Yeni bir hayata adım atan üniversite öğrencilerinin sorunlarını derledik. Bu sorunlara ortak olmak için içeriğimize buyurun.👇
Yeni bir hayata adım atan üniversite öğrencilerinin sorunlarını derledik. Bu sorunlara ortak olmak için içeriğimize buyurun.👇
Belki daha iyi bir gelecek için, belki de çevremizi memnun etmek için yaptığımız yanlışlar silsilesi... Kendimizden çok etrafımızdakilerin söz hakkı olduğu üniversite tercihlerinde, daha 1. sınıftayken, insana 'ben neredeyim?' dedirten bir olaydır. Hatta üniversite kütüphanelerine gittiğinizde çok sık karşılaştığınız manzara, üniversite sınavına tekrar hazırlanan insanlardır.
Hem tercih zamanı hem de mezun olduğumuz zamanlarda onlardan çok bizi ilgilendiren konularda bizden çok fikir söz sahibi olan her şeyin içinde olan aile ve akrabalar. Tercih dönemi onu seçsin, bunu seçsin diye kendi aralarında konuşup, sizin ne istediğinize danışmamaları, birçok üniversite öğrencisini yanlış yönlendirmeye itiyor. Mezun olduktan sonra ise iş buldun mu? ne iş yapacaksın? gibi sorularla karşılaşıp 'olsun o da iyidir herhalde' diye biten cümleleriyle bizi hayata küstürürler.
Bir heyecanla başladığın üniversitenin ilk zamanları adapte olarak geçer. Daha sonra ne yapmak istediğine karar verirsin. Bunlar arasında öğrencilik avantajından yararlanarak yurt dışına çıkmak vardır. Çoğunlukla maddi yetersizlik sebebiyle çıkamıyor olsak da, artık salgın olması da bu engellerden biri.
Geçen aylarda paylaşılan iki genç öğrencinin ev alması, Twitter'da oldukça çok konuşulmuştu. Türkiye'de üniversite yakınlarında, uygun fiyata kalınacak yer bulmak bu kadar zorken, yurt dışında genç yaşta ev sahibi olmaları yine bir Türk gencini umutsuzluğa düşüren başka bir olay. İtiraf edelim ki yurt dışında okuyup oraya yerleşme hayali hepimizin hayaliydi.
İstemeyerek veya isteyerek, artık kazanmış olduğun ve okuyacağın bölümü zorda olsa bitirirsin. Bu bölümden daha mezun olmadan işsiz kalma korkusu başlar. Sürekli insanların 'dışarda iş mi var?' veya 'az maaşla yetin, ne iş olursa yap' dediği bir ülkede, insan ne yaptığı işi sevebiliyor ne de bu işi verimli bir şekilde gerçekleştirebiliyor. İşsizlik oranının her yıl artması ve özellikle genç işsizlerin oranının artması bir ülkenin ilerleyememesi için en büyük nedenlerden biridir.
Artık yavaş yavaş mezuniyetin yaklaşınca, işler de ciddiye binmeye başlar. Deneyimsiz bir üniversite mezununu almayan iş verenler, deneyimsiz stajyerleri de almazlar. Oysa stajyerlik deneyim kazanmak içindir. Hala bu durumu sürdüren bir sürü iş yeri mevcut.
Üniversite mezunları yerine daha az paraya lise mezunu tercih eden yerler hiç de az değil. Asgari ücret veya daha altında bir ücrete aynı işi yaptıran iş verenlere ne desek bilemedik.🤷♀️
Bitirme projesini 'daha vakit var' diye erteleyip, son bir ayda yetiştirmek için uyumadan çalışan gençleri çok iyi anlıyoruz. Bitirme projesi teslimi için 1 yılımız da olsa biz yine son ay yapardık.
Hem üniversitelerin fazlalaşması hem puanların giderek düşürülmesi hem de kontenjanların artırılması... Bu durum herkesi üniversite mezunu yaptı. Tabii yine herkes üniversite mezunu olsun ama arz fazlalaşınca talep de giderek düştü.
Bunca şeye rağmen geleceğin için endişelenirken bile yüzünü güldüren, ömürlük arkadaşlara sahip olmakta, bu kadar eksi olayın yanında en büyük artılardan biri. Her saçmalığı beraber yaptığınız arkadaşlarınızla, hatırlanacak bir sürü anılarınız oldu.
Mezuniyet diplomana baktığında gelen hüzün... Artık öğrenci olmamanın ve o rahatlığı bir daha yakalayamamanın endişesi içimizi kaplar. Üniversite yaşanılan en güzel tecrübelerden biri. Doya doya yaşadığın, iyisiyle kötüsüyle 4 yılın sonunda bambaşka biri olarak ayrıldığın bir yer. Bir daha öğrenci olamayacağımızı bilmemiz bizi derinden üzer.
Tabii bu duruma ilk maaşınızı alana kadar üzülürsünüz.😂