Size Bunları Okullarda Öğretmezler: Hayata Dair Bilimsel Olmayan 13 Gerçek

Evet, belki bu maddeleri bilimsel olarak açıklayamam, deneylerle ispatlayamam ama bunlar gerçek. Biz hayat okulundan mezunuz kardeşim, bunların hepsi tecrübeler ışığında üretilmiş fikirler!

1. Evlilik aşkı öldürmez.

Öldürmez. Ölüyorsa aşk değildir o. Aslında bu biraz da evlilikten ne beklediğinizle alakalı bir durum. Birbirinize destek olmazsanız, birbirinizi dinlemezseniz, eşinizi size ait bir eşya gibi görürseniz tabii ki aşkınız ölür. At çöpe bu cümleyi artık. İlişki yürütemeyenlerin, hayatı olduramayanların yalanı bu.

2. Zıt kutuplar birbirini çekmez.

Bu da yıllardır kendimize söylediğimiz hatta ilişkiler konusunda ahkam kesmeye bayılan insanların bize söylediği bir yalan. Ortak hiçbir beğeninizin olmadığı, birlikte film izleyecekken bile tartışmalar yaşadığınız, asla ortak noktada buluşamadığınız bir insanla mutlu olmanız sizce de çok düşük bir ihtimal değil mi?

Belki de, aslında aşık olmadığımız bir insanı kendimize kabul ettirmek için sarılıyoruz bu cümleye. 'Zıt kutuplar birbirini çekermiş ya demek ki ondan tutuldum ona böyle'. Hayır böyle bir şey yok. Ya o gayet de senin gibi bir insan ya da sen olmadığın bir kişi gibi davranıyorsun.

3. Mesaja cevap verme süresinin hiçbir önemi yoktur.

Tutturmuşsunuz gidiyor bir 'Mesaja geç cevap verme nefreti'. Sanıyorsunuz ki insanlar telefonları ellerinde sizin mesaj atmanızı bekliyor. Bundan artık vazgeçelim. İşimiz gücümüz var. Telefonumuz elimize yapışık bir şekilde yaşamadığımız için özür dileriz ama bu böyle ne yazık ki. Mesajınıza geç cevap vermemiz sizi daha az sevdiğimizi, size değer vermediğimizi göstermez. Bu en az 'Tüm esmerler elma sever' kadar saçma ve kaynaksız bir genellemedir. Yapmayın. Bırakın insanlar görünce cevap versin.

4. Ne kadar kazanırsan kazan maaşın sana asla yetmez.

Büyüklerimiz hep der ya 'Ayağını yorganına göre uzat.' diye, yorgan yok ki nereye uzatalım ayağımızı? Maaş yatıyor. Kiraydı, faturalardı, kredi kartıydı derken hoop maaş günü birden ay sonuna dönüşüyor. Üstelik bunun az ya da çok kazanmakla da ilgisi yok. Herkesin kendine göre bir harcaması var ve hiçbir para bize yetmiyor, yetemeyecek.

5. Özellikle bir ürün satın almak için evden çıktığınızda, o ürünü alamadan eve dönersiniz.

Yarabbim bu nasıl acıdır. Evden çıkarken binbir çeşit söz verirsin kendine. 'Sadece ihtiyacım olan şeyi alıp döneceğim.' dersin kararlı bir şekilde. Sonra o parıltılı, kocaman indirim yazılarının olduğu mağazaların içinde bulursun kendini. Artık çok geçtir. Zaten kandırılmaya, bir şeyler satın almaya o kadar hazırsındır ki, seçim yapmaya çok da şansın olmayacaktır. Pantolon almak için evden çıkıp darbeli matkap alıp eve geleceksin. 'Yuh artık o kadar da olmaz.' demeyin, oluyor.

6. Evden acil çıkmanız gerektiğinde şarjınız hep bitmek üzeredir.

Dışarı çıkmak planlarımız arasında değilse, kolay kolay telefonları şarja takmıyoruz. İstediğimiz an şarja takma seçeneğimiz var çünkü. O yüzden rahatız, erteledikçe erteliyoruz. Derken bir telefon geliyor bir gün. On dakika içinde evden çıkmanız lazım. Şarj bitmek üzere, powerbank de boş hatta. Allah kimseye böyle acı vermesin gerçekten.

7. Eve açlıktan ölmek üzereyken geldiğinde annen mutlaka pırasa pişirmiştir.

Pırasayı sevenler de var mutlaka, onlara saygı duyuyorum ama bu otun yenilebilecek hiçbir yanı yok bunu herkes kabul etsin artık. Yeşil soğandan hiçbir farkı olmayan bir bitkiyi önümüze nasıl yemek diye getirebilirsiniz nasıl?

