemiş. Fakat, bu portrenin üzerinde Bob Dylan'ın The Bootleg Series, Volumes 1-3 albümlerinin son şarkısı olan Series of Dreams’ten bir alıntı var ve şöyle yazıyor:

''Bu kağıtlar ciddi anlamda hiçbir işe yaramaz haldeler, ta ki başka bir dünyaya ait olana dek...''

17. Charnley, yaşadığı ruhsal çalkantılara daha fazla dayanamayarak 1991 yılında intihar etti.

19 Temmuz 1991

Son portresi üzerinde çalışma yaptıktan sonra, herhangi bir not bırakmadan, intihar etti Bryan Charnley.

Ruhsal anlamda yaşadığı zorluklardı belki de onu son çare olarak gördüğü intihar batağına iten.

Ya da bambaşka şeylerdi.

Kim bilir?..

Popüler İçerikler

Narin Cinayetinde İlk Duruşma Başladı! Sanıklar Hakim Karşısında: Baba Arif Güran Fenalaştı
Yabancılar Hayran Kaldı: Mourinho'nun Trabzonspor Maçındaki Heyecanı Dünyanın Dilinde
Serhat Kılıç Seksenler Dizisinde Rol Arkadaşı Olan Vural Çelik'in Cenazesine Neden Katılmadığını Açıkladı!
YORUMLAR
07.07.2016

millet aşk acısı çekiyor dötü başı dağıtıyor. elalem neler çekiyor az güçlü olun akıllı olun lann !

10.07.2016

aynen öyle, beklemediğim ama okumak isteğim bi yorum

Pasif Kullanıcı
07.07.2016

Aklındaki paylaşamadığı şeyleri resme dökmüş ne yani ne var bunda? bence çok güzel.

Pasif Kullanıcı
07.07.2016

Ne diyeceğimi bilemedim şimdi. Güzel paylaşım olmuş.

TÜM YORUMLARI OKU (32)