Vahşi Batı'da, Orta Çağ Avrupa'sında ya da kalabalık bir korsan kasabasında zaman geçirmek varken neden kendi zamanımızda yaşıyoruz ki? Geçmişte takılıp kalan, göz kamaştırıcı bu yerler gerçekten görmeye değer.
Vahşi Batı'da, Orta Çağ Avrupa'sında ya da kalabalık bir korsan kasabasında zaman geçirmek varken neden kendi zamanımızda yaşıyoruz ki? Geçmişte takılıp kalan, göz kamaştırıcı bu yerler gerçekten görmeye değer.
Mackinac Adası, Huron Gölünün ortasında bulunuyor. Tarihi, ulusal bir dönüm noktası olan bu ada, geçmişten bu yana pek çok tarihi binayı muhafaza etmiş. Adada 1898 yılından beri motorlu taşıtlar yasak olduğu için hala 1800'ler hissi veren at arabalarına sıkça rastlayabilirsiniz.
UNESCO dünya mirası listesinde yer alan Prag şehri, Avrupa'nın en iyi korunmuş Orta Çağ şehridir. Gotik mimarisi ise gittiğiniz her yerde sizi kuşatan şehir, tam 1200 yaşındadır ve attığınız her adımda tarihiyle sizi büyüler.
Xinye tam 800 yıllık bir tarihe sahip. Köyün büyük bir kısmı Ming ve Quing hanedanlıkları zamanında inşa edilmiştir. Atalarından kalan antik salonlar, kuleler, konutlar ve tapınaklar, bu Çin köyünü geçmişin bir parçası gibi gösteriyor.
1867 yılında San Angelo'da inşa edilen Concho kalesi, 1889 yılına kadar kullanılmış. Şimdi ise tarihi bir nokta ve sizi batının geçmişine götüren bir tünel. Aynı zamanda da müze olarak kullanılıyor ve kanun kaçakları, tren soyguncuları ve '' Wild Bunch '' zamanlarını hatırlatıyor. Burada Concho Caddesinde gezerken, kendinizi vahşi batının en ünlü silahşörlerinden Doc Holliday gibi hissedebilirsiniz.
Dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Mont-Saint Michel, romanesk tarzında inşa edilmiş, muhteşem bir orta çağ manastırıdır. Bulunduğu ada da orta çağ görüntüsüne sahiptir. ''Tangled'' filmine de ilham veren bu manastırda, kendinizi bir Disney filminde yürüyormuş gibi hissedersiniz.
Fenghuang, Çin'in güzelliğiyle meşhur olan yerlerinden birisi. Su yolları boyunca akıp giden sandalları ve çevresinde, sütunların üstüne konumlandırılan evleriyle eşsiz bir manzara çiziyor. Burada bulunan Antik Kente giderek, yapımı 1700' lere, Qing Hanedanlığına dayanan yapıları görebilirsiniz. Fenghuang halkı sade, basit bir hayat sürmeye önem veriyor, bu da şehre başka bir zamanda donup kalmış havası katıyor.
Bir zamanlar, Abraham Lincoln ve Ulysses S. Grant bu sokaklarda yürümüş. Siz de Galena'nın bu tarihi sokaklarına gidin ve şehir hala gençken 19. yüzyıl vitrinlerine, kiliselerine, otellerine, evlerine ve diğer yapılara göz atın. Eski maden bölgesinde, sanayinin burayı ve tüm Amerika'yı nasıl etkilediğine şahit olun.
Beaufort kasabası, 1700'lerde kurulduğundan bu yana biraz değişti. Ama hala kıyı şeridi boyunca uzanan, tarihi evlerini ve iyi muhafaza edilmiş yapılarını görmek mümkün. Korsanlar, bu kıyıları oldukça sık ziyaret etmiş; bunlardan en ünlüsü de Karasakal. Bir korsan ise bugün hala kasabada yaşıyor ve adeta tarihi yeniden sahneliyor.
Dodge City, Amerikan tarihindeki en ünlü vahşi batı kasabalarından bir tanesi ve hala ayakta. Şehrin tamamında bir western havası hakim ve tüm kasaba binalarının bir arada olduğu dev bir müzeye sahip.
Oxford kasabası 1834 yılında inşa edilmiş ve iç savaşta aldığı hasar yüzünden 1860'larda yeniden yapılmış. 1860'lardan kalan binaların çoğu, tarihi bir ev ve 11 kilise de dahil, bügün hala ayakta ve tüm kasabayı çevreliyor. Kasabanın meydanına gidip dört bir yanını fotoğraflayarak tarihi tekrar canlandırabilirsiniz.