Anneler de bunu asla kabullenemiyor. 'Bak limon sık bolca limon sıkınca çok güzel oluyor.', 'sen ağzının tadını bilmiyorsun.' gibi cümleleri duymaktan bıktık artık. Hayır hiçbir şekilde güzel olmuyor. Anne ben senin kanınım lütfen artık pırasa pişirme.

8. En büyük aşklar nefretle başlamaz.

İlkokulda değilseniz ve sevdiğiniz kıza onu sevdiğinizi göstermek için gidip saçını çekmiyorsanız bu iddiaya inanmamanız lazım zaten. Bu da en az 'Zıt kutuplar birbirini çeker.' kadar saçma ve gerçek dışı bir genelleme. Kimse nefret ettiği bir insana aşık olmaz arkadaşlar. Stockholm sendromu mu bu Allah aşkına!

9. Anneniz sizi diğer kardeşinizden daha az sevmiyor.

Herkes annesinin diğer kardeşini kendisinden daha çok sevdiğini düşünür. Bu yüzdendir hep, istediğimiz şeyler gerçekleşmediğinde 'Sen zaten beni hiç sevmiyorsun.' diye şımarmalarımız. Aslında doğru olmadığını biz de biliriz ama yine de hep düşünürüz acaba hangimizi daha çok seviyor diye.

Bence anneler tüm çocuklarını eşit şekilde seviyor ama bunu bilerek belli etmiyor. Bunu bir taktik olarak kullanıyorlar. Neden beni daha az seviyor diye düşünüp, daha iyi bir evlat olmanız için kurulan bir komplo bu. Bunu bir düşünün derim...

10. Yalnızca sinsiler ve kötü kalpliler düğünde beyaz elbise giyer.

Eğer gelin siz değilseniz düğüne beyaz elbise giyip gelmenizin açıklaması olamaz. Lütfen artık gelinden rol çalmaya çalışmayın sinsiler, yılanlar!

11. Araba ilanlarında yazan hiçbir şey doğru değildir.

Araba piyasasına az çok hakim olan herkes, bu piyasadaki dile hakim zaten ama bilmeyenler için biraz üstünden geçelim:

Yürüyen aksamında sıkıntı yoktur= Arabanın her yeri elinizde kalacak ama motoru çalışıyor, en azından şimdilik.

Boya takıntısı olan aramasın= Birkaç kez takla atıp, sağa sola vurduğumuz için arabanın  her yeri boyalı.

LPG takılalı altı ay oldu= LPG takılalı on yıl oldu, arabanın motoru ağlıyor artık.

Siz siz olun, bir bilene sormadan araba ilanlarına inanmayın.

12. Babalar her şeyi bilir.

'Annem benim en yakın arkadaşım, ben onunla her şeyimi paylaşırım.' diyenler görüyorum bazen. Ah ne büyük yanılgı içindeler. Bugüne kadar nasıl da saf saf annelerine her şeyi anlatmışlar. Uyanın arkadaşlar. Kocaman bir yalanın içindesiniz. Anneler, her şeyi babalara anlatır. Babalar bunu ustalıkla gizliyor olabilir ama her şeyi biliyorlar. EVET HER ŞEYİ!

13. Bir insan size "Aşk olsun ben öyle bir insan mıyım?" diyorsa, tam olarak öyle bir insandır.

Bu insanlar genelde karşısındaki insanın 'Evet öyle bir insansın.' diyemeyeceğini bildiği için sık sık bu cümleyi kullanır. 'Kız aşk olsun ben öyle bir insan mıyım? Sen benim hiç dedikodu yaptığımı gördün mü?' diyen kişiye 'Evet lan evet öyle bir insansın! Dedikodu ağzına yuva yapmış senin!' diye bağırsak herkes rahatlayacak ama olmuyor işte.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
27.02.2018

Düşünebilen insan zaten bu ''bilimsel olmayan 13 gerçeği'' bilir amk.Bazıları saçma zaten ve bazıları kişiden kişiye değişir çok kesin konuşmuşsun bazılarında.

27.02.2018

Bazılarını yaş ilerledikçe öğreniyorsun. Sonra adına tecrübe diyorsun.

28.02.2018

#11 Daha geçen pazar, akrabadan araç alıyorduk; anlaşmıştık. Akraba dedik güvendik, uzmana göstermeye bile gerek görmedim (Büyük mallık inanki). Gecenin bir yarısı plakayı sorgulatmak geldi aklımıza. Sorgulattık, anlatılanlardan daha fazla görmüş geçirmiş araba. Vazgeçtik. Bi de sen alcaksan şu kadar indirim yaparım abiiğğ, çekmesi var ya. İnsanoğlu çiğsüt emmiş inan ki. Yazıklar olsun. İçime öküz gibi oturdu yaptığı. Allah'a şükür kıyısından döndük. Dost ile ye iç alış veriş yapma kelimesi ne kadar doğru bir kelime imiş.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